Seker.fforum.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Seker.fforum.biz


 
AnasayfaAnasayfa  Son KonularSon Konular  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 2:59 pm

MAİDE


Bismillahirrahmanirrahim

1 - Ey iman edenler! Sözlesmeleri yerine getirin. Ihramli iken avlanmayi helal saymamaniz sartiyla, çesitli hayvanlar size helal kilindi. Ancak haram olduklari size okunacak olanlar müstesna. Süphesiz Allah diledigi hükmü verir.

2 - Ey iman edenler! Allah'in alâmetlerine, haram aya, kurbanlik hediyelere, gerdanliklarina ve Rablerinden lutuf ve riza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakin saygisizlik etmeyin. Ihramdan çiktiginiz zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayi bir topluma karsi olan kininiz, sizi saldiriya sevk etmesin. Iyilik ve takva üzerinde yardimlasin, günah ve düsmanlik üzerinde yardimlasmayin. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'in azabi çetindir.

3 - Les, kan, domuz eti, Allah'tan baskasinin adi anilarak kesilen; bogulmus, vurulmus, yukardan düsmüs, boynuzlanmis, canavar yirtmis olup da canli iken kesmedikleriniz; dikili taslar (putlar) üzerine bogazlanan hayvanlar ve fal oklariyla kismet (sans) aramaniz size haram kilindi. Bunlarin hepsi dogru yoldan çikmaktir. Bugün kâfirler, dininize karsi ümitsizlige düsmüslerdir. Onlardan korkmayin, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladim. Size din olarak Islâmi begendim. Kim açliktan daralir, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalirsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bagislayan, merhamet edendir.

4- Sana, kendilerine neyin helal kilindigini soruyorlar. De ki: "Size iyi ve temiz seyler helal kilindi." Allah'in size ögrettiginden ögreterek yetistirdiginiz avci hayvanlarin sizin için tuttuklarini yiyin ve üzerine Allah'in adini anin (besmele çekin), Allah'tan korkun. Muhakkak Allah, hesabi çabuk görendir.

5- Bugün size iyi ve temiz seyler helal kilindi. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal oldugu gibi, sizin yiyeceginiz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadinlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadinlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksizin, namuslu bir sekilde mehirlerini ödediginiz takdirde, size helâldir. Her kim imani inkâr ederse, ameli bosa gitmis olur ve o, ahirette zarara ugrayanlardandir.

6 - Ey iman edenler! Namaz kilmaya kalktiginiz zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yikayin. Baslarinizi meshedin, iki topuga kadar da ayaklarinizi yikayin. Eger cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmisse yahut kadinlara dokunmussaniz, su da bulamamissaniz, temiz bir topraga teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çikarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve sükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.

7- Allah'in, üzerinizdeki nimetini ve "Isittik, itaat ettik" dediginizde sizden aldigi ve kendisiyle sizi bagladigi ahdini hatirlayin. Allah'tan korkun, çünkü Allah gögüslerin özünü çok iyi bilir.

8- Ey iman edenler, Allah için hakki ayakta tutanlar ve adaletle sahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizlige sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakindir. Allah'tan korkun. Süphesiz Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

9- Allah, iman edenlere ve salih amel isleyenlere söyle vaad etmistir: Onlar için magfiret ve büyük bir mükafat vardir.

10- Inkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, iste onlar, cehennemliktirler.

11 - Ey iman edenler! Allah'in size olan nimetini hatirlayin. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) yeltenmisti de, O (Allah) onlarin ellerini sizden çekmisti. Allah'tan korkun. Müminler yalniz Allah'a dayansinlar.

12 - Allah, Israilogularindan söz almisti. Içlerinden on iki müfettis göndermistik... Allah söyle demisti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazi dosdogru kildiginiz, zekati verdiginiz, peygamberlerime iman ettiginiz

ve onlara yardimda bulundugunuz, (mallarinizi) Allah yolunda güzelce sarfettiginiz takdirde, günahlarinizi mutlaka örter ve sizi altindan irmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdogru yoldan sapmis olur.

13- Sözlerini bozduklari için onlari lanetledik ve kalblerini katilastirdik. Kelimeleri yerlerinden degistiriyorlar. Uyarildiklari seyden pay almayi unuttular. Içlerinden pek azi hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onlari affet, aldirma. Çünkü Allah güzel davrananlari sever.

14- "Biz hiristiyaniz" diyenlerden de söz almistik. Onlar da kendilerine hatirlatilan seylerin çogunu unutmuslardi. Biz de onlarin arasina, kiyamete kadar sürecek kin ve düsmanlik soktuk. Allah, ne yapmis olduklarini onlara - elbette haber verecektir.

15 - Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemis oldugunuz seylerin çogunu açiklayan, çogundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. Ayrica size, Allah'tan bir nur ve apacik bir kitap da gelmistir.

16 - Allah o kitabla rizasina uygun hareket edenleri selamet yollarina iletir. Onlari izniyle karanliklardan aydinliga çikarir ve onlari dosdogru yola sevk eder.

17- Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoglu Isa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuslardir. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoglu Isa Mesih'i, anasini ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasindakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, diledigini yaratir. Allah, her seye kadirdir.

18- Yahudiler ve hiristiyanlar, "Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: " O halde niçin günahlarinizdan ötürü (Allah ) size azab ediyor?" Hayir, siz de O'nun yaratiklarindan birer insansiniz. O diledigini bagislar, diledigine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunan her seyin mülkü Allah'indir. Nihayet dönüs de O'nadir.

19- Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasinin kesildigi bir sirada size Resulümüz geldi, gerçekleri açikliyor ki, (yarin kiyamet gününde): "Bize bir müjdeleyici ve uyarici gelmedi" demeyiniz. Iste müjdeleyici ve uyarici geldi. Allah, her seye kadirdir.

20- Musa kavmine söyle demisti: "Ey kavmim! Allah'in üzerinizdeki nimetini hatirlayin. O, içinizden peygamberler çikardi. Sizi hükümdarlar yapti. Ve âlemlerde hiçbir kimseye vermedigini size verdi."

21- "Ey kavmim, Allah'in size yazdigi kutsal topraga girin, geriye dönmeyin, yoksa kayba ugrarsiniz."

22- Onlar da: "Ey Musa! Orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çikmadikça biz oraya asla giremeyiz. Eger oradan çikarlarsa, süphesiz biz de gireriz" dediler.

23- Allah'tan korkan ve Allah'in kendilerine nimet verdigi iki adam söyle dedi: "Onlarin üzerlerine kapidan girin. Oradan girerseniz muhakkak galip gelirsiniz. Eger layikiyla inaniyorsaniz yalniz Allah'a dayanin.

24- Kavmi Musa'ya: "Ey Musa! Onlar orada oldugu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabb'in gidin savasin. Biz burada oturacagiz" dediler.

25- Musa: "Ey Rabbim! Ben, kendimle kardesimden baskasina söz geçiremiyorum, artik bizimle bu fâsik kavmin arasini ayir" dedi.

26- Allah Musa'ya söyle dedi: "Kirk sene o mukaddes yer onlara haram kilinmistir. Yeryüzünde saskin saskin dolasacaklar. O fâsik kavim için üzülme!".

27- Onlara Âdem'in iki ogluyla ilgili haberi hakkiyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuslardi, birinden kabul edilmis, digerinden kabul edilmemisti. (Kurbani kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldürecegim" demisti. Digeri ise söyle demisti: "Allah, yalniz kendisinden korkanlardan kabul eder".

28- "Allah'a yemin ederim ki, sen beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben seni öldürmek için sana el uzatacak degilim, ben âlemlerin Rabb'i olan Allah'tan korkarim.

29- "Ben isterim ki sen, benim günahimi da, kendi günahini da yüklenip ates halkindan olasin! Zalimlerin cezasi budur".

30- Bunun üzerine kurbani kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardesini öldürmeye tesvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara ugrayanlardan oldu.

31- Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardesinin cesedini nasil gömecegini göstermek için topragi eseliyordu. "Yaziklar olsun bana, su karga kadar olup da kardesimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pisman olanlardan oldu.

32- Bunun içindir ki, Isrâilogullari'na: "Kim, bir cana kiymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çikarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanlari öldürmüs gibi olur. Kim de bir nefsin yasamasina sebep olursa, bütün insanlari yasatmis gibi olur" hükmünü yazdik (farz kildik). Süphesiz ki onlara peygamberlerimiz açik delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onlarin birçogu yeryüzünde asiri gitmektedirler.

33- Allah ve Resulüne karsi savasan ve yeryüzünde fesat çikarmaya çalisanlarin cezasi, ancak öldürülmeleri veya asilmalari yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde baska bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardir.

34- Ancak kendilerini yakalamanizdan önce tevbe edenler baska. Bilin ki Allah, çok bagislayan ve çok merhamet edendir.

35- Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklasmaya yol arayin ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtulusa eresiniz.

36- Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadari daha inkâr edenlerin olsa, bunlar kiyamet gününün azabindan kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez. Onlar için can yakici bir azap vardir.

37- Cehennem atesinden çikmak isterler. Ama oradan çikacak degillerdir. Onlar için devamli bir azap vardir.

38- Hirsizlik eden erkek ve kadinin, yaptiklarina karsilik Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.

39- Kim yaptigi haksizliktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, süphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bagislayan, merhamet edendir.

40- Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait oldugunu, diledigine azap edip diledigini de bagisladigini bilmedin mi? Allah herseye kâdirdir.

41- Ey peygamber, agizlariyla "inandik" deyip, kalbleriyle inanmamis olanlardan ve yahudilerden küfürde yaris edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diger bir topluluga kulak verirler, kelimeleri yerlerinden degistirirler, "eger size bu verilirse alin, bu verilmezse sakinin" derler. Allah birini sasirtmak isterse, sen onun için Allah'a karsi hiçbir sey yapamazsin. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onlarin kalblerini temizlemek istememistir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardir.

42- Onlar, yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler. Eger sana gelirlerse, ister aralarinda hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eger onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eger aralarinda hükmedersen adaletle hükmet. Süphesiz Allah, adaletli davrananlari sever.

43- Içinde Allah'in hükmü bulunan Tevrat yanlarinda dururken seni nasil hakem yapiyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanici degillerdir.

44- Içinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'i, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkinda hükmederler, kendilerini Tanriya adamis zâhitler, âlimler de, Allah'in kitabini korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'in kitabi olduguna sahitlik ederlerdi. Insanlardan korkmayin, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayin. Kim Allah'in indirdigiyle hükmetmezse, iste onlar kâfirlerin ta kendileridir.

45- Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulaga kulak, dise dis ve yaralara karsilikli kisas (ödesme) yazdik. Bununla beraber kim kisas hakkini bagislarsa, bu kendi günahlarina keffaret olur. Ve kim Allah'in indirdigiyle hükmetmezse, iste onlar zalimlerin ta kendileridir.

46- O peygamberlerin ardindan, yanlarindaki Tevrat'i dogrulayici olarak Meryemoglu Isa'yi gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan, kendinden önceki Tevrat'i tasdik eden ve Allah'dan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir ögüt olan Incil'i verdik.

47- Incil ehli de Allah'in ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'in indirdigi ile hükmetmezse, iste onlar fâsiklarin ta kendileridir.

48- Sana da (ey Muhammed) geçmis kitaplari tasdik eden ve onlari kollayip koruyan Kitab (Kur'ân)i hak ile indirdik. Onlarin aralarinda Allah'in indirdigi ile hükmet. Onlarin arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir seriat ve yol belirledik. Eger Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardi, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere kosun. Hepinizin dönüsü Allah'adir. O, ihtilafa düstügünüz seyleri size haber verir.

49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.

50- Yoksa cahiliyye hükmünü mü ariyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?

51- Ey iman edenler! Yahudileri ve hiristiyanlari dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlari dost edinirse, süphesiz o onlardan olur. Süphesiz Allah, zalim kavmi dogru yola iletmez.

52- Kalblerinde hastalik bulunanlarin :" Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek, onlarin arasina kosustuklarini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katindan bir emir (is) getirir de içlerinde gizlediklerine pisman olurlar.

53- Iman edenler: "Sizinle beraber olduklarina dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mi?" derler. Onlarin bütün amelleri bosa gitmistir ve kaybedenlerden olmuslardir.

54- Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakinda öyle bir toplum getirir ki, Allah onlari sever, onlar da Allah'i severler; müminlere karsi yumusak, kâfirlere karsi da onurlu ve siddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kinayicinin kinamasindan da korkmazlar. Bu, Allah'in bir lütfudur, onu diledigine verir. Allah, genis ihsan sahibidir, her seyi çok iyi bilendir.

55- Sizin asil dostunuz Allah'tir, O'nun Resulüdür ve namazlarini kilan zekatlarini veren ve rükû eden müminlerdir.

56- Kim Allah'i, O'nun Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah'in taraftarlari galip geleceklerdir.

57- Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmis olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eglence konusu yapanlari dost edinmeyin. Eger (gerçekten) iman ediyorsaniz, Allah'dan geregince korkun.

58- Namaza çagirdiginiz zaman, onu alay ve eglence konusu yaparlar. Bu onlarin, akillarini kullanmayan bir toplum olmalarindan dolayidir.

59- De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandigimiz için mi bizden hoslanmiyorsunuz? Oysa çogunuz yoldan çikmislarsiniz".

60- De ki: "Allah katinda cezaya çarptirilma bakimindan bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmis ve gazabina ugratmissa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve seytana tapanlar yapmissa, iste bunlarin makami daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmislardir".
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:00 pm

61- Onlar, size geldikleri zaman, "iman ettik" dediler. Oysa yaniniza kâfir olarak girip, kâfir olarak çikmislardir. Allah, onlarin gizlediklerini çok iyi bilir.

62- Onlardan çogunu, günah islemede, düsmanlikta ve haram yemede yaris ederken görürsün. Bu yaptiklari seyler ne kötüdür!

63- Gerçek dindarlarin ve din bilginlerinin, onlari günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptiklari sey ne kötüdür!

64- Yahudiler, "Allah'in eli çok sikidir" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onlarin elleri baglansin ve lanete ugrasinlar! Aksine Allah'in elleri açiktir, diledigi gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlarin çogunun azginligini ve küfrünü azdiriyor. Biz, onlarin aralarina tâ kiyamete kadar düsmanlik ve kin atmisizdir. Ne zaman savas için bir ates yakmislarsa, Allah onu söndürmüstür. Onlar yeryüzünde bozgunculuga kosarlar. Süphesiz Allah bozgunculari sevmez.

65 - Eger kitap ehli iman etmis ve layikiyla korunmus olsalardi, onlarin kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardik.

66- Eger onlar, Tevrat'i, Incil'i ve kendilerine indirileni geregince uygulasalardi, hem üstlerindeki, hem de ayaklarinin altindaki (nimetlerden bol bol) yerlerdi. Onlarin arasinda ilimli bir grup da vardi. Böyle olmakla beraber onlarin çogunun yaptiklari ne kadar kötüdür!

67- Ey sanli Resul! Rabbinden sana indirileni teblig et! Eger bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamis olursun. Allah seni insanlardan korur. Dogrusu Allah, kâfirler toplumunu dogru yola iletmez.

68- De ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'i, Incil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadikça bir esas üzerinde degilsiniz. Süphesiz ki, Rabbinden sana indirilenler, onlarin çogunun azginligini ve inkârini artiracaktir. Su halde kâfir olan bir toplum için üzülme!

69- Muhakkak ki inananlar, yahudiler, sabiiler ve hiristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel islerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardir.

70 - Andolsun biz, Israilogullari'ndan söz aldik ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoslanmadigi bir sey getirmisse, bunlardan bir kismini yalanlamislar, bir kismini da öldürmüslerdir.

71 - Onlar, bir fitne kopmayacak sandilar, kör ve sagir kesildiler. Sonra Allah onlarin tevbesini kabul etti. Sonra yine onlarin çogu kör, sagir kesildiler. Allah, onlarin yaptiklarini görüyor.

72- Andolsun, "Allah, Meryem'in oglu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuslardir. Oysa Mesih onlara: "Ey Israilogullari, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak kosarsa, süphesiz Allah ona cenneti haram kilmistir ve onun varacagi yer cehenemdir. Zalimlerin yardimcilari da yoktur" demisti.

73- "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuslardir. Oysa tek ilâhtan baska ilâh yoktur. Eger söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere aci bir azap dokunacaktir.

74- Hâlâ Allah'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mi? Allah çok bagislayandir, çok merhamet edendir.

75- Meryem'in oglu Mesih (Isa), sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir. Anasi da dosdogru bir kadindir. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasil açikliyoruz. Sonra yine bak nasil yüz çeviriyorlar!

76- De ki: "Allah'i birakip da size ne zarar, ne de fayda vermeye gücü yetmeyen seylere mi tapiyorsunuz? Oysa Allah isitendir, bilendir".

77- De ki: "Ey kitap ehli! Dininizde haksiz yere asiri gitmeyin. Daha önce sapmis, birçoklarini da saptirmis ve böylece dogru yolu kaybetmis bir kavmin keyiflerine uymayin".

78- Israilogullari'ndan küfredenler, Davud ve Meryem'in oglu Isa diliyle lanetlenmislerdir. Bu, onlarin isyan etmeleri ve asiri gitmeleri yüzündendi.

79- Onlar, yaptiklari kötülüklerden vazgeçmiyorlardi. Yaptiklari sey ne kötü idi.

80- Onlardan birçogunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sundugu sey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmistir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardir.

81- Eger onlar, Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilen Kur'ân'a inanmis olsalardi, kâfirleri dost tutmazlardi. Fakat onlarin çogu yoldan çikmis kimselerdir.

82- Iman edenlere karsi düsmanlik yönünden insanlarin en siddetlisi olarak yahudileri ve Allah'a ortak kosanlari bulursun. Ve yine iman edenlere sevgi bakimindan en yakin olarak da: "Biz hiristiyanlariz" diyenleri bulursun. Çünkü onlarin içlerinde kesisler ve rahipler vardir. Ve onlar büyüklük taslamazlar.

83- Peygamber'e indirilen (Kur'ân)i dinledikleri zaman, onun hak oldugunu ögrendiklerinden dolayi gözlerinin yasla dolup tastigini görürsün. Onlar: " Ey Rabb'imiz iman ettik, bizi de sahitlerden yaz" derler.

84-"Hem biz Rabb'imizin bizi iyi kisilerle birlikte (cennete) sokmasini arzulayip dururken, neden Allah'a ve hak olarak bize gelen seylere inanmayalim!".

85-Böyle demeleri sebebiyle Allah onlari altlarindan irmaklar akan cennetlerle mükafatlandirmistir. Orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste iyilik yapanlarin mükafati budur.

86-Inkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar da cehennem ehlidir.

87- Ey iman edenler! Allah'in size helal kildigi temiz seyleri haram saymayin. Ve asiri da gitmeyin. Çünkü Allah asiri gidenleri sevmez.

88- Allah'in size verdigi riziklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandiginiz Allah'tan korkun.

89- Allah sizi, kasitsiz olarak yaptiginiz yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasitli yaptiginiz yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezasi), ailenize yedirdiginizin ortalamasindan on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Verecek bir sey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktir. Iste yemin ettiginiz zaman yeminlerinizi bozmanin cezasi budur. Yeminlerinizi koruyun. Iste Allah âyetlerini size böyle açiklar ki, sükredesiniz.

90 - Ey iman edenler! Içki, kumar, dikili taslar (putlar) ve fal oklari seytan isi birer pisliktir. Bunlardan kaçinin ki, kurtulusa eresiniz.

91 - Seytan, içki ve kumarla sizin araniza düsmanlik ve kin sokmak ve sizi Allah'i anmaktan ve namazdan alikoymak ister. Artik bunlardan vazgeçtiniz degil mi?

92 - Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Kötülüklerden sakinin. Eger yüz çevirirseniz, biliniz ki, Peygamber'imize düsen sadece apaçik tebligdir.

93- Iman edip salih amel isleyenler, Allah'tan korktuklari, imanlarinda sebat ettikleri, salih amel islemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakindiklari, imanlarindan ayrilmadiklari, yine Allah'tan korktuklari ve iyilikte bulunduklari müddetçe, daha önce yediklerinden dolayi kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanlari sever.

94- Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mizraklarinizin erisecegi bir avla dener ki, gizlide kendisinden korkanlari meydana çikarsin. Kim bundan sonra saldirida bulunursa onun için aci bir azab vardir.

95- Ey iman edenler, ihramli iken av hayvani öldürmeyin. Içinizden kim kasten onu öldürürse, yaptigi isin vebalini tatmasi için, öldürdügü hayvanin dengi ona cezadir ki, Kâbe'ye ulasacak bir kurban olmak üzere buna yine içinizden iki adaletli kisi hükmeder; yahut (ceza olmak üzere) bir keffarettir ki, ya o nisbette fakirleri doyurmak, yahut onun dengi oruç tutmaktir. Allah geçmisi affetmistir. Fakat kim de bu suçu tekrarlarsa, Allah ondan intikamini alir. Allah damia gâliptir, intikam sahibidir.

96 - Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avi ve onu yemek helal kilindi. Kara avi ise, ihramli oldugunuz müddetçe size haram edilmistir. Huzurunda toplanacaginiz Allah'tan korkun.

97 - Allah, Kâbe'yi, o Beyt-i haram'i, haram ayi, kurbani ve (kurbanlardaki) gerdanliklari insanlar için bir nizam kildi. Bu, Allah'in göklerde ve yerde olan herseyi bildigini ve Allah'in herseyi hakkiyle bilici oldugunu sizin de bilmeniz içindir.

98 - Iyi bilin ki Allah, hem cezasi çok siddetli olandir, hem de çok bagislayici, çok merhametlidir.

99 - Peygamber'in üzerine düsen sadece duyurmadir. Allah, açikladiklarinizi da gizlediklerinizi de bilir.

100- De ki:"Pis olan seyle temiz olan sey bir olmaz, pis olanin çoklugu hosuna gitse bile". Ey selim akil sahipleri Allah'tan korkun ki kurtulusa eresiniz.

101- Ey iman edenler! Açiklandigi zaman hosunuza gitmeyecek olan seylerden sormayin. Eger onlari Kur'ân indirilirken sorarsaniz size açiklanir. Halbuki Allah onlardan geçmistir. Allah çok bagislayan ve çok yumusak davranandir.

102- Sizden önce gelen bir kavim bunlari sormustu da sonra inkâr etmisti.

103- Allah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"i mesru kilmistir. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onlarin çogunun akillari ermez.

104- Onlara: " Allah'in indirdigi (kitabi)ne ve peygamber'e gelin" dendigi zaman:" Atalarimizi üzerinde buldugumuz sey bize yeter" derler. Atalari bir sey bilmeyen ve dogru yolu da bulamayan kimseler olsa da mi?

105- Ey inananlar, kendinize dikkat edin. Siz dogru yolda oldugunuz takdirde dogru yoldan sapanlar size zarar veremezler. Hepinizin dönüsü Allah'adir. Yaptiklarinizi size O haber verecektir.

106- Ey iman edenler! Içinizden birine ölüm (emareleri) geldigi zaman, vasiyet sirasinda aranizdaki sahitligin hükmü, kendi içinizden iki adaletli sahit, yahut yeryüzünde yolculuga çikmis iseniz, ölüm (emareleri de) size gelip çatmissa, sizden olmayan diger iki sahit tutmaktir. Eger (bunlardan) süpheye düserseniz, namazdan sonra onlari alikorsunuz. Onlar da Allah'a söyle yemin ederler: "Akraba bile olsa, yemini bir çikar karsiligi satmayacagiz, Allah'in sahitligini gizlemeyecegiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz".

107- Eger o iki sahidin bir günah isledikleri anlasilirsa ölene daha yakin olan hak sahiplerinden diger iki kisi onlarin yerine geçerler ve: "Bizim sahitligimiz, önceki iki kisinin sahitliginden daha dogrudur. Biz kimsenin hakkina tecavüz etmedik. Aksi halde biz de zalimlerden olurduk" diye Allah'a yemin ederler.

108- Iste bu, sahitliklerini gerektigi gibi yapmalari, yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmalari için en iyi yoldur. Allah'tan korkun ve emirlerini dinleyin. Allah, dogru yoldan çikan bir toplulugu hidayete erdirmez.

109- Allah, Resulleri topladigi gün:" Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalniz sensin, sen!".

110 - Allah söyle diyecektir: "Ey Meryemoglu Isa! Sana ve annene olan nimetimi hatirla! Hani seni Rûhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile desteklemistim. Besikteyken ve kemâle ermisken insanlarla konusuyordun. Sana yaziyi, hikmeti, Tevrat'i ve Incil'i ögretmistim. Iznimle çamurdan kus seklinde bir sey yapmis ve ona üflemistin, o da iznimle kus olmustu. Anadan dogma kör olani ve alaca hastaligina yakalanmis kimseyi iznimle iyilestirmistin. Ölüleri iznimle (hayata) çikarmistin. Israilogullari'na âyetlerle geldigin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçik bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumustum.
111- Hani Havarilere: " Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmistim. Onlar da: "Iman ettik, bizim süphesiz müslümanlar oldugumuza sahit ol" demislerdi.

112- Havariler:" Ey Meryemoglu Isa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" dediler. Isa da: "Inaniyorsaniz Allah'tan korkun" dedi.

113- Havâriler: "Istiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatissin, senin bize dogru söyledigini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalim" dediler.

114- Meryemoglu Isa da: "Allah'im, Rabbimiz, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi riziklandir, sen rizik verenlerin en hayirlisisin!" dedi.

115- Allah buyurdu ki:" Ben onu size indirecegim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacagim bir azabi yaparim".

116- Ve Allah demisti ki: "Ey Meryemoglu Isa, sen mi insanlara: 'Beni ve annemi, Allah'tan baska iki tanri edinin' dedin?". "Hâsâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birseyi söylemem bana yakismaz. Eger demis olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olani bilirsin, ben ise senin nefsinde olani bilmem, çünkü gayblari bilen yalniz sensin, sen!".

117- "Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarinda oldugum müddetçe onlara sahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onlari gözetleyen

yalniz sen oldun. Sen herseyi görensin.

118- "Eger onlara azab edersen, onlar senin kullarindir, eger onlari bagislarsan, süphesiz sen daima üstünsün, hikmet sahibisin".


119- Allah buyurdu ki: "Bu, sadiklara dogruluklarinin fayda sagladigi gündür. Onlar için altlarindan irmaklar akan, içinde ebedî kalacaklari cennetler vardir". Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir. Iste büyük kurtulus budur.

120- Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herseyin mülkü Allah'indir. O herseye kâdirdir

119- Allah buyurdu ki: "Bu, sadiklara dogruluklarinin fayda sagladigi gündür. Onlar için altlarindan irmaklar akan, içinde ebedî kalacaklari cennetler vardir". Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir. Iste büyük kurtulus budur.

120- Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herseyin mülkü Allah'indir. O herseye kâdirdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:01 pm

MAUN

Bismillahirrahmanirrahim

1- Dini yalanlayani gördün mü?

2- Iste o, öksüzü iter, kakar.

3- Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.

4- Vay haline o namaz kilanlarin ki,

5- Kildiklari namazin degerine aldiris etmezler.

6- Gösteris yaparlar onlar,

7-Ve yardimligi sakinirlar (zekati vermezler


MEARİC


Bismillahirrahmanirrahim

1- Bir isteyen, olacak azabi istedi.

2- Kâfirler için onu savacak yok.

3- O, derece ve makamlarin sahibi Allah'tandir.

4- Melekler ve Ruh miktari ellibin yil süren bir gün içinde ona çikar.

5- O halde güzel bir sabir ile sabret.

6- Çünkü onlar onu uzak görürler.

7- Biz ise onu yakin görüyoruz.

8- O gün gök erimis bir maden gibi olur.

9- Daglar da atilmis renkli yün gibi olur.

10- Dost dostun halini soramaz.

11- Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabindan kurtulmak için fidye vermek ister; ogullarini,

12- Esini ve kardesini,

13- Kendisini barindiran, içinde yetistigi tüm ailesini,

14- Ve yeryüzünde bulunanlarin hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

15- Hayir, o alevlenen bir atestir.

16- Derileri kavurur, soyar.

17- Çagirir, sirtini dönüp gideni,

18- Mal toplayip kasada yigani,

19- Dogrusu insan dayaniksiz ve huysuz yaratilmistir.

20- Kendisine kötülük dokundu mu sizlanir.

21- Kendisine hayir dokundu mu cimrilik eder.

22- Ancak namaz kilanlar bunun disindadir.

23- Onlar ki namazlarini sürekli kilarlar.

24- Onlarin mallarinda belli bir hak vardir,

25- Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.

26- Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.

27- Rablerinin azabindan korkarlar.

28- Çünkü Rablerinin azabindan emin olunmaz.

29- Onlar ki irzlarini korurlar.

30- Ancak zevcelerine ve cariyelerine karsi hariç. Çünkü onlara yaklastiklarinda kinanmazlar.

31- Bundan ötesini isteyenler, var ya iste onlar haddi asanlardir.

32- Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.

33- Sahitliklerinde dürüsttürler.

34- Namazlarina devam ederler.

35- Iste bunlar cennetlerde agirlanirlar.

36- Simdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana dogru boyunlarini uzatarak kosuyorlar:

37- Sagdan ve soldan bölük bölük.

38- Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacagini mi umuyor?

39- Hayir, biz onlari bildikleri seyden yarattik.

40- Artik o dogularin ve batilarin Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.

41- Onlari kendilerinden daha hayirli olanlarla degistirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.

42- O halde birak onlari, kendilerine vaad edilen günlerine kavusuncaya kadar dalip oynayadursunlar.

43- O gün kabirlerden hizli hizli çikacaklar, sanki putlara gidiyorlarmis gibi firlayacaklar.

44-Gözleri düsük, kendilerini bir alçaklik saracak da saracak. Iste onlara vaad edilen gün, o gündür.



MERYEM

Bismillahirrahmanirrahim

1- Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.

2- Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadir.

3- Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmisti.

4- Söyle demisti: "Ey Rabbim! Süphesiz (artik öyle bir durumdayim ki) benim kemigim zayiflayip gevsedi ve basim(in saçi) bembeyaz alev gibi tutustu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadim."

5- "Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endisedeyim. Karim da kisir bulunuyor. Onun için katindan bana bir çocuk ihsan et."

6- "Ki bana da mirasçi olsun, Yakub ailesine de mirasci olsun. Rabbim, onu sen rizana kavustur."

7- (Allah söyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Süphesiz biz sana Yahya isminde bir oglani müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adas yapmadik."

8- Zekeriyya: "Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?" dedi.

9- (Allah yahut Cebrail ona söyle) dedi: "Dedigin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu isi yapmak bana kolaydir. Nitekim bundan önce seni yarattim. Halbuki sen hiçbir sey degildin."

10- Zekeriyya söyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasaglam oldugun halde, üç gün, üç gece insanlarla konusamaz hale gelmendir." buyurdu.

11- Nihayet (birgün konusamayinca) mihrabdan kavmine karsi çikti da onlara "Sabah ve aksam (Rabbinizi) tesbih edin" diye isaret etti.

12- "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.

13- Hem de katimizdan bir merhamet ve (günahlardan) paklik verdik, o çok takva sahibi idi.

14- Anne ve babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr degildi.

15- Dogdugu gün, ölecegi gün ve dirilecegi gün ona selam olsun.

16- (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kissasini da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrilarak (evinin veya mescidin) dogu tarafinda bir yere çekilmisti.

17- Sonra ailesiyle kendisi arasina bir perde koymustu. Biz ona melegimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan seklinde göründü.

18- Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a siginirim. Eger Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.

19- Melek: "Ben, sana temiz bir oglan bagislamak için, Rabbinin gönderdigi bir elçiyim" dedi.

20- Meryem: "Benim nasil çocugum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamistir. Ben iffetsiz de degilim" dedi.

21- Melek: "Bu, dedigin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasiz çocuk vermek), bana pek kolaydir. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kilacagiz. Hem, bu önceden (ezelde) kararlastirilmis bir istir." dedi.

22- Nihayet (Allah'in emri gerçeklesti) Meryem Isa'ya gebe kaldi ve o haliyle uzak bir yere çekildi.

23- Sonra dogum sancisi onu bir hurma dalina tutunup dayanmaya zorladi. "Keske bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.

24- Melek, Meryem'e, asagi tarafindan söyle seslendi. "Sakin üzülme, Rabbin alt tarafinda bir irmak akitti."

25- "Hurma dalini kendine dogru silkele, üzerine devsirilmis taze hurmalar dökülsün."

26- "Ye, iç, gözün aydin olsun. Eger insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadim. Onun için bugün hiçbir kimseyle konusmayacagim" de.

27- Sonra Meryem onu (Isa'yi) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde söyle) dediler: "Ey Meryem! dogrusu sen görülmemis bir sey yaptin."

28- "Ey Harun'un kizkardesi! Senin baban kötü bir adam degildi, annen de iffetsiz bir kadin degildi."

29- Bunun üzerine Meryem çocugu gösterdi. Onlar; "Biz besikteki bir çocukla nasil konusuruz?" dediler.

30- (Allah'in bir mucizesi olarak Isa söyle) dedi: "Süphesiz ben Allah'in kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yapti."

31- "Beni, nerede olursam olayim mübarek kildi. Hayatta bulundugum müddetçe namaz kilmami ve zekat vermemi emretti."

32- "Beni anneme hürmetkar kildi. Beni zorba ve isyankar yapmadi."

33- "Dogdugum gün, ölecegim gün ve dirilecegim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."

34- Iste hakkinda (yahudilerle hiristiyanlarin) ihtilaf edip durduklari Meryemoglu Isa'ya dair Allah'in sözü budur.

35- Çocuk edinmek asla Allah'in sanina yakismaz. O bundan münezzehtir. O, bir seyin olmasini dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.

36- "Süphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tir. O halde ona ibadet edin, iste dosdogru yol budur."

37- Ne var ki, firkalar (yahudi ve hiristiyanlar) kendi aralarinda ihtilafa düstüler. O büyük (dehsetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!

38- Bize gelecekleri gün, neler isitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçik bir sapiklik içindedirler.

39- (Ey Muhammed!) Insanlarin pismanlik duyacagi ve isin bitmis olacagi (kiyamet) günü ile onlari uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler.

40- Süphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacagiz. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:01 pm

{*} Iste budur, ta besikten tekrar dirilmesine kadar öyle dogan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {*} Hakk (olan Allah)in bildirdigine göre Meryem'in oglu Isa {*} ki hakkinda tartisip duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin basindan beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâsilasiyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalniz yedi âyet "Nûn ve Mim" fâsilasiyla islenmis bir çerçeve içine alinmistir. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asil maksadini anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, basta Allah'a çocuk isnadini {*} "Allah'in çocuk edinmesi hiçbir zaman olur sey degildir. O'nu tenzih ederiz." âyetiyle reddedip Allah'i tenzih etmekte ve Isa'nin dilinden de {*} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. Iste bu dogru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukaridaki {*} "Ben Allah'in kuluyum." (19/30) cümlesine atfedilmistir. Dolayisiyla {*} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup Isa'nin konusmasinin bir devamidir (Âl-i Imran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz: 3/51). Eldeki Incillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliginde, davetinin özünü teskil ettigi ve tevhid inancini net bir sekilde ifade ettigi için, burada tekrar sözkonusu yapilmistir. {*} Sonra firkalar kendi aralarinda ihtilafa düstüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hiristiyanlarin kendi firkalari da degisik tartismalarin içine girdiler; bir kismi Allah'in oglu dediler, bir kismi da Allah'in kendisidir, yere indi sonra göge çikti dediler; diger bir kismi ise üçün biri dediler. Saglam bir grup da Allah'in kulu ve peygamberi oldugunu tasdik ettiler. {*} "Vay haline o küfreden kimselerin!{*}"

41- Kur'ân'da Ibrahim'i(n kissasini da) an. Süphesiz ki o, siddik (özü, sözü dogru) bir peygamberdi.

42- O, bir zaman babasina söyle demisti: "Babacigim! Isitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydasi olmayan seylere niçin tapiyorsun?"

43- "Babacigim! Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni dogru bir yola eristireyim."

44- "Babacigim! Seytana tapma, çünkü seytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu."

45- "Babacigim! Dogrusu ben korkarim ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da seytana (cehennemde arkadas) olursun."

46- Babasi "Ey Ibrahim! Sen benim ilâhlarimdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eger (onlari kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak taslarim. (gerçektenveya söz ile- sana tas atarim). Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi.

47- Ibrahim söyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden magfiret dileyecegim. Çünkü o, bana çok lütufkârdir."

48- "Ben, sizden ve Allah'tan baska taptiginiz seylerden çekilip ayrilirim da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarisimda mahrum kalmayacagimi umarim."

49- Ibrahim, kavminden ve onlarin Allah'tan baska ibadet ettikleri seylerden uzaklasinca, biz ona Ishak'i ve (Ishak'in oglu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptik.

50- Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.

51- Kur'ân'da Musa'yi da an; Süphesiz ki o, ihlasli bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.

52- Biz ona Tur daginin sag yanindan seslendik ve onu hususi bir konusmada bulunmak üzere kendimize yaklastirdik.

53- Rahmetimizden de ona, kardesi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.

Meâl-i Serifi

53- Rahmetimizden de ona, kardesi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.

Meâl-i Serifi

54- Kur'ân'da Ismail'i de an; çünkü o, vaadine sadik bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.

55- Ailesine ve çevresine namaz kilmayi ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katinda hosnutluga ermisti.

56- Kitapta Idris'i de an; çünkü o, çok sadik (özü, sözü pek dogru) bir peygamberdi.

57- Biz onu yüce bir yere yükselttik.

58- Iste bunlar, Allah'in kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber tasidiklarimizin neslinden, Ibrahim ve Israil'in soyundan, hidayete erdirdigimiz ve seçtigimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)in âyetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi.

59- Sonra bunlarin ardindan öyle bir nesil geldi ki, namazi terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taskinliklarinin karsiligini mutlaka göreceklerdir. (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardir.)

60- Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel isleyen bunun disindadir. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksizliga ugratilmayacaklardir.

61- O cennet, Rahmân (olan Allah)in kullarina görmedikleri halde vadettigi "Adn" cennetleridir. Süphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktir.

62- Onlar orada bos bir söz isitmezler. Ancak "Selam" isitirler. Orada sabah aksam riziklari da hazirdir.

63- Iste kullarimizdan takva sahibi olanlara verecegimiz cennet budur.

64- "(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadikça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardimizdaki (bütün geçmis ve gelecek seyler) ve bunlarin arasindakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmus degildir?"

65- O, göklerin, yerin ve aralarindakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabirli ol. Hiç sen Allah'in ismini tasiyan baska birini bilir misin?

66- Halbuki insan söyle der: "Ben öldügüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çikarilacak miyim?"

67- O insan, daha önce hiçbir sey degilken kendisini yoktan var ettigimizi hatirlamaz mi?

68- Rabbine andolsun ki biz onlari (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) seytanlari ile beraber elbette ve elbette mahserde toplayacagiz. Sonra onlari muhakkak cehennemin etrafinda dizleri üstü hazir bulunduracagiz (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.).

69- Sonra her zümreden Rahmân'a karsi en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayirip atacagiz.

70- Sonra o cehenneme atilmaya layik olanlarin kimler bulundugunu elbette biz daha iyi biliriz.

71- Içinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktir. Bu, Rabbinin katinda kesinlesmis bir hükümdür.

72- Sonra Allah'dan korkup, sakinanlari kurtaracagiz ve zalimleri de toptan cehennemde birakacagiz.

73- Âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakimindan daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"

74- Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterisce daha güzel nice asirlar halkini helak etmisizdir.

75- Onlara de ki: "Kim sapiklik içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azginliginda mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabi, yahut kiyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artik bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardimcilari daha zayifmis.

76- Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katinda sevap bakimindan da daha hayirlidir, sonuç bakimindan da daha hayirlidir.

77- Simdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adami gördün mü?

78- O (kâfir), gaybi mi bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katindan bir söz mü aldi?

79- Hayir, asla öyle degil; biz onun söylediklerini yazacagiz ve azabini çogalttikça çogaltacagiz.

80- O söyledigi (mal ve evlat gibi) seyleri de hep elinden alacagiz ve o, tek basina bize gelecektir.

81- Onlar, kendilerine kuvvet ve seref kazandirsin diye, Allah'dan baska ilâh edindiler.

82- Hayir, (zannettikleri gibi degil) tapindiklari ilâhlar onlarin ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düsman olacaklardir.

83- Görmedin mi? Biz seytanlari o kâfirler üzerine musallat ettik. Onlari (günaha) kiskirtip duruyorlar.

84- Öyleyse onlarin hemen azaba ugratilmalarini isteme. Biz onlarin (ecel) günlerini sayiyoruz.

85- O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'in huzuruna toplayacagiz.

86- Suçlulari da susuz olarak cehenneme sürecegiz.

87- (O gün) Rahmân (olan Allah)'in katinda bir ahd almis olan kimseden baskalari sefaat etme hakkina sahip olamayacaklardir.

88- (Yahudilerle hiristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.

89- Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir sey söylediniz.

90- Az kalsin, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarilacak ve daglar parçalanip dagilacakti,

91- O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...

92- Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yarasmaz.

92- Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yarasmaz.

93- Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kiyamet günü) Rahmân'in huzuruna kul olarak çikmasin.

94- And olsun ki Allah onlarin hepsini kusatmis, kendilerini ve yaptiklarini bir bir saymistir.

95- Kiyamet günü onlarin herbiri Allah'in huzuruna tek basina çikacaktir.

96- Iman edip, salih amel isleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onlari (gönüllere) sevdirecektir.

97- (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'i senin dilin üzere kolaylastirdik ki, onunla Allah'tan korkup sakinanlari müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasin.

98- Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (Simdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onlarin hafif bir sesini isitiyor musun?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:01 pm

MUCADELE


Bismillahirrahmanirrahim

1. Kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah'a sikayette bulunan kadinin sözünü Allah isitmistir. Allah, sizin konusmanizi isitir. Çünkü Allah, isitendir, bilendir.

2. Içinizde zihâr yapanlarin kadinlari, onlarin analari degildir. Onlarin analari ancak kendilerini doguran kadindir. Süphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuskusuz Allah, affedici, bagislayicidir.

3. Kadinlardan zihâr ile ayrilmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karilariyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavusturmalari gerekir. Size ögütlenen budur. Allah, yaptiklarinizdan haberi olandir.

4. Buna imkan bulamayan kimse, temas etmeden önce araliksiz olarak iki ay oruç tutmalidir. Buna da gücü yetmeyen, altmis fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resulüne inanmanizdan dolayidir. Bunlar Allah'in hükümleridir. Kâfirler için aci bir azap vardir.

5. Allah'a ve Resulüne karsi gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltildigi gibi alçaltilacaklardir. Biz apaçik âyetler indirmisizdir. Kâfirler için küçük düsürücü bir azap vardir.

6. O gün Allah onlarin hepsini diriltecek ve yaptiklarini kendilerine haber verecektir. Allah onlari bir bir saymistir. Onlar ise unutmuslardir. Allah her seye sahiddir

7. Göklerde ve yerde olanlari, Allah'in bildigini görmüyor musunuz? Üç kisinin gizli konustugu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Bes kisinin gizli konustugu yerde altincisi mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir. Sonra kiyamet günü onlara yaptiklarini haber verecektir. Dogrusu Allah, her seyi bilendir.

8. Gizli konusmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri seyi yapmaya kalkisarak günah, düsmanlik ve Peygamber'e karsi gelmek hususunda gizlice konusanlari görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'in selamlamadigi bir tarzda selamliyorlar. Kendi içlerinden de "bu söylediklerimiz yüzünden Allah'in bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü dönüs yeridir orasi!

9. Ey iman edenler! Aranizda gizli konusacaginiz zaman günahi düsmanligi ve Peygamber'e karsi gelmeyi fisildamayin. Iyilik ve takvayi konusun. Huzuruna toplanacaginiz Allah'tan korkun.

10. Gizli konusmalar seytandandir. Bu iman edenleri üzmek içindir. Oysa seytan, Allah'in izni olmadikça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanip güvensinler.

11. Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açin." denilince yer açin ki Allah da size genislik versin. Size "Kalkin." denilince de kalkin ki Allah sizden inananlari ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptiklarinizdan haberi olandir.

12. Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir sey konusacaginiz zaman bu konusmanizdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayirli ve daha temizdir. Sayet bir sey bulamazsaniz, artik Allah bagislayan ve merhamet edendir..

13. Gizli (özel) bir sey konusmanizdan önce sadaka vermekten korktunuz da mi yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti. Su halde namazi kilin, zekati verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah, yaptiklarinizdan haberi olandir.

14. Allah'in kendilerine gazap ettigi bir toplulugu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.

15. Allah onlara çetin bir azab hazirlamistir. Onlar ne kötü isler yapiyorlar!

16. Yeminlerini kalkan yapip Allah'in yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düsürücü bir azab vardir.

17. Onlarin ne mallari, ne de evlatlari, kendilerinden, Allah'dan hiçbir sey savamaz. Onlar ates halkidir. Orada ebedî kalacaklardir.

18. Allah onlarin hepsini tekrar dirilttigi gün, dünyada size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir sey üzerinde bulunduklarini, sanacaklardir. Iyi bilin ki onlar yalancidirlar.

19. Seytan onlari istilâ etmis, onlara Allah'i anmayi unutturmustur. Onlar, seytanin hizbi (partisi)dir. Iyi bilin ki seytanin partisi kaybedecektir.

20. Allah'a ve Resulüne düsman olanlar var ya, onlar en alçaklar arasindadirlar.

21. Allah: "Elbette ben ve elçilerim galip gelecegiz." diye yazmistir. Süphesiz Allah güçlüdür, galipdir.

22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babalari, ogullari, kardesleri, yahut akrabalari da olsa Allah'a ve Resulüne düsman olanlarla dostluk ettigini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmis ve onlari kendinden bir ruh ile desteklemistir. Onlari, altlarindan irmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardir. Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir. Iste onlar Allah'in hizbi (dininin yardimcilari)dir. Iyi bil ki, kurtulusa ulasacak olanlar, Allah'in hizbidir.



MÜDESSİR


Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)!

2- Kalk artik uyar.

3- Sadece Rabbini yücelt.

4- Elbiseni temizle.

5- Pislikten sakin.

6- Yaptigini çok görerek basa kakma.

7- Rabbin için sabret.

8- O sûra üflendigi zaman,

9- Iste o gün pek zorlu bir gündür.

10- Kâfirler için hiç kolay degildir.

11- Tek olarak yarattigim o kimseyi bana birak.

12- Hem ona bol servet verdim.

13- Hem göz önünde ogullar verdim.

14- Hem ona büyük imkânlar sagladim.

15- Sonra da siddetle arzu eder ki daha da artirayim.

16- Hayir, çünkü o bizim âyetlerimize karsi bir inatçi kesildi.

17- Ben onu dimdik bir yokusa sardiracagim.

18- Çünkü o bir düsündü, ölçtü, biçti.

19- Kahrolasi nasil da ölçtü, biçti.

20- Yine kahrolasi, nasil ölçtü biçti.

21- Sonra bakti.

22- Sonra kasini çatti, surat asti.

23- Sonra arkasini döndü ve büyüklük tasladi.

24- "Bu, dedi, baska degil ögretilegelen bir sihirdir."

25- "Bu, sadece bir insan sözüdür."

26- Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacagim.

27- Bilir misin sen, nedir o sekar?

28- Ne geriye bir sey kor, ne birakir.

29- Durmadan derileri kavurur.

30- Üzerinde ondokuz (melek) vardir.

31- Biz o atesin muhafizlarini hep melekler yaptik. Bunlarin sayilarini da ancak kâfirler için bir imtihan kildik ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imani artsin. Kendilerine kitap verilenler ve müminler süpheye düsmesinler. Kalplerinde hastalik bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Iste böyle, Allah diledigini sasirtir, diledigini de yola getirir. Rabbinin ordularini ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyaridan baska bir sey degildir.

32- Hayir, andolsun aya,

33- Döndügü an o geceye,

34- Ve açtigi sira o sabaha.

35- Kuskusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.

36- Uyarmak için insanlari..

37- Içinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..

38- Her nefis kendi kazancina baglidir.

39- Ancak amel defterleri sagindan verilenler hariç.

40- Onlar cennettedirler, sorup dururlar.

41- Suçlularin durumunu.

42- "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.

43- Suçlular der ki: "Biz namaz kilanlardan degildik."

44- "Yoksula da yedirmezdik."

45- "Bos seylere dalanlarla dalar giderdik."

46- "Ceza gününü yalanlardik."

47- "Nihayet bize ölüm gelip çatti."

48- Artik onlara sefaatçilerin sefaati fayda vermez.

49- Simdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?

50- Sanki onlar ürkmüs yaban esekleri.

51- Arslandan kaçmaktalar.

52- Hayir, onlardan her kisi kendisine açilmis sayfalar verilmesini istiyor.

53- Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.

54- Hayir, hayir, O kur'ân kuskusuz bir ögüttür.

55. Dileyen onu düsünür.

56-Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar ögüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bagislayacak da.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:02 pm

MUHAMMED


Bismillahirrahmanirrahim

1- Inkâr edenlerin ve Allah yolundan alikoyanlarin amellerini Allah bosa çikarir.

2- Iman edip salih amel isleyenlerin ve Rableri tarafindan bir gerçek olarak Muhammed'e indirilen kitaba inananlarin kötülüklerini Allah örter ve durumlarini düzeltir.

3- Bu, inkâr edenlerin batila uymalari ve iman edenlerin de Rablerinden gelen gerçege tâbi olmalarindan dolayi böyledir. Iste böylece Allah insanlara kendi misallerini anlatir.

4- Savasta inkâr edenlerle karsilastiginiz zaman hemen boyunlarini vurun. Nihayet onlara üstün geldiginiz zaman bagi siki baglayip esir alin. Sonra harp agirliklarini atip, savas bitince de onlari ya karsiliksiz olarak, ya da fidye ile saliverin. Allah'in emri budur. Eger Allah dileseydi onlardan baska türlü de intikam alirdi. Fakat böyle olmasi sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onlarin amellerini asla bosa çikarmaz.

5- Allah onlari dogru yola iletecek ve durumlarini düzeltecektir.

6- Onlari, kendilerine tanittigi cennete koyacaktir.

7- Ey iman edenler! Eger siz Allah'in dinine yardim ederseniz Allah da size yardim eder ve ayaklarinizi sabit tutar.

8- Inkâr edenlere gelince, artik yikim onlara. Allah onlarin amellerini bosa çikarmistir.

9- Bu onlarin, Allah'in indirdiklerini begenmediklerinden dolayidir. Allah da bunun için onlarin amellerini bosa çikarmistir.

10- Onlar yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonlari nasil olmus? Allah onlarin üzerlerine helak yagdirmistir. Bu kâfirlere de onlarin basina gelenlerin benzerleri yarasir.

11- Bu böyledir. Çünkü Allah iman edenlerin yardimcisidir. Inkâr edenlerin ise yardimcisi yoktur.

12- Süphesiz ki, Allah iman edip salih amel isleyenleri, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar. Inkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanlarin yedigi gibi yerler. Onlarin varacaklari yer atestir.

13- Ey Muhammed! Seni yurdundan çikaran sehirden daha kuvvetli olan nice sehirler vardi ki biz onlari helâk ettik de onlara yardim eden çikmadi.

14- Rabbi tarafindan apaçik bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü isleri kendisine güzel gösterilmis de heveslerinin pesine düsmüs kimseler gibi olur mu?

15- Kötülükten sakinanlara vaad edilen cennetin durumu söyledir: Orada bozulmayan temiz sudan irmaklar, tadi degismeyen sütten irmaklar, içenlere lezzet veren saraptan irmaklar ve süzme baldan irmaklar vardir. Onlar için cennette her çesit meyve ve Rablerinden bir bagislanma vardir. Bunlarin durumu, ateste ebedî olarak kalacak olan ve bagirsaklarini parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?

16- Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanindan çiktiklari zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar. Iste onlar Allah'in kalplerini mühürledigi kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.

17- Dogru yola girenlere gelince, Allah onlarin hidayetlerini artirmis ve onlara kötülükten sakinma çarelerini ilham etmistir.

18- Artik onlar, kiyamet saatinin kendilerine ansizin gelivermesine mi bakiyorlar? Süphesiz onun alametleri gelmistir. Artik kiyamet kendilerine gelip çatinca anlamalari neye yarar?

19- Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan baska hiçbir ilâh yoktur. Hem kendi günahin için, hem de mümin erkekler ve mümin kadinlar için Allah'tan bagislanma dile. Allah, sizin gezip dolastiginiz yeri de duracaginiz yeri de bilir.

20- Iman edenler: "Keske cihad hakkinda bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açik bir sûre indirilip de, içerisinde savas zikredilince kalplerinde hastalik olanlarin ölüm korkusuyla bayginlik geçiren bir kimsenin bakisi gibi sana baktigini görürsün. Oysa onlar için ölüm yasamaktan daha uygundur.

21- Onlarin vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra is kesinlesince Allah'in emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayirli olurdu.

22- Demek siz is basina gelecek olursaniz yeryüzünde bozgunculuk çikaracaksiniz ve akrabalik baglarinizi koparacaksiniz öyle mi?

23- Iste onlar, Allah'in lanetledigi, kulaklarini sagir, gözlerini kör ettigi kimselerdir.

24- Onlar Kur'an'i düsünmüyorlar mi? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?

25- Gerçekten dogru yol kendilerine açikça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere seytan, kötülüklerini güzel göstermis ve onlari uzun emellere düsürmüstür.

26- Çünkü onlar Allah'in indirdigini begenmeyen kimselere: "Bazi islerde biz size itaat edecegiz." demislerdi. Oysa Allah onlarin gizlediklerini biliyordu.

27- Melekler onlarin yüzlerine ve arkalarina vurarak canlarini alirken durumlari nasil olacak?

28- Bu onlarin Allah'i gazablandiran seylere uymalari ve O'nun rizasina sebep olacak seyleri begenmemelerinden dolayidir. Allah onlarin amellerini bosa çikarmistir.

29- Yoksa kalplerinde hastalik olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çikarmaz mi sandilar?

30- Ey Muhammed! Eger biz dileseydik onlari sana gösterirdik. Sen de onlari yüzlerinden tanirdin. Andolsun ki, sen onlari sözlerinin üslubundan da tanirsin. Allah ise bütün yaptiklarinizi bilir.

31- Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çikarincaya ve yaptiklarinizla ilgili haberlerinizi açiklayincaya kadar sizi deneyecegiz.

32- Süphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine dogru yol açikça belli olduktan sonra Peygamber'e karsi gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onlarin yaptiklarini bosa çikaracaktir.

33- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve amellerinizi bosa çikarmayin.

34- Süphesiz ki, inkâr edip, Allah yolundan saptiran, sonra da kâfir olarak ölenlere gelince Allah onlari asla bagislamayacaktir.

35- Sakin gevsemeyin ve üstün oldugunuz halde barisa çagirmayin. Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.

36- Dünya hayati ancak bir oyun ve eglenceden ibarettir. Eger iman eder kötülükten sakinirsaniz, Allah size mükâfatinizi verir. Ve sizden bütün mallarinizi harcamanizi da istemez.

37- Eger sizden onlarin tamamini isteyip de sizi zorlasaydi cimrilik ederdiniz. Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çikarirdi.

38-Iste sizler Allah yolunda harcamaya çagrilan kimselersiniz. Içinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararina cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eger siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize baska bir kavim getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.



MÜLK


Bismillahirrahmanirrahim

1- Mutlak hükümranlik elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her seye gücü yeter.

2- O, hanginizin daha güzel is yapacaginizi denemek için ölümü ve hayati yaratti. O, üstündür, bagislayandir.

3- O, yedi gögü, birbiri üzerine yaratti. Rahmân'in yaratmasinda bir aykirilik, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?

4- Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradigi bozuklugu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

5- Andolsun biz, en yakin gögü kandillerle donattik ve onlari, seytanlar için taslamalar yaptik. Ve onlar için alevli ates azabini hazirladik.

6- Rablerini inkâr edenler için cehennem azabi vardir. Ne kötü gidilecek yerdir o!

7- Oraya atildiklarinda, onun kaynarken çikardigi ugultuyu isitirler.

8- Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atilsa, onun bekçileri onlara: "Size korkutucu bir peygamber gelmemis miydi?" diye sorarlar.

9- Derler: "Evet, bize uyarici geldi ama biz yalanladik ve Allah hiçbir sey indirmedi, siz ancak büyük bir sapiklik içindesiniz." dedik.

10- Ve derler ki: "Eger biz dinleseydik, yahut düsünüp anlasaydik su çilgin atesin halki arasinda bulunmazdik!"

11- Böylece günahlarini itiraf ederler. (Artik) o çilgin ates halki (Allah'in rahmetinden) uzak olsunlar!

12- Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, iste onlar için bagislanma ve büyük bir mükâfat vardir.

13- Sözünüzü ister gizleyin, ister açiga vurun; bilin ki, O, gögüslerin özünü bilir.

14- Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince isleri görüp bilmektedir ve her seyden haberdardir.

15- O size yeri boyun eger kildi. Haydi onun omuzlarinda (daglarinda, tepelerinde) yürüyün ve Allah'in rizkindan yeyin. Dönüs ancak O'nadir.

17- Yoksa siz, gökte olanin üzerinize tas yagdiran bir kasirga göndermeyeceginden emin misiniz? Tehdidim nasilmis bileceksiniz.

18- Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladilar. Ama beni inkâr nasil oldu?

19- Üstlerinde kanatlarini açip yumarak uçan kuslari görmüyorlar mi? Onlari Rahmân'dan baskasi tutmuyor. Dogrusu O, her seyi görmektedir.

20- Rahmân olan Allah'a karsi su size yardim edecek askerleriniz hani kimlerdir? Inkârcilar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadirlar.

21- Allah size verdigi riz iverse, size rizik verecek olabilen kimdir? Hayir, onlar azginlik ve nefrette direnip durmaktadirlar.

22- Simdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi dogru gider, yoksa dosdogru yolda yürüyen mi?

23- De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az sükrediyorsunuz!"

24- De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanip götürüleceksiniz."

25- (Onlar): "Dogru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar

26- De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'in yanindadir. Ben ancak apaçik bir uyariciyim."

27- Onu yakin görünce inkâr edenlerin yüzleri kötülesti. Ve: "Iste çagirip durdugunuz sey budur!" dendi.

28- De ki: "Baksaniza, eger Allah beni ve benimle beraber olanlari öldürse, yahut bize merhamet etse, kâfirleri aci bir azabdan kim kurtarabilir?

29- De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmis, O'na dayanmisizdir. Yakinda kimin apaçik bir sapiklik içinde oldugunu bileceksiniz."

30-De ki: "Baksaniza, eger suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:02 pm

BOŞ YOK MUMİN


Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ Mîm.

2- Bu kitabin indirilisi, çok güçlü ve her seyi bilen Allah tarafindandir.

3- O, günah bagislayici, tevbe kabul edici, azabi siddetli, kerem sahibi Allah'tandir ki O'ndan baska ilâh yoktur. Hem dönüs O'nadir.

4- Allah'in âyetleri hakkinda ancak kâfirler mücadele ederler. Simdi onlarin beldeler içinde dönüp dolasmalari seni aldatmasin.

5- Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarindan da çesitli topluluklar yalanlamislardi. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastinda bulundu. Hakki batilla gidermek için bosuna mücadele ettiler. Ben de onlari tuttum, aliverdim. (Bak o zaman) azabim nasil oldu?

6- Iste o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.

7- Arsi tasiyanlar ve onun etrafindakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanirlar. Iman etmisler için de söyle bagislanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her seyi kusatmistir. O, tevbe edip senin yoluna uyanlari bagisla, onlari cehennem azabindan koru."

8- "Ey Rabbimiz! Hem onlari, hem onlarin atalarindan, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanlari kendilerine vaad buyurdugun Adn cennetlerine koy. Süphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin."

9- "Onlari fenaliklardan koru. Sen her kimi fenaliklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarligamissindir. Iste asil büyük kurtulus da budur."

10- O kâfirlere mutlaka söyle bagirilacaktir: "Elbette Allah'in bugzu, sizin nefislerinize bugzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz."

11- Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Simdi günahlarimizi anladik. Fakat çikmaya bir yol var mi?"

12- (Onlara söyle cevap verilir): "Bu azab size su sebeptendir: Siz tek Allah'a davet edildiginiz zaman inkâr ettiniz. Ama O'na ortak kosulunca inandiniz. Artik hüküm, o yüce ve büyük Allah'indir."

13- Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rizik indiren O'dur. Fakat onlari ancak gönül verip düsünenler anlar.

14- O halde siz, dini Allah için halis kilarak hep O'na yalvarin. Isterse kâfirler hoslanmasinlar.

15- O dereceleri yükselten Ars'in sahibi Allah, o bulusma gününün (kiyametin) dehsetini haber vermek için kullarindan diledigi kimseye emrinden ruh (melek) indiriyor.

16- O gün onlar kabirlerinden meydana firlarlar. Kendilerinin hiçbir seyi Allah'a karsi gizli kalmaz. "Bugün mülk kimindir?" (diye sorulur. Cevaben): "Tek ve kahhar olan Allah'indir." (denir).

17- Bugün her nefis kazandigi ile cezalanacaktir. Bugün zulüm yoktur. Süphesiz Allah, hesabi çabuk görendir.

18- Yaklasmakta olan o felaket (kiyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler girtlaklara dayanmistir, yutkunup dururlar. Zalimler için ne isinacak bir dost vardir, ne de sözü dinlenecek bir sefaatçi.

19- Allah, gözlerin hain bakisini da bilir, gönüllerin gizledigini de.

20- Allah hakki yerine getirir. Onlarin O'ndan baska yalvardiklari ise hiçbir seyi yerine getiremezler. Çünkü hakkiyla isiten ve gören ancak Allah'tir.

21- Yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonlari nasil olmus? Onlar yeryüzünde gerek kuvvetçe ve gerek eserce kendilerinden daha üstündüler. Öyle iken Allah onlari günahlari sebebiyle tutup aliverdi. Kendilerini Allah'in azabindan koruyacak biri bulunmadi.

22- O, sundandi: Onlara peygamberleri apaçik delillerle geliyorlardi. Ama onlar inkâr ettiler. Allah da tuttu kendilerini aliverdi. Çünkü O'nun kuvveti çok, azabi siddetlidir.

23- Andolsun Musa'yi âyetlerimizle ve açik bir delil ile gönderdik.

24- Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancidir" dediler.

25- Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafimizdan hakki getirince de: "Onunla beraber iman etmis olanlarin ogullarini öldürün, kadinlarini diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzagi da hep bosa çikmaktadir.

26- Bir de Firavun: "Birakin beni, öldüreyim Musa'yi da o Rabbine dua etsin. Çünkü ben onun, dininizi degistirmesinden veya yeryüzünde bir bozgunculuk çikarmasindan korkuyorum" dedi.

27- Musa da: "Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a siginirim" dedi.

28- Firavun ailesinden imanini saklayan bir adam da söyle dedi: "Bir adami, Rabbim Allah dedigi için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmistir. Hem o bir yalanci ise çok sürmez, yalani boynuna geçer. Fakat dogru ise size yaptigi tehditlerin birkismi olsun basiniza gelir. Süphe yok ki Allah asiri giden bir yalanciyi dogru yola çikarmaz."

29- "Ey kavmim! Bugün mülk sizindir. Dünyada yüze çikmis bulunuyorsunuz. Eger gelecek olursa Allah'in hismindan bizi kim kurtarir?" Firavun: "Ben size görüsümden baskasini göstermiyorum ve herhalde ben size dogru yolu gösteriyorum" dedi.

30- O iman etmis olan kimse de: "Ey kavmim! Dogrusu ben sizin hakkinizda Ahzab (önceki çesitli toplumlar)in günleri gibi bir günden korkuyorum."

31- "Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semud'un ve daha sonrakilerin maceralari gibi (bir günün geleceginden korkuyorum). Allah, kullari için bir zulüm istemez."

32- "Ey kavmim! Ben size gelecek o çagrisma gününden (kiyamet gününden) korkuyorum."

33- "O gün arkaniza dönüp kaçacaksiniz. Fakat sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur. Her kimi Allah sasirtirsa, artik ona bir yol gösterici bulunmaz."

34- Bundan önce size delillerle Yusuf gelmisti. O zaman da onun size getirdigi

hakikatte süphe edip durmustunuz. Nihayet vefat ettiginde de "Bundan sonra Allah asla peygamber göndermez" dediniz. Iste asiri süpheci olanlari Allah böyle sasirtir.

35- Onlar, kendilerine gelmis bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda mücadele ederler. Bu durum, Allah katinda ve iman edenler yaninda büyük bir bugzu gerektirir. Iste Allah, her böbürlenen zorbanin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.

36- Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana bir kule yap, belki ben o yollara ulasabilirim."

37- "Göklerin yollarina ulasabilirim de, Musa'nin ilâhinin ne oldugunu anlarim. Ben onu mutlaka yalanci saniyorum." Iste böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çikarildi. Çünkü Firavun düzeni hep bosa çikar.

38- O iman etmis olan kimse dedi ki: "Ey kavmim! Bana uyun ki size dogru yolu göstereyim."

39- "Ey kavmim! Bu dünya hayati ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur."

40- "Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptiginin bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadin, her kim de mümin olarak iyi bir amel islerse, iste onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsiz rizik verilir."

41- "Hem ey kavmim! Niçin ben sizi kurtulusa davet ederken, siz beni atese davet ediyorsunuz?"

42- "Siz beni Allah'i inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan seyleri O'na ortak kosmaya davet ediyorsunuz. Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bagislayici olan Allah'a davet ediyorum."

43- "Hiç inkâr edilemez ki, gerçekten sizin beni davet ettiginiz seyin dünyada da, ahirette de bir davet hakki yoktur. Hepimizin dönüsü Allah'adir. Süphesiz haddi asanlarin hepsi cehennemliktir."

44- "Siz benim söylediklerimi sonra anlayacaksiniz. Ben isimi Allah'a havale ediyorum. Süphesiz Allah, kullarini görür, gözetir."

45- Allah o mümini, onlarin kurduklari tuzaklarin kötülüklerinden korudu. Firavun'un adamlarini ise, o kötü azab kusatti.

46- Onlar, sabah aksam atese arzolunurlar. Kiyamet kopacagi gün de: "Firavun hanedanini azabin en siddetlisine tikin!" (denilecektir).

47- Hele ates içinde birbirlerini protesto ederlerken, zayif olanlar, büyüklük taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Simdi siz bizden bir ates nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.

48- Büyüklük taslayanlar da söyle derler: "Evet, hepimiz onun içindeyiz. Allah kullari arasinda hükmünü vermistir."

49- Atestekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin de bir gün olsun bizden azabi biraz hafifletsin."

50- Bekçiler de: "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar miydi?" diye sorarlar. Onlar: "Evet" derler. Bekçiler: "Öyle ise kendiniz dua edin" derler. Kâfirlerin duasi ise hep çikmazdadir.

51- Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatinda hem de sahitlerin sahitlik edecekleri günde (kiyamette) elbette yardim ederiz.

52- O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez. Onlara lanet vardir, onlara yurdun kötüsü (cehennem) vardir.

53- Andolsun ki biz Musa'ya o hidayeti verdik ve Israilogullarina o kitabi miras kildik.

54- (Bunu) Akli basinda olanlara bir yol gösterici ve bir hatirlatma olsun diye (böyle yaptik).

55- O halde sabret. Çünkü Allah'in vaadi haktir. Hem günahindan dolayi istigfar et ve aksam sabah Rabbini hamdiyle tesbih et.

56- Kendilerine gelmis kesin bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda mücadele edenlerin gögüslerinde ancak yetisemeyecekleri bir kibir vardir. Sen hemen Allah'a sigin. Çünkü her seyi isiten ve gören O'dur.

57- Elbette göklerin ve yerin yaratilmasi, insanlarin yaratilmasindan daha büyüktür. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

58- Kör ile gören bir olmaz, iman edip salih ameller isleyen kimseler ile kötülük yapan da bir degildir. Ne kadar da az düsünüyorsunuz!

59- Herhalde o saat (kiyamet) muhakkak gelecektir. Onda süphe yok. Fakat insanlarin çogu inanmazlar.

60- Halbuki Rabbiniz: "Bana yalvarin, dua edin ki size karsilik vereyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarin horlanmis olarak cehenneme gireceklerdir." buyurdu.

61- Içinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açici bir aydinlik olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tir. Gerçekten Allah insanlara karsi bir lütuf sahibidir. Fakat insanlarin çogu sükretmezler.

62- Iste Rabbiniz, her seyin yaraticisi olan o Allah'tir. O'ndan baska ilâh yoktur. O halde (haktan) nasil çevrilirsiniz?

63- Iste Allah'in âyetlerini inkâr edenler böyle çevriliyorlar.

64- Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, gögü de bir bina yapmistir. Size sekil vermis, sonra sekillerinizi güzellestirmistir. Hos nimetlerden size rizik vermistir. Iste Rabbiniz o Allah'tir. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!

65- Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan baska ilâh yoktur. Onun için dini halis kilarak O'na, hep O'na yalvarin. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

66- De ki: "Bana Rabbimden apaçik deliller geldigi zaman, ben o sizin Allah'i birakip taptiklariniza ibadet etmekten kesinlikle men edildim ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi."

67- "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çikaran, sonra güçlü kuvvetli bir çaga erismeniz, sonra da ihtiyarlar olmaniz için yasatip büyüten O'dur. Içinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunlari Allah) belirli bir süreye ulasasiniz ve aklinizi kullanasiniz diye (böyle yapiyor)."

68- O, hem yasatir, hem öldürür. O, bir sey yapmak isteyince ona sadece "ol!" der, o sey de hemen oluverir.

69- Bakmaz misin simdi Allah'in âyetleri hakkinda mücadeleye kalkanlara! (Haktan) nasil döndürülüyorlar?

70- Kitaba ve Resullerimizi gönderdigimiz seylere yalan diyenler, artik ilerde bilecekler.

71- O zaman boyunlarinda halkalar ve zincirler oldugu halde sürükleneceklerdir.

72- Kaynar suda, sonra da ateste kaynatilacaklardir.

73- Sonra da onlara: "Nerede o ortak kostuklariniz?" denilecek.

74- O Allah'tan baskalari (nerede denilecek). Onlar da diyecekler ki: "Hepsi bizden uzaklasip gittiler. Daha dogrusu biz bundan önce hiçbir seye ibadet etmiyormusuz." Iste Allah, o kâfirleri böyle sasirtir.

75- Bunun sebebi sudur: Çünkü siz yeryüzünde haksiz yere seviniyor ve güveniyordunuz.

76- Içlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?

77- Ey Muhammed! Sen sabret, süphesiz Allah'in vaadi haktir, mutlaka gerçeklesecektir. Onlara yaptigimiz tehdidin bir kismini sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir.

78- Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermisizdir. Onlardan kimini sana anlatmisiz, kimini de anlatmamisizdir. Hiçbir peygamber, Allah'in izni olmaksizin bir mucize getiremez. Allah'in emri gelince de hak yerine getirilir. Batil bir dava pesinde kosanlar, iste bu noktada hüsrana ugrarlar.

79- Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumusak basli hayvanlari yaratan Allah'tir.

80- Sizin için onlarda daha nice menfaatler vardir. Onlarin üzerinde gönüllerinizdeki bir arzuya erersiniz. Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde tasinirsiniz.

81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi Allah'in âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?

82- Daha yeryüzünde gezip de bir bakmazlar mi? Kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus? Onlar kendilerinden hem daha çok, hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserlerinin saglamligi bakimindan daha çetindiler. Öyle iken o kazandiklari seyler, kendilerini kurtaramadi.

83- Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri sey onlari kusativerdi.

84- O zaman hismimizi gördüklerinde: "Allah'in birligine inandik ve O'na sirk kostugumuz seyleri inkâr ettik" dediler.

85- Ama hismimizi gördükleri zamanki imanlari kendilerine fayda verecek degildi. Allah'in, kullari hakkindaki geçe gelen kanunu budur. Iste kâfirler bu noktada hüsrana düstüler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:02 pm

MUMİNUN

Bismillahirrahmanirrahim

1- Gerçekten müminler kurtulusa ermistir,

2- Onlar ki, namazlarinda husû içindedirler,

3- Onlar ki, bos ve yararsiz seylerden yüz çevirirler,

4- Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

5- Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,

6- Ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla iliskilerinden dolayi) kinanmis degillerdir.

7- Su halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, iste bunlar , haddi asan kimselerdir.

8- Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,

9- Ve onlar ki, namazlarini muhafaza ederler,

10- Iste asil onlar varislerdir.

11- Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalirlar.

12- And olsun biz insani, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çikarilmis çamurdan) yarattik.

13- Sonra onu emin ve saglam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik.

14- Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattik, derken o alakayi bir mudga (bir çignem et parçasi halinde) yarattik, derken o mudgayi bir takim kemik yarattik, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diger bir yaratik olarak tesekkül ettirdik. Yapip yaratanlarin en güzeli olan Allah, pek yücedir.

15- Sonra siz bunun ardindan, muhakkak ki öleceksiniz.

16- Sonra da siz, süphesiz, kiyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.

17- Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattik. Biz, yaratmaktan habersiz degiliz.

18- Gökten uygun bir ölçüde yagmur indirip onu yerde durgunlastirdik. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.

19- Böylece onun (yagmurun) sayesinde sizin yarariniza hurma bahçeleri ve üzüm baglari meydana getirdik ki, bunlarda sizin için bir çok meyveler vardir ve siz onlardan yersiniz.

20- Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetisen bir agaç da meydana getirdik ki, bu agaç, hem yag, hem de yiyenlerin ekmegine katik edecekleri (zeytin) verir.

21- Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardir. Onlarin karinlarindakilerden size içiririz. Onlarda sizin için birtakim faydalar daha vardir; ayrica etlerini yersiniz.

22- Hem onlara ve hem gemiye yüklenirsiniz.

23- And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan baska tanriniz yoktur. Hâlâ sakinmaz misiniz?"

24- Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman toplulugu "Bu, dediler, tipki sizin gibi bir beser olmaktan baska bir sey degildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eger Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmisteki atalarimizdan böyle bir sey duymadik."

25- "Bu, yalnizca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanip (durumu) gözetleyin bakalim."

26- Nuh: "Rabbim! dedi, beni yalana çikarmalarina karsi bana yardim et!"

27- Bunun üzerine ona söyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altinda ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandir kaynayinca, her cinsten esler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmis olanlarin disindaki aileni gemiye al. Zulmetmis olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle bogulacaklardir!

28- Sen, yanindakilerle beraber gemiye yerlestiginde: "Bizi zalimler toplulugundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.

29- Ve de ki: "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen, konuklatanlarin en hayirlisisin."

30- Süphesiz bunda sizin için birtakim ibretler vardir. Çünkü biz, kullarimizi böyle denemisizdir.

31- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.

32- Bunun üzerine, onlar arasindan kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan baska bir tanriniz yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz misiniz? (mesajini ileten) bir resul gönderdik.

33- Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulasmayi yalanlayan ve dünya hayatinda kendilerine refah verdigimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandir; sizin yediginizden yer, sizin içtiginizden içer."

34- "Gerçekten, tipki kendiniz gibi bir besere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz."

35- "Size, öldügünüz, toprak ve kemik yigini haline geldiginizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çikarilacaginizi mi vaad ediyor?"

36- "Heyhât o size vaad edilen sey ne kadar uzak!"

37- "Dünya hayatindan baska gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yasariz; bir daha diriltilecek degiliz."

38- "Bu adam, sadece Allah hakkinda yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmiyoruz."

39- O Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarina karsi bana yardimci ol!"

40- Allah söyle buyurdu: "Pek yakinda onlar pisman olacaklar!"

41- Nitekim, Hak tarafindan korkuç bir ses yakalayiverdi onlari! Kendilerini hemen çepeçevre kusattik. Zalimler toplulugunun cani cehenneme!

42- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.

43- Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

44- Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldigi her defasinda, onlar bu peygamberi yalanladilar; biz de onlari birbiri ardindan (yokluga) yuvarladik ve onlari efsâne yaptik. Artik iman etmeyen kavmin cani cehenneme!

45- Sonra birtakim âyetlerimiz ve açik bir ferman ile Musa'yi ve kardesi Harun'u gönderdik.

46- Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapildilar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.

47- Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak miyiz?"

48- Böylece onlari yalanladilar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.

49- Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabi da verdik.

50- Meryemoglunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kildik; onlari, yerlesmeye elverisli, sulu bir tepeye yerlestirdik.

51- Ey peygamberler! Temiz ve helal olan seylerden yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptiklarinizi bilirim.

52- "Ve iste bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakinin." (denildi).

53- Derken insanlar kendi aralarindaki islerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.

54- Sen simdi onlari bir zamana kadar gaflet ve sapikliklari ile basbasa birak!

55- Saniyorlar mi ki, onlara verdigimiz servet ve ogullar ile,

56- Kendilerine faydalar saglamak için can atiyoruz. Hayir, onlar isin farkina varamiyorlar.

57- Rablerine olan saygidan dolayi titreyenler,

58- Rablerinin âyetlerine inananlar,

59- Rablerine ortak tanimayanlar,

60- Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta olduklari isleri kalpleri titreyerek yapanlar;

61- Iste onlar, iyiliklere kosusurlar ve iyilik için yarisirlar.

62- Biz hiç kimseyi, gücünün yettiginden baskasi ile yükümlü kilmayiz. Nezdimizde hakki söyleyen bir kitap vardir ve onlar haksizliga ugratilmazlar.

63- Hayir, onlarin kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrica onlarin bundan öte birtakim kötü isleri vardir ki, onlar bu isleri yapar dururlar.

64- Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarini sikintiya ugrattigimizda, bakarsin ki onlar feryadi basarlar.

65- Bosuna feryad etmeyin bugün! Zira bizden yardim göremeyeceksiniz.

66- Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karsi siz arkanizi dönerdiniz.

67- Kafa tutardiniz ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz.

68- Onlar bu sözü (Kur'ân'i) hiç düsünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmisteki atalarina gelmeyen bir sey mi geldi?

69- Yoksa peygamberlerini tanimadilar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?

70- Yoksa onda bir delilik oldugunu mu söylüyorlar? Aksine o, kendilerine hakki getirmistir. Halbuki onlar haktan hoslanmamaktadirlar.

71- Eger hak, onlarin kötü arzu ve isteklerine uysaydi, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayir, biz onlara san ve sereflerini getirdik; fakat onlar kendi sereflerine sirt çevirirler.

72- (Resulüm!) Yoksa sen onlardan bir haraç mi istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayirlidir. O, rizik verenlerin en hayirlisidir.

73- Gerçek su ki sen onlari dogru bir yola çagiriyorsun.

74- Fakat ahirete inanmayanlar ise, israrla yoldan çikmaktadirlar.

75- Eger onlara aciyip da için de bulunduklari sikintiyi giderseydik, iyice körleserek azginliklarinda büsbütün direnirlerdi.

76- Andolsun, biz onlari sikintiya düsürdük de yine Rablerine boyun egmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadilar.

77- Nihayet üzerlerine, azabi çok siddetli bir kapi açtigimiz zaman, bir de bakarsin ki onlar orada saskin ve ümitsiz kalmislardir!

78- Halbuki sizin için o kulagi, o gözleri ve o gönülleri yaratan O'dur. Ne de az sükrediyorsunuz!

79- Ve sizi yeryüzünde yaratip türeden O'dur. Sirf O'nun huzuruna toplanacaksiniz.

80- Ve O, yasatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün degismesi O'nun eseridir. Hâlâ aklinizi kullanmaz misiniz?

81- Hayir, öncekilerin söylediklerinin benzerini söylediler.

82- Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yigini haline gelmisken, mutlaka yeniden diriltilecegiz öyle mi?"

83- "Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarimiza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmistekilerin masallarindan baska bir sey degildir!"

84- (Resulüm!) de ki: "Eger biliyorsaniz (söyleyin bakalim), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?"

85- "Allah'a aittir" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düsünüp tasinmaz misiniz?" de.

86- "Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Ars'in Rabbi kimdir?" diye sor.

87- "(Onlar da) Allah'indir." diyecekler. "Su halde siz Allah'tan korkmaz misiniz?" de.

88- "Eger biliyorsaniz (söyleyin), her seyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her seyi koruyup kollayan; fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor.

89- "(Bunlar da) Allah'indir." diyecekler. "Öyle ise nasil olur da büyülenirsiniz?" de.

90- Dogrusu biz onlara hakki getirdik; onlar ise cidden yalancidirlar.

91- Allah evlat edinmemistir; O'nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattigini sevk ve idare eder ve bir gün mutlaka onlardan biri digerine galip gelirdi. Allah, onlarin yakistirdiklari seylerden münezzehtir.

92- Allah, gaybi da, açik olani da bilir. O, müsriklerin ortak kostuklari seylerden çok yüce ve münezzehtir.

93- (Resulüm!) De ki: Rabbim! Eger onlara yöneltilen tehdidi (dünyevî sikintiyi ve uhrevî azabi) mutlaka göstereceksen,

94- Bu durumda beni, o zalimler toplulugunda bulundurma, Rabbim!

95- Biz, onlara yönelttigimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

96- Sen, kötülügü en güzel bir tutumla sav, çünkü biz onlarin yakistirmakta olduklari seyi çok iyi bilmekteyiz.

96- Sen, kötülügü en güzel bir tutumla sav, çünkü biz onlarin yakistirmakta olduklari seyi çok iyi bilmekteyiz.

97- Ve de ki: Rabbim! Seytanlarin kiskirtmalarindan sana siginirim!

98- Onlarin yanimda bulunmalarindan da sana siginirim.

99- Nihayet onlardan (müsriklerden) birine ölüm gelip çattiginda, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder,"

100- "Ta ki, bosa geçirdigim dünyada iyi is (ve hareketler) yapayim." Hayir! Onun söyledigi bu söz (bos) laftan ibarettir. Onlarin gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardir.

101- Sûr'a üflendigi zaman aralarinda artik ne soysop (çekismesi) vardir, ne de birbirlerini sorusturacaklardir.

102- Böylece kimlerin tartilari agir basarsa, iste asil bunlar kurtulusa erenlerdir.

103- Kimlerin de tartilari hafif gelirse, artik bunlar da kendilerine yazik etmislerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.

104- Orada disleri siritir halde iken ates yüzlerini yalar.

105- (Allah Teâlâ,) Size âyetlerim okunurdu da, siz onlari yalanlardiniz degil mi?... der.

106- Derler ki: Rabbimiz! Azginligimiz bizi altetti; biz, bir sapiklar toplulugu idik.

107- Rabbimiz! Bizi buradan çikar. Eger bir daha (ettiklerimize) dönersek, artik belli ki biz zalim insanlariz.

108- (Allah) buyurur ki: Alçaldikça alçalin orada! Bana konusmayin artik.

109- Çünkü kullarimdan bir zümre "Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi bagisla, bize merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin." diyorlardi.

110- Iste siz onlari alaya aldiniz; sonunda bu davranisiniz size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz.

111- Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karsiligini verdim; onlar, hakikaten muradlarina erenlerdir.

112- (Allah inkârcilara) "Yeryüzünde kaç yil kaldiniz?" diye sorar.

113- "Bir gün veya günün bir kismi kadar kaldik. Iste bilenlere sor." derler.

114- (Allah) buyurur ki: Sadece az bir süre kaldiniz; keske siz (bunu) bilmis olsaydiniz!

115- Sizi sadece bos yere yarattigimizi ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceginizi mi sandiniz?

116- Mutlak hâkim ve hak olan Allah, çok yücedir. O'ndan baska ilâh yoktur. O, bereketli Ars'in sahibidir.

117- Her kim Allah ile birlikte diger bir tanriya taparsa -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur o kimsenin hesabi ancak Rabbinin nezdindedir. Surasi muhakkak ki, kâfirler kurtulusa eremezler.

118- Resulüm! De ki: "Rabbim, bagisla ve merhamet et! Sen merhametlilerin en iyisisin."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:03 pm

MÜMTEHİNE


Bismillahirrahmanirrahim

1. Ey inananlar! Benim de düsmanim, sizin de düsmaniniz olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçegi inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandiginizdan dolayi Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çikardiklari halde siz onlara sevgi ulastiriyorsunuz. Eger benim yolumda savasmak ve benim rizami kazanmak için çiktinizsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediginiz ve açiga vurdugunuz her seyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa dogru yoldan sapmis olur.

2. Sayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düsman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardir. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler.

3. Kiyamet günü yakinlariniz ve çocuklariniz size fayda vermezler. Çünkü Allah aranizi ayirir. Allah yaptiklarinizi görendir.

4. Ibrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardir, onlar kavimlerine demislerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan baska taptiklarinizdan uzagiz. Sizi tanimiyoruz. Siz bir tek Allah'a inanincaya kadar sizinle bizim aramizda sürekli bir düsmanlik ve nefret belirmistir." Yalniz Ibrahim'in babasina: "Senin için magfiret dileyecegim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir seyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz! Yalniz sana dayandik, sana yöneldik. Dönüsümüz de ancak sanadir.

5. "Rabbimiz! Bizi inkar edenler için bir fitne kilma, (onlara maglub etme!) bizi bagisla! Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin."

6. Andolsun, onlarda sizin için, Allah'i ve ahiret gününü arzulayanlara güzel bir örnek vardir. Kim yüz çevirirse süphesiz Allah, zengindir, hamde layik olandir.

7. Olur ki Allah sizinle düsmanlariniz arasinda yakinda bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir.

8. Allah sizi, din hakkinda sizinle savasmayan ve sizi yurtlarinizdan çikarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanlari sever.

9. Allah sizi, ancak sizinle din hakkinda savasan, sizi yurtlarinizdan çikaran ve çikarilmaniz için yardim eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa iste zalimler onlardir.

10. Ey iman edenler! Mümin kadinlar hicret ederek size geldigi zaman, onlari imtihan edin. Allah onlarin imanlarini daha iyi bilir. Eger siz de onlarin inanmis kadinlar oldugunu ögrenirseniz onlari kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal degildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onlarin (kocalarinin) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiginiz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadinlari nikâhinizda tutmayin, sarfettiginizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'in hükmü budur. Aranizda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.

11. Eger eslerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savasta galip durumda olursaniz, esleri gitmis olanlara ganimetten, harcadiklari kadar verin. Inandiginiz Allah'a karsi gelmekten sakinin.

12. Ey Peygamber! Inanmis kadinlar sana gelip Allah'a hiçbir seyi ortak kosmamalari, hirsizlik etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarini öldürmemeleri, elleri ile ayaklari arasinda bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir iste sana karsi gelmemeleri hususunda sana bey'at ederlerse onlarin bey'atlarini al ve onlar için Allah'tan magfiret dile. Süphesiz Allah, çok bagislayan, çok merhamet edendir.

13. Ey inananlar, Allah'in gazab ettigi kimselerle dostluk etmeyin. Kâfirler, mezarlik halkindan nasil ümidi kesmisse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmislerdi



MUNAFİKUN


Bismillahirrahmanirrahim

1- Münafiklar sana geldikleri vakit: "Sahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'in elçisisin." derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi oldugunu Allah bilir ve Allah münafiklarin yalanci olduklarina sahitlik eder.

2- Yeminlerini kalkan yapip (insanlari) Allah'in yolundan çevirdiler. Onlarin yaptiklari ne kötüdür!

3- Bunun sebebi sudur: Onlar inandilar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi. Artik onlar anlamazlar.

4- Onlari gördügün zaman kaliplari hosuna gider, konusurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmis keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanirlar. Onlar düsmandir, onlardan sakin. Allah onlari kahretsin! Nasil olup da döndürülüyorlar?

5- Onlara: "Gelin, Allah'in Resulü sizin için magfiret dilesin." denildigi zaman baslarini çevirirler ve onlarin, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün.

6- Onlara magfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onlari bagislamayacaktir. Çünkü Allah, yoldan çikmis bir toplumu yola iletmez.

7- Onlar öyle kimselerdir ki: "Allah'in elçisinin yaninda bulunanlari beslemeyin ki dagilip gitsinler." diyorlar. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'indir, fakat münafiklar anlamazlar.

8- Diyorlar ki: "Andolsun, eger Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olani oradan mutlaka çikaracaktir." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafiklar bilmezler.

9- Ey Inananlar! Mallariniz ve çocuklariniz sizi Allah'i anmaktan alikoymasin. Kim bunu yaparsa iste onlar ziyana ugrayanlardir.

10- Birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakin bir süreye kadar erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydim!" demesinden önce, size verdigimiz riziktan (Allah) için harcayin.

11-Allah süresi geldigi zaman hiç bir cani ertelemez. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.



MURSELAT


Bismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun birbiri ardinca gönderilenlere,

2- Büküp devirenlere,

3- Yaydikça yayanlara,

4- Seçip ayiranlara,

5- Bir ögüt birakanlara,

6- Gerek özür için olsun, gerek uyari için,

7- Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktir.

8- Hani o yildizlar silindigi zaman,

9- Gök yarildigi zaman,

10- Daglar savruldugu zaman,

11- Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman,

12- Bunlar hangi güne ertelendiler?

13- Hüküm gününe..

14- Bildin mi, nedir o hüküm günü?

15- O gün yalanlayanlarin vay haline!

16- Biz, öncekileri helak etmedik mi?

17- Sonra geridekileri de onlara katariz.

18- Biz suçlulara böyle yapariz.

19- O gün yalanlayanlarin vah haline!

20- Biz sizi âdi bir sudan yaratmadik mi?

21- Onu saglam bir yerde oturttuk.

22- Belli bir süreye kadar.

23- Demek ki biçimlendirmisiz. Ne güzel biçimlendireniz biz.

24- O gün yalanlayanlarin vay haline!

25- Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadik mi?

26- Gerek diriler, gerekse ölüler için.

27- Orada yüksek yüksek daglar oturtup da size bir tatli su sunmadik mi?

28- O gün yalanlayanlarin vay haline!

29- (Kiyameti yalanlayanlara söyle denir): "Haydin gidin o yalanladiginiz seye dogru."

30- "Haydi gidin o üç çatalli gölgeye (cehenneme)."

31- O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.

32- O, saray gibi kivilcimlar atar.

33- Sanki o kivilcimlar, sari sari (erkek deve sürüleridir).

34- O gün yalanlayanlarin vay haline!

35- Bugün, konusamiyacaklari gündür.

36- Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler.

37- O gün yalanlayanlarin vay haline!

38- Bu, iste o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladik.

39- Bir hileniz varsa beni atlatin.

40- O gün yalanlayanlarin vay haline!

41- Kuskusuz takva sahipleri gölgeler altinda ve pinar baslarindadir.

42- Canlarinin çektiginden türlü meyveler arasindadirlar.

43- (Onlara): "Yaptiklariniza karsilik afiyetle yiyin, için" (denir).

44- Iste biz güzel amel isleyenleri böyle mükafatlandiririz.

45- O gün yalanlayanlarin vay haline!

46- Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsiniz.

47- O gün yalanlayanlarin vay haline!

48- Onlara: "Rüku edin" denildigi zaman etmezler.

49- Vay haline o gün yalanlayanlarin!

50-Artik bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?



MUTAFFİFİN


Bismillahirrahmanirrahim

1- Eksik ölçüp tartanlarin vay haline!

2- Onlar insanlardan kendilerine bir sey aldiklari zaman tam ölçerler.

3- Kendileri baskalarina bir sey ölçtükleri veya tarttiklari zaman eksik ölçer ve tartarlar.

4- Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mi?

5- Büyük bir gün için.

6- Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.

7- Hayir hayir, kötülerin yazisi muhakkak Siccin'dedir.

8- Bildin mi sen, Siccin nedir?

9- Yazilmis bir kitaptir o.

10- Vay haline yalanlayanlarin o gün!

11- Onlar ceza gününü yalanlayanlardir.

12- Onu ancak siniri asan ve günaha düskün olanlar yalanlar.

13- Ona âyetlerimiz okundugu zaman, "eskilerin masallari" der.

14- Hayir hayir, öyle degil. Aksine onlarin kazandigi günahlar kalplerinin üzerine pas olmustur.

15- Hayir hayir, dogrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.

16- Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler.

17- Sonra da onlara: "Iste bu, yalanlayip durdugunuz seydir" denilecek.

18- Hayir hayir, iyilerin yazisi muhakkak Illiyyîn'dedir.

19- Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?

20- Yazilmis bir kitaptir o.

21- Allah'a yaklastirilmis melekler ona tanik olurlar.

22- Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.

23- Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.

24- Yüzlerinde nimet ve mutlulugun sevincini görürsün.

25- Onlara damgali saf bir içki sunulur.

26- Onun sonu misktir. Iste ona imrensin artik imrenenler.

27- Karisimi Tesnim'dendir (En üstün cennet sarabindandir).

28- Allah'a yakin olanlarin içecekleri bir kaynaktir o.

29- Dogrusu o suç isleyenler inananlara gülüyorlardi.

30- Onlara ugradiklari vakit birbirlerine göz kirpiyorlardi.

31- Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardi.

32- Müminleri gördükleri vakit; "iste bunlar sapiklar" diyorlardi.

33- Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemislerdi.

34- Iste bugün de inananlar kâfirlere gülecek.

35- Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

36-Nasil, kâfirler yaptiklarinin cezasini buldular mi?



MUZZEMMİL



Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey örtünen! (Peygamber)

2- Gecenin birazi hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kil).

3- Gecenin yarisinda kalk, yahut yarisindan biraz eksilt.

4- Veya bunu artir ve agir agir Kur'ân oku.

5- Dogrusu biz, senin üzerine agir bir söz birakacagiz (Kur'an vahyedecegiz).

6- Çünkü gece kalkisi hem daha etkili, hem de söz bakimindan daha saglamdir.

7- Çünkü gündüz senin için uzun bir mesguliyet vardir.

8- Rabbinin adini an ve bütün gönlünle ona yönel.

9- O, dogunun ve batinin Rabbidir. Ondan baska tanri yoktur. O halde yalniz O'nu vekil tut.

10- Baskalarinin diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayril.

11- O yalanlayici zevk ve refah sahiplerini bana birak, onlara biraz mühlet ver.

12- Zira bizim yanimizda bukagilar var, bir cehennem var.

13- Bogaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.

14. O gün yer ve daglar sarsilacak, daglar erimis bir kum yiginina dönecek.

15. Dogrusu biz size taniklik edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermistik.

16. Firavun o elçiye isyan etmisti. Biz de onu agir bir yakalayisla yakaladik.

17. Peki inkâr ederseniz, çocuklari ihtiyarlatacak o günden (kiyamet gününden) kendinizi nasil kurtaracaksiniz?

18. O günün dehsetinden gök yarilir. Allah'in sözü kesinlikle gerçeklesmistir.

19. Iste bu bir ögüttür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.

20-Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azinda, yarisinda ve üçte birinde kalktigini, seninle beraber bulunanlardan bir toplulugun da böyle yaptigini biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacaginizi bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'in lütfunu arayan baska kimseler ve Allah yolunda savasan daha baska insanlar olacagini bilmistir. Onun için Kur'ân'dan kolayiniza geldigi kadar okuyun, namazi kilin, zekati verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayirli islere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiginiz her iyiligi, Allah katinda daha hayirli ve sevapça daha büyük olarak bulacaksiniz. Allah'tan bagis dileyin. Kuskusuz Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:04 pm

NAHL


Bismillahirrahmanirrahim

1- Allah'in emri geldi, sakin onu acele edip istemeyiniz. Allah, müsriklerin kostuklari ortaklardan münezzeh ve yücedir.

2- Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarindan diledigi peygamberlere indirip su gerçegi insanlara bildirin, buyuruyor: Benden baska hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.

3- Allah gökleri ve yeri hikmeti ile yaratti. O, kâfirlerin ortak kostuklari seylerden çok yücedir.

4- O, insani bir meniden (spermadan) yaratti. Bir de bakarsin ki o, Rabbine karsi apaçik bir düsmandir.

5- Hayvanlari da O yaratti. Onlarda sizi isitacak seyler ve birçok faydalar vardir. Ve siz onlardan bir kismini da yersiniz.

6- O hayvanlari, aksam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardir.

7- Bu hayvanlar, ancak güçlükle varabileceginiz bir memlekete yüklerinizi tasir. Rabbiniz, süphesiz çok sefkatlidir, çok merhametlidir.

8- Hem kendilerine binesiniz, hem de zinet olsun diye atlari, katirlari, ve merkepleri yaratti. Ve su anda bilemeyeceginiz daha nice seyler yaratacak.

9- Dogru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun egrisi de vardir. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.

10- Sizin için gökten su indiren O'dur. Içecek su ondandir; hayvanlarinizi otlattiginiz bitkiler de o su ile yetisir.

11- Allah, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmaliklar, üzümler ve her

çesit meyveleri bitirir. Süphesiz ki bunda düsünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardir.(1)

12- Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi sizin hizmetinize O verdi. Bütün yildizlar da O'nun emrine boyun egmislerdir. Süphesiz ki bunda aklini kullanan bir toplum için ibretler vardir.

13- Yeryüzünde sizin için yarattigi degisik renklerdeki seyleri de sizin hizmetinize sunmustur. Elbette bunda ögüt alan kimseler için bir ibret vardir.

14- Yine denizden taze et (balik) yiyesiniz ve ondan takindiginiz süs esyasini çikarasiniz diye, denizi emrinize veren Allah'tir. Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun. Lütfundan rizik aramaniz ve sükretmeniz için Allah böyle yapmistir.

15- Allah, yeryüzü sizi sarsmasin diye oraya sabit daglar yerlestirdi. Yolunuzu bulmaniz için de nehirler ve yollar yaratti.

16- Daha birçok âlametler yaratti. Insanlar geceleyin de Allah'in yarattigi yildizlarla yönlerini bulurlar.

17- Hiç yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Artik siz düsünmez misiniz?

18- Halbuki Allah'in nimetlerini teker teker saymaya kalkissaniz, onlari sayamazsiniz. Muhakkak ki Allah çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

19- Allah, gizlediginizi de açikladiginizi da bilir.

20- Kâfirlerin Allah'tan baska yalvardiklari (putlar) ise, hiçbir sey yaratamazlar. Çünkü onlar, kendileri yaratilmislardir.

21- O putlar, hep ölüdürler, diri degildirler ve insanlarin öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

22- Ilâhiniz bir tek ilâhtir. Bununla beraber ahirete inanmayanlarin kalbleri inkârci, kendileri de böbürlenen kimselerdir.

23- Süphesiz ki Allah, onlarin gizlediklerini de açiga vurduklarini da bilir. Dogrusu Allah, kendilerini büyük görüp hakki kabul etmeyenleri sevmez.

24- Onlara: "Rabbiniz ne indirdi? denildigi zaman "Öncekilerin efsanelerini" dediler.

25- Bunu söylemelerinin sebebi su: Kiyamet günü, kendi günahlarini tam olarak yüklendikten baska, bilgisizlikleri yüzünden saptirmakta olduklari kimselerin günahlarindan bir kismini da yükleneceklerdir. Dikkat edin, yüklendikleri günah ne kötüdür!

26- Onlardan öncekiler de tuzak kurdular. Fakat Allah onlarin binalarini temelinden sarsti, çati tepelerinden üzerlerine çöktü ve azap onlara farkedemedikleri bir yönden geldi.

27- Sonra kiyamet günü Allah, O kâfirleri rezil rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani ugrunda müminlere karsi düsman kesildiginiz ortaklarim nerede?" Kendilerine ilim verilmis olanlar: "Süphesiz bugünün rezilligi ve kötülügü kâfirleredir." diyeceklerdir.

28- (O kâfirler), kendilerine zulmetmis kimseler olarak, meleklerin, canlarini aldiklari kimselerdir. O vakit onlar söyle diyerek teslim olurlar: "Biz, bir kötülükten dolayi yapmiyorduk." (Onlara): "Hayir, Allah sizin ne maksatla yaptiginizi elbette çok iyi bilendir."

29- "O halde içinde ebedî kalacaginiz cehennemin kapilarindan girin" denir. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!

30- Kötülüklerden sakinanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayir indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel isleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayirlidir. Allah'tan korkanlarin yurdu ne güzeldir!

31- O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altindan irmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardir. Iste Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandirir.

32- Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarini hos ve rahat halde alirlar. "Selam size, yapmis oldugunuz güzel islerin mükafati olarak girin cennet'e..." derler.

33- Ancak kendilerine, ruhlarini alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin (kiyametin) gelip çatmasini bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmislerdi.

34- Bunun için, sonunda yaptiklarinin cezasi baslarina felaket oldu ve alay edip durduklari o azap, kendilerini kusatti.

35- Allah'a ortak kosanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarimiz O'ndan baska hiçbir seye tapmazdik ve O'nun emri disinda hiçbir seyi haram kilmazdik" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptilar. Buna karsi peygamberlerin vazifesi, ancak açik-seçik bir tebligden, ibarettir.

36- Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakinin." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden

bir kismina hidayet etti, bir kismina da sapiklik hak olmustur. Simdi yer yüzünde bir gezip dolasin da bakin ki, peygamberleri yalanlayanlarin sonunun ne oldugunu bir görün?

37- (Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptirdigi kimseyi hidayete erdirmez. Onlarin hiçbir yardimcisi da yoktur.

38- Kâfirler, "Allah ölen kimseyi diriltmez." diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayir, bu ölüleri diriltmek, Allah'in kendisine karsi bir vaadidir. Ancak insanlarin çogu bunu bilmezler.

39- Allah ölüleri diriltecek ki, o kâfirlerin, hakkinda ihtilaf ettikleri seyi onlara açikça göstersin ve bunu inkâr edenler kendilerinin yalanci olduklarini bilsinler.

40- Biz bir seyi diledigimiz zaman, ona sözümüz sadece "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.

41- Zulme ugradiktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dünyada mutlaka onlari güzel bir yere yerlestiririz. Halbuki bilirlerse ahiretin mükafati elbette daha büyüktür.

42- O Muhacirler, müsriklerin eziyetlerine sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.

43- (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettigimiz erkeklerden baskasini peygamber olarak göndermedik. Eger bunu bilmiyorsaniz Tevrat ve Incil âlimlerine sorun.

44- Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'i indirdik ki, insanlara vahyedileni açiklayasin. Belki onlar da düsünürler.

45- Sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah'in kendilerini yerin dibine geçiremeyeceginden, yahut bilemeyecekleri bir yerden azabin gelmeyeceginden emin mi oldular?

46- Yahut (rizik için) dolasip dururlarken (Allah'in azabinin) kendilerini yakalayivermesinden emin mi oldular? Üstelik onlar, azabi engelleyici de degillerdir.

47- Yahut ta kendilerini azar azar yakalayip helak etmesinden emin mi oldular? Süphesiz Rabbiniz çok sefkatlidir, çok merhametlidir.

48- Onlar, Allah'in yarattigi birtakim seyleri görmediler mi ki? Gölgeleri Allah'in kudretine boyun egip secde ederek, saga sola döner, dolasir.

49- Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlilar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler.

50- Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolunduklari her seyi yaparlar.

51- Allah, buyurmustur ki: Iki ilâh edinmeyin. O, ancak bir ilâhdir. Onun için yalniz benden korkun.

52- Göklerde ve yerde olan her sey yalniz O'nundur. Din de daima O'nundur. Böyle iken, siz Allah'tan baskasindan mi korkarsiniz?

54- Sonra Allah bu sikintiyi sizden kaldirdigi zaman, bir de bakarsiniz

ki, içinizden bir topluluk, hemen Rablerine ortak kosarlar.

55- Bunu kendilerine verdigimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Simdi eglenin bakalim! Fakat yakinda bileceksiniz.

55- Bunu kendilerine verdigimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Simdi eglenin bakalim! Fakat yakinda bileceksiniz.

56- Bir de müsrikler kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri seylere (putlara) pay ayiriyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptiginiz iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.

57- Onlar, Allah'a kizlar isnad ediyorlar. O, bundan münezzehtir. Kendilerine ise erkek çocuklari isnad ederler.

58- Halbuki onlardan birine, kiz dogum haberi müjdelendigi zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir.

59- Kendisine verilen müjdenin kötülügü, dolayisiyla kavminden gizlenir. Simdi acaba o çocugu zillet ve horluga katlanarak saklayacak mi? Yoksa topraga mi gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!

60- Ahirete iman etmeyenler için kötü sifatlar var. En yüce sifatlar ise, Allah'indir. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

61- Eger Allah insanlari zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kimildayan tek canli birakmazdi. Fakat Allah onlari, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldigi zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.

62- Müsrikler, kendilerinin hoslanmadiklari seyleri, Allah'a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel seylerin kendilerine ait oldugunu yalan yere durmadan söyler. Hiç süphesiz onlar için, sadece ates vardir. Oraya en önde gidip kalacaklardir.

63- Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki seytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o seytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için aci bir azab vardir.

64- (Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabi (Kur'âni) sirf hakkinda ihtilafa düstükleri seyi insanlara açiklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.

65- Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi. Süphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük bir ibret vardir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:04 pm

66- Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardir. Size iskembelerindeki yem artiklariyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz.

67- Hurma ve üzüm agaçlarinin meyvalarindan da hem içki, hem de güzel gidalar edinirsiniz. Süphesiz ki bunda aklini kullanan kimseler için büyük bir ibret vardir.

68- Senin Rabbin bal arisina söyle vahyetti: Daglardan, agaçlardan ve insanlarin kuracaklari kovanlardan kendine evler edin.

69- Sonra meyvalarin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kildigi yollara gir, diye ilham etti. Onlarin karinlarindan renkleri çesitli bir bal çikar ki, onda insanlar için sifâ vardir. Süphesiz ki bunda düsünen bir millet için, büyük bir ibret vardir.

70- Allah, sizi yaratti, sonra da sizi öldürecektir. Içinizden kimi de, biraz bilgiden sonra esyayi önceki bildigi gibi bilmesin diye, ömrün en kötü çagina kadar yasatilir. Süphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir.

71- Allah, rizik yönünden bir kisminizi digerlerinden üstün kildi. Kendilerine bol rizik verilenler, riziklarini ellerinin altindakilere vermiyorlar ki, onda esit olsunlar. Durum böyle iken Allah'in nimetini inkâr mi ediyorlar?

72- Allah, size kendi cinsinizden esler, o eslerinizden de ogullar ve torunlar yaratti. Sizi helal ve güzel gidalarla riziklandirdi. Onlar, hâlâ batila mi inaniyorlar? ve Allah'in nimetini inkâr mi ediyorlar?

73- Müsrikler, Allah'i birakip, göklerden ve yerden kendileri için

hiçbir rizka sahip olmayan ve sahip olmaya da güçleri yetmeyen seylere taparlar.

74- Artik Allah'a ortaklar kosmayin. Çünkü Allah, (esi bulunmadigini) bilir, siz bilmezsiniz.

75- Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile, kendisine güzel bir rizik verilen ve o rizikdan gizli ve açik olarak harcayan hür bir insani misal verdi. Hiç bunlar esit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur. Dogrusu insanlarin çogu bilmezler.

76- Allah su iki adami da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir seye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayir getiremez. Simdi, bu adamla, adaletle emreden ve dogru yolda bulunan adam esit olur mu?

77- Göklerin ve yerin gaybini bilmek Allah'a aittir. Kiyametin kopusu yalniz bir göz kirpmasi veya daha az bir zamandan baskasi degildir. Süphesiz Allah her seye kadirdir.

78- Allah sizi annelerinizin karnindan çikardigi zaman hiçbir sey bilmiyordunuz. Sükredesiniz diye size isitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi.

79- Gögün boslugunda Allah'in emrine boyun egdirilerek uçusan kuslara bakmadilar mi? Süphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardir.

80- Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yapti. Hayvanlarin derilerinden gerek yolculugunuzda ve gerekse konaklama zamanlarinizda kolayca tasiyacaginiz hafif evler (çadirlar v.s.) ve yünlerinden, yapagilarindan ve killarindan bir süreye kadar (giyinecek, kusanacak, serilecek ve dösenecek) bir esya ve ticaret mali yapti.

81- Allah, yarattiklarindan sizin için gölgeler yapti ve sizin için daglarda barinaklar yaratti. Sizi sicaktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyan elbiseler (zirhlar) yaratti. Iste böylece Allah müslüman olasiniz diye üzerinize nimetini tamamlamaktadir.

82- Buna ragmen eger yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artik sana düsen sadece açik bir sekilde tebligden ibarettir.

83- Hem Allah'in nimetini bilirler, sonra da onu inkâr ederler. Onlarin çogu kâfir kimselerdir.

84- Her ümmetten bir sahid getirecegimiz gün, artik kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.

85- O zulmedenler, azabi gördükleri zaman, artik onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara süre verilir.

86- Ve o Allah'a ortak kosanlar, ortak kostuklarini (putlari) gördükleri zaman: "Rabbimiz! Iste bunlar, seni birakip da kendilerine taptigimiz ortaklarimizdir" diyecekler. Kostuklari ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancilarsiniz" diye söz atarlar.

87- O gün Allah'a teslim bayragini çekerler, bütün o uydurduklari seyler kendilerini birakip kaybolup gitmislerdir.

88- Inkâr eden ve (insanlari) Allah yolundan çevirenler, diger kimseleri de bozduklari için onlara azab üstüne azab artirdik.

89- Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine bir sahit gönderecegiz. Seni de onlarin üzerine sahit getirecegiz. Bu kitabi da, her seyi açiklayan ve müslümanlara dogruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynagi ve bir müjdeleyici olarak indirdik.

90- Süphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayi ve yakinlara bakmayi emreder; hayasizliktan, fenaliktan ve azginliktan nehyeder. Ögüt almaniz için size böyle ögüt verir.

91- Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Allah'i üzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur da bozarsiniz! Süphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir.

91- Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Allah'i üzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur da bozarsiniz! Süphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir.

92- Bir ümmet, diger bir ümmetten (sayica ve malca) daha çok oldugu için, yeminlerinizi aranizda aldatma vasitasi yaparak, ipligini saglamca egirdikten sonra onu söküp bozmaya çalisan kadin gibi olmayin. Allah sizi

bununla imtihan eder ve süphesiz hakkinda ihtilaf ettiginiz seyleri kiyamet günü size mutlaka açiklayacaktir.

93- Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardi. Fakat Allah diledigini saptirir ve diledigine de hidayet verir. Süphesiz ki, (kiyamet gününde) bütün yaptiklarinizdan sorumlu tutulacaksiniz.

94- Yeminlerinizi aranizda aldatma ve fesada vasita edinmeyin, sonra saglam basmisken bir ayak kayar da Allah yolundan saptiginiz için, dünyada kötü azabi tadarsiniz. Ahirette de size büyük bir azab olur.

95- Allah'in ahdini az bir bedel karsiliginda degismeyin. Eger bilirseniz muhakkak ki Allah katindaki sevap sizin için daha hayirlidir.

96- Sizin yaninizdaki dünya mali tükenir, Allah'in katindakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptiklari amelin daha güzeliyle mükafatlandiracagiz.

97- Erkekten ve disiden, mümin olarak kim iyi amel islerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yasatacagiz ve yapmakta olduklari amellerin daha güzeliyle mükafatlarini elbette verecegiz.

98- Simdi Kur'ân okumak istedigin zaman önce o kovulmus seytandan Allah'a sigin.

99- Süphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o seytanin hiçbir nüfuzu yoktur.

100- Seytanin nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah'a ortak kosanlaradir.

101- Biz bir âyeti degistirip yerine baska bir âyet getirdigimiz zaman Allah ne indirdigini pek iyi bilmis iken kâfirler Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracisin" dediler. Hayir öyle degil; onlarin çogu bilmezler.

102- (Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'ân'i Cebrail, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katindan hak olarak indirdi.

103- Muhakkak biliyoruz ki kâfirler: "Kur'ân'i Muhammed'e bir insan ögretiyor" diyorlar. Peygambere ögretiyor zanninda bulunduklari kimsenin dili yabancidir. Bu Kur'ân ise apaçik bir Arapçadir.

104- Allah'in âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakici bir azab vardir.

104- Allah'in âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakici bir azab vardir.

105- Yalani ancak Allah'in âyetlerine inanmayanlar uydurur. Iste onlar yalancilarin ta kendileridir.

106- Kalbi iman ile sükûnet buldugu halde (dinden dönmeye) zorlananlar disinda, her kim imanindan sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onlarin üzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardir.

107- Bu (azab) sundan dolayidir ki, onlar, dünya hayatini sevmis ve onu ahirete tercih etmislerdir. Allah da kâfirler toplulugunu hidayete erdirmez.

108- Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarini ve gözlerini mühürlemistir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir.

109- Hiç süphesiz onlar, ahirette perisan olup hüsrana ugrayanlarin ta kendileridir.

110- Sonra süphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardimcisidir. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

111- O gün, herkes nefsini kurtarmak için ugrasarak gelir ve herkese yaptigi isin karsiligi tamamiyle ödenir ve hiç kimseye de zulmedilmez.

112- Allah bir sehri misal olarak verdi: Bu sehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her yerden rizki bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'in nimetlerine karsi nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptiklari isler yüzünden açlik ve korku elbisesini (felâketini) tattirdi.

113- Andolsun ki, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladilar. Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab da onlari yakalayiverdi.

114- Artik Allah'in size rizik olarak verdigi seylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah'in nimetine sükredin, eger gerçekten O'na ibadet edecekseniz.

115- O size ancak ölü hayvani, kani, domuz etini ve Allah'tan baskasi adina kesilenleri haram kildi. Her kim bu haram seyleri yemeye mecbur kalirsa (baskasinin hakkina) saldirmadan ve asiri gitmeden yiyebilir. Süphesiz Allah, çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

116- Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: "Su helaldir, su haramdir" demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmis olursunuz. Süphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar.

117- Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acikli bir azab vardir.

118- Sana anlattiklarimizi, daha önce yahudilere de haram kilmistik. Biz onlara zulmetmemistik. Fakat onlar kendi kendilerine zulmetmislerdi.

119- Sonra süphe yok ki Rabbin, bir cahillikle günah isleyip ardindan tevbe eden ve durumunu düzelten kimseleri bagislar. Süphesiz ki Rabbin, bu tevbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir (çok bagislayicidir, çok merhametlidir.)

120- Süphesiz Ibrahim Allah'a itaat eden, Hakk'a yönelen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müsriklerden olmadi.

121- Allah'in nimetlerine sükredendi. Allah onu seçmis ve dogru yola iletmisti.

122- Ve biz ona (Ibrahim'e) iyilik verdik. Süphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir.

123- Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yönelen ve müsriklerden olmayan Ibrahim'in dinine tabi ol" diye vahyettik.

124- Cumartesi günü (avlanmamak), ancak onda ihtilafa düsenlere farz kilindi. Süphesiz Rabbin onlarin ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda kiyamet günü, aralarinda elbette hükmünü verecektir.

125- (Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel ögütle çagir! Ve onlarla en güzel sekilde mücadele et. Süphesiz Rabbin kendi yolundan sapanlari en iyi bilendir ve O, hidayete kavusanlari da en iyi bilendir.

126- Eger (bir suçtan dolayi) ceza verecek olursaniz size yapilan azab ve cezanin misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayirlidir.

127- (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrin da ancak Allah'in yardimi iledir. Onlardan dolayi üzülme! Kurduklari tuzaklardan telas edip sikintiya düsme!

128- Süphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:04 pm

NAS

Bismillahirrahmanirrahim

1- De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

2- İnsanların hükümdârına,

3- İnsanların ilâhına,

4- O sinsi vesvesecinin şerrinden.

5- O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.

6- Gerek cinlerden, gerek insanlardan.



NASR


Bismillahirrahmanirrahim

1- Allah'in yardimi ve fetih geldiginde,

2- Ve insanlarin dalga dalga Allah'in dinine girdiklerini gördügünde,

3-Rabbini ögerek tesbih et, O'ndan bagislanmani dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir

NAZİAT


Bismillahirrahmanirrahim

1. Canlari bogarcasina siddetle cekip alanlara and

olsun,

2. Canlari kolaylikla alanlara and olsun,

3. Yuzup yuzup gidenlere and olsun,

4-5. Yaristikca yarisan ve isleri yoneten meleklere

and olsun

6. O gun bir sarsinti sarsar.

7. Pesinden bir digeri gelir.

8. O gun kalbler titrer.

9. Insanlarin gozleri yere doner.

10. Derler ki: "Biz eski halimize mi dondurulecegiz?"

11. "Ufalanmis kemik oldugumuz zaman mi?"

12. Derler ki: "O takdirde bu zararina bir donustur."

13. Dogrusu bir tek ciglik yetecektir.

14. Hepsi hemen bir duzluge dokulecektir.

15. Musa'nin basindan gecen olay sana geldi mi?

16. Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona soyle hitap

etmisti:

17. "Firavun'a git; dogrusu o azmistir."

18. "Ona de ki: Arinmaga niyetin var mi?"

19. "Rabbine giden yolu gostereyim ki O'na saygi duyup

korkasin."

20. Bunun uzerine ona en buyuk mucizeyi gosterdi.

21. Ama Firavun yalanladi ve bas kaldirdi.

22. Geri donup yurudu.

23. Adamlarini toplayip seslendi:

24. "Sizin en yuce rabbiniz benim" dedi.

25. Allah bunun uzerine onu dunya ve ahiret azabina

ugratti.

26. Dogrusu bunda Allah'tan korkan kimseye ders

vardir. *

27-8. Sizi yaratmak mi daha zordur, yoksa gogu

yaratmak mi? Ki onu Allah bina edip yukseltmis ve ona

sekil vermistir.

29. Gecesini karanlik yapmis, gunduzunu

aydinlatmistir.

30. Ardindan yeri duzenlemistir.

31. Suyunu ondan cikarmis ve otlak yer meydana

getirmistir.

32. Daglari yerlestirmistir.

33. Bunlari sizin ve hayvanlarinizin gecinmesi icin

yapmistir.

34-Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman,

o gun, insan ne ugurda calistigini anlar.

36. Cehennem her bakanin gorecegi sekilde gosterilir.

37- Iste, azip da dunya hayatini tercih edenin

varacagi yer suphesiz cehennemdir.

40-1. Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini

kotulukten alikoymussa, varacagi yer suphesiz cennettir.

42.Senden kiyametin ne zaman gelip catacagini

sorarlar.

43. Nerde senden onu anlatmasi?

44. Onun bilgisi Rabbine aittir.

45. Sen sadece kiyametten korkani uyaransin.

46. Kiyameti gordukleri gun dunyada ancak bir aksam

yahut bir kusluk vakti kadar kalmis olduklarini sanirlar.



NEBE



Bismillahirrahmanirrahim

1- Birbirlerine neyi soruyorlar?

2- O büyük haberden (kiyametten) mi?

3- Ki onlar onda ayriliga düsmektedirler.

4- Hayir, ilerde bilecekler.

5- Hayir hayir, ilerde bilecekler.

6- Biz yeryüzünü bir besik yapmadik mi?

7- Daglari da birer kazik kilmadik mi?

8- Sizleri çift çift yarattik.

9- Uykunuzu bir dinlenme yaptik.

10- Geceyi bir örtü yaptik.

11- Gündüzü de bir geçim zamani yaptik.

12- Üstünüze yedi saglam bina (gök) çattik.

13- Içlerine isik saçan bir kandil astik.

14- Yogunlasmis bulutlardan saril saril bir su indirdik.

15- Onunla taneler ve otlar çikaralim diye.

16- Ve sarmas dolas baglar bahçeler (çikaralim diye).

17- Kuskusuz o hüküm günü kararlastirilmis bir vakit olmustur.

18- O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.

19- Gök de açilmis, kapi kapi olmustur.

20- Daglar yürütülmüs, serap olmustur.

21- Kuskusuz Cehennem gözetleme yeri olmustur.

22- Azginlar için son varilacak yer olmustur.

23- Orada çaglarca kalacaklardir.

24- Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir sey.

25- Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).

26- Bir ceza ki tam yaptiklarina uygun.

27- Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardi.

28- Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalanci olmuslardi.

29- Biz ise herseyi sayip bir kitaba geçirmisiz.

30- (Onlara): "Simdi tadin (cezanizi). Artik size azabinizi artirmaktan baska bir sey yapmayacagiz" (denir).

31- Kuskusuz takva sahipleri için bir kurtulus var.

32- Bahçeler var, baglar var.

33- Memeleri tomurcuklanmis yasit kizlar var.

34- Dopdolu kadehler var.

35- Orada ne bos bir söz isitirler, ne de bir yalan.

36- (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bagis olarak (verilir).

37- O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasindakilerin Rabbidir. Rah-mân'dir. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.

38- O gün Ruh ve melekler sira sira dururlar. Rahmân'in izin verdikleri disinda hiç kimse konusamaz. Izin verilen de dogruyu söyler.

39- Iste bu hak gündür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.

40-Biz sizi yakin bir azap ile uyardik. O gün kisi ellerinin ne takdim ettigine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydi, ben bir toprak olaydim."



NECM


Bismillahirrahmanirrahim

1. Inmekte olan yildiza andolsun ki,

2. Arkadasiniz (Muhammed) sapmadi, azmadi.

3. O, hevâdan (arzularina göre) konusmaz.

4. O(nun konusmasi kendisine ) vahyedilenden baskasi degildir.

5. Onu, müthis kuvvetleri olan biri ögretti

6. (Ki o) akil ve görüsünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik sekliyle) dogruldu.

7. O, en yüksek ufukta idi.

8. Sonra (Cebrail ona) yaklasti ve (asagiya dogru) sarkti.

9. Onunla arasindaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldi.

10. (Allah), kuluna verdigi vahyi verdi.

11. Onun gördügünü kalb(i) yalanlamadi.

12. Onun gördükleri hakkinda simdi kendisi ile tartisacak misiniz.

13. Andolsun onu bir kez daha görmüstü.

14. Sidretü'l- Müntehâ'nin yaninda.

15. Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanindadir.

16 Sidre'yi kaplayan kapliyordu.

17. (Peygamberin) gözü sasmadi ve siniri asmadi.

18. Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyügünü gördü.

19. Siz de gördünüz degil mi o Lât ve Uzza'yi?

20. Ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'i?

21. Size erkek O'na disi öyle mi?

22. Öyle ise bu çok insafsizca bir taksim.

23. Onlar hiçbir sey degil, sirf sizin ve babalarinizin taktiginiz (bos) isimlerdir. Allah onlar hakkinda hiçbir delil indirmedi. Onlar yalniz zanna ve nefislerin sevdasina uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafindan yol gösterici gelmistir.

24. Yoksa her arzu ettigi sey, insanin kendisinin mi (olacak) dir?

25. Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'indir.

26. Göklerde nice melek var ki Allah'in dileyip razi olduguna izin vermeden önce onlarin sefaatlari hiç bir ise yaramaz.

27. Ahirete iman etmeyenler meleklere disilerin adlarini takip duruyorlar

28. Onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, süphesiz hakikat bakimindan birsey ifade etmez.

29. Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatindan baska bir sey istemeyenlerden yüz çevir.

30. Iste onlarin ilimden erisebilecekleri (son sinir) budur. Süphesiz, Rabbin, yolundan sapani da iyi bilir; O, hidayette olani da iyi bilir.

31. Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'indir. Akibet (sonuçta) kötülük yapanlari yaptiklari ile cezalandiracak, güzel davrananlari da daha güzeliyle mükafatlandiracaktir.

32. Onlar ki günahin büyüklerinden ve çirkin islerden kaçinirlar, yalniz bazi küçük kusurlar hariç. Süphesiz Rabbinin affi genistir. O, sizi daha topraktan yarattigi zaman ve siz annelerinizin karinlarinda bulundugunuz sirada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çikarmayin. Çünkü O, kötülükten sakinani daha iyi bilir.

33. Simdi gördün mü O yüz çevireni?

34. Azicik verip (sonra vermemekte) direneni?

35. Gaybin bilgisi kendi yanindadir da, o mu görüyor?

36. Yoksa haber verilmedi mi Musa'nin sahifelerinde yazili olanlar?

37. Ve çok vefakâr olan Ibrahim'in sahifelerindekiler?

38. Ki hiçbir günahkâr baskasinin günah yükünü yüklenmez.

39. Dogrusu insana çalismasindan baska bir sey yoktur.

40. Ve çalismasi da yakinda görülecektir.

41. Sonra ona karsiligi tastamam verilecektir.

42. Ve süphesiz en son varis, Rabbinedir.

43. Dogrusu güldüren de aglatan da O'dur.

44. Öldüren de dirilten de O'dur.

45. Süphesiz erkegi, disiyi iki es yaratan O'dur,

46. Atildigi zaman bir nutfeden.

47. Süphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.

48. Süphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.

49. Dogrusu Si'râ yildizinin Rabbi O'dur.

50. O, helak etti önce gelen Âd'i.

51. Ve Semûd'u da birakmadi.

52. Önceden de Nuh kavmini (helak etmisti), çünkü onlar zulmetmis ve azmisti.

53. Alti üstüne getirilmis sehirleri devirip yikti.

54. Onlari neler kapladi neler!

55. O halde Rabbinin hangi nimetinden kusku duyuyorsun.

56. Bu da ilk uyaricilardan bir uyaricidir.

57. Yaklasan yaklasti.

58. Onu Allah'tan baska açiga çikaracak yoktur.

59. Simdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz?

60. Gülüyorsunuz da aglamiyorsunuz?

61. Ve siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?

62.Haydi Allah için secdeye kapanin ve O'na kulluk edin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:05 pm

NEML



Bismillahirrahmanirrahim

1- Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'in ve apaçik bir kitabin âyetleridir.

2- Iman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere.

3- Ki o (müminler) namazi dosdogru kilarlar, zekati verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.

4- Süphesiz biz, ahirete inanmayanlarin islerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmistir.

5- Iste bunlar, kendileri için oldukça agir bir azab bulunan kimselerdir, ahirette en çok ziyana ugrayacaklar da onlardir.

6- (Resulüm!) Süphesiz ki bu Kur'ân, sana hikmet sahibi ve her seyi bilen Allah tarafindan indirilmektedir.

7- Hani Musa, ailesine söyle demisti: "Gerçekten ben bir ates gördüm, (gidip) size oradan bir haber getirecegim yahut bir kor ates getireyim, umarim ki isinirsiniz."

8- Oraya geldiginde söyle seslenilmisti: "Atesin bulundugu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kilinmistir! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!"

9- "Ey Musa! Iyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'im!"

10- "Asâni at!" (Asâyi atip) onu yilan gibi deprenir görünce dönüp arkasina bakmadan kaçti. (Dedik ki): "Ey Musa korkma! Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz."

11- "Ancak, kim haksizlik yapar, sonra yaptigi kötülügü iyilige çevirirse, bilsin ki ben (ona karsi da) çok bagislayiciyim, çok merhamet sahibiyim."

12- "Elini koynuna sok; kusursuz bembeyaz çikacaktir. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git), çünkü onlar yoldan çikmis bir kavim olmuslardir."

13- Bu sekilde âyetlerimiz onlarin gözleri önüne serilince, "Bu apaçik bir sihirdir" dediler.

14- Ve vicdanlari bunlar(in dogrulugun)a tam bir kanaat getirdigi halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onlari bile bile inkâr ettiler. Bozguncularin sonunun nice olduguna bir bak!

15- Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarinin birçogundan üstün kilan Allah'a hamd olsun" dediler.

16- Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kus dili ögretildi ve bize her seyden (nasip) verildi. Dogrusu bu apaçik bir lütuftur."

17- Cinlerden, insanlardan ve kuslardan mütesekkil ordulari Süleyman'in hizmetinde toplandi, hepsi bir arada (onun tarafindan) düzenli olarak sevkediliyordu.

18- Nihayet karinca vâdisine geldikleri zaman, bir karinca: "Ey karincalar! Yuvalariniza girin; Süleyman ve ordusu farkina varmadan sizi ezmesin!" dedi.

19- (Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi ki: "Ey Rabbim! Bana

ve ana babama verdigin nimete sükretmemi ve hosnut olacagin iyi is yapmami gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kullarin arasina kat."

20- (Süleyman) Kuslari gözden geçirdikten sonra söyle dedi: "Hüd-hüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayiplara mi karisti?"

21- "Ya bana (mazeretini gösteren) apaçik bir delil getirecek, ya da onu siddetli bir azaba ugratacagim, yahut bogazliyacagim!"

22- Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: "Ben, dedi, senin bilmedigin bir seyi ögrendim. Sebe'den sana çok dogru (ve önemli) bir haber getirdim.

23- "Gerçekten, onlara (Sebelilere) hükümdarlik eden, kendisine her türlü imkan verilmis ve büyük bir tahta sahip olan bir kadinla karsilastim."

24- "Onun ve kavminin, Allah'i birakip günese secde ettiklerini gördüm. Seytan, kendilerine yaptiklarini süslü göstermis de onlari dogru yoldan alikoymus. Bunun için hidayete giremiyorlar."

25- "Göklerde ve yerde gizleneni açiga çikaran, gizlediginizi ve açikladiginizi bilen Allah'a secde etmezler."

26- "(Halbuki) O büyük Ars'in sahibi olan Allah'tan baska tapilacak yoktur."

27- (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: "Dogru mu söyledin, yoksa yalancilardan misin, bakacagiz."

28- "Su mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarina bak."

29- (Süleyman'in mektubunu alan Sebe melikesi): "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup birakildi" dedi.

30- "Mektup Süleyman'dandir, Rahmân ve Rahîm Allah'in adiyla (baslamakta)dir. "

31- "Bana karsi bas kaldirmayin, teslimiyet göstererek bana gelin diye (yazmaktadir)."

32- (Sonra Melike) dedi ki: "Beyler, ulular! Bu isimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanimda olmadan hiçbir isi kestirip atmam."

33- Onlar, söyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savas erbabiyiz, buyruk ise senindir; artik ne emredecegini düsün tasin."

34- Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayi perisan ederler ve halkinin ulularini hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardir" dedi.

35- "Ben (simdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayim elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler."

36- (Elçiler, hediyelerle) gelince Süleyman söyle dedi: "Siz bana mal ile yardim mi etmek istiyorsunuz? Allah'in bana verdigi, size verdiginden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."

37- "(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karsi koyamayacaklari ordularla gelir, onlari, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çikaririz!"

38- (Sonra Süleyman müsavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtini bana getirebilir?"

39- Cinlerden bir ifrit, "Sen makamindan kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu ise gücüm ve güvenim var." dedi.

40- Kitaptan ilmi olan kimse ise, "Gözünü açip kapamadan, ben onu sana getiririm" dedi. (Süleyman) onu (Melike'nin tahtini) yanibasina yerlesivermis görünce, "Bu, dedi, sükür mü edecegim, yoksa nankörlük mü edecegim diye beni sinamak üzere Rabbimin (gösterdigi) lütfundandir. Sükreden ancak kendisi için sükretmis olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstagnidir, çok kerem sahibidir."

41- (Süleyman devamla) dedi ki: "Onun tahtini bilemeyecegi bir vaziyete sokun; getirin bakalim taniyabilecek mi, yoksa taniyamayanlardan mi olacak?"

42- Melike gelince, "Senin tahtin da böyle mi?" dendi. O söyle cevap verdi: "Tipki o! Zaten bize daha önce bilgi verilmis ve biz teslimiyet göstermistik."

43- O'nu, Allah'tan baska taptigi seyler alikoymustu. Çünkü kendisi inkârci bir kavimdendi.

44- Ona "köske gir!" dendi. Melike onu görünce derin bir su sandi ve etegini çekti. Süleyman "Bu billurdan yapilmis, seffaf bir zemindir" dedi. Melike dedi ki: "Rabbim! Ben gerçekten kendime yazik etmistim. Süleyman'in maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."

45- Andolsun ki, Allah'a ibadet edin diye Semud'a da kardesleri Salih'i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekisen iki zümre oluverdiler.

46- Salih dedi ki: "Ey benim kavmim! Iyilik dururken niçin kötülüge kosuyorsunuz? Ne olur Allah'a istigfar etseniz, belki rahmetine ulasirdiniz."

47- Cevap verdiler: "Senin ve beraberindekilerin yüzünden ugursuzluga ugradik." Salih: "Size çöken ugursuzluk (sebebi) Allah katinda (yazili)-dir. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz" dedi.

48- O sehirde dokuz çete vardi ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapiyorlar, iyilik tarafina hiç yanasmiyorlardi.

49- Allah'a and içerek birbirlerine söyle dediler: "Gece ona ve ailesine baskin yapalim; sonra da velisine, 'Biz o ailenin yok edilisi sirasinda orada degildik, inanin ki dogru söylüyoruz' diyelim."

50- Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkinda olmadan onlarin planlarini altüst ettik

51- Iste bak! Tuzaklarinin akibeti nice oldu: Onlari da, kavimlerini de toptan helak ettik.

52- Iste haksizliklari yüzünden çökmüs evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardir.

53- Iman edip Allah'a karsi gelmekten sakinanlari da kurtardik.

54- Lût'u da (peygamber olarak kavmine gönderdik). O, kavmine söyle demisti: "Göz göre göre hala o hayasizligi yapacak misiniz?"

55- "Siz ille de kadinlari birakip sehvetle erkeklere yaklasacak misiniz? Dogrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!"

56- Buna kavminin cevabi sadece: "Lût ailesini memleketinizden çikarin; baksaniza onlar (bizim yaptiklarimizdan) temiz kalmak isteyen insanlarmis!" demelerinden ibaret oldu.

57- Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardik. Yalniz karisi müstesna; onun geride (azaba ugrayanlarin içinde) kalmasini takdir ettik.

58- Onlarin üzerlerine öyle bir yagmur indirdik ki, ne kötü idi uyarilanlarin yagmuru!

59- (Resulüm!) de ki: "Hamd olsun Allah'a, selam olsun seçkin kildigi kullarina. Allah mi hayirli, yoksa O'na kostuklari ortaklar mi?"

60- (Onlar mi hayirli) yoksa, gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? Çünkü biz onunla, bir agacini bile bitirmeye gücünüzün yetmedigi güzel güzel bahçeler bitirmisizdir. Allah'la beraber baska bir ilâh mi var! Dogrusu onlar sapiklikta devam eden bir güruhtur.

61- (Onlar mi hayirli) yoksa, yeryüzünü oturmaya elverisli kilan, aralarinda nehirler akitan, onun için sabit daglar yaratan, iki deniz arasina engel koyan mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Hayir onlarin çogu (hakikatlari) bilmiyorlar.

62- (Onlar mi hayirli) yoksa, kendine yalvardigi zaman bunalmisa karsilik veren ve basindaki sikintiyi gideren, sizi yeryüzünün hakimleri yapan mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Ne kit düsünüyorsunuz!

63- (Onlar mi hayirli) yoksa, karanin ve denizin karanliklari içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yagmurun) önünde rüzgarlari müjdeci olarak gönderen mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Allah onlarin kostuklari ortaklardan çok yücedir, münezzehtir.

64- (Onlar mi hayirli) yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayi tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden riziklandiran mi? Allah ile beraber baska bir ilâh mi var? De ki: Eger dogru söylüyorsaniz, siz kesin delilinizi getirin haydi!

65- De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan baska kimse gaybi bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

66- Fakat ahiret hakkinda bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir süphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler.

67- Inkârcilar dediler ki: "Sahi biz ve atalarimiz toprak olduktan sonra gerçekten (diriltilip) çikarilacak miyiz?"

68- "And olsun ki, bu tehdit bize yapildigi gibi, daha önce atalarimiza da yapilmistir. Bu öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir."

69- De ki: "Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarlarin sonu nice oldu, bir bakin!"

70- (Habibim!) Onlara karsi mahzun olma, kurmakta olduklari tuzaklardan ötürü de sikinti duyma!

71- Bir de, "Eger dogru söylüyorsaniz bu vaad (ettiginiz azab) hani, ne zaman?" derler.

72- De ki: "Çabucak gelmesini istediginiz seyin (azabin) bir kismi herhalde yakinda ensenize binecektir."

73- Süphesiz Rabbin, insanlara karsi lütuf sahibidir; fakat insanlarin çogu sükretmezler.

74- Rabbin elbette onlarin sinelerinin gizlediklerini de, açiga vurduklarini da bilir.

75- Gökte ve yerde gizli hiçbir sey yoktur ki apaçik bir kitapta (Lehv-i mahfuzda) bulunmasin.

76- Haberiniz olsun ki bu Kur'ân, Israil ogullarina, hakkinda ihtilaf edegeldikleri seylerin pek çogunu anlatmaktadir.

77- Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir.

78- Rabbin süphesiz, onlar arasinda kendi hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.

79- Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçik hakikatin üzerindesin.

80- Bil ki sen, ölülere isittiremezsin, arkasini dönüp kaçmakta olan sagirlara da daveti duyuramazsin.

81- Sen körleri sapikliklarindan çevirip dogru yola getirecek degilsin. Ancak (gönülden) teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.

82- Söylenen baslarina gelecegi vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" (canli) çikaririz ki bu, onlara insanlarin âyetlerimize kesin bir iman getirmemis olduklarini söyler.

83- Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarindan bir cemaati toplayacagimiz gün, artik onlar bir arada tutulup (hesap yerine) sevkedilirler.

84- Nihayet (oraya) geldikleri vakit Allah buyurur: "Siz benim âyetlerimi, ne oldugunu kavramadan yalan saydiniz öyle mi? Yoksa yaptiginiz baska neydi?"

85- Yaptiklari haksizliktan dolayi, o söz gerçeklesmistir; artik onlar konusamazlar.

86- Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattik ve (çalissinlar diye) gündüzü apaydinlik yaptik. Iman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardir.

87- Sûr'a üfürüldügü gün Allah'in diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehsete kapilir. Hepsi boyunlari bükük olarak O'na gelirler.

88- Sen daglari görürsün de, yerinde durur sanirsin. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her seyi sapasaglam yapan Allah'in sanatidir. Süphesiz ki O, yaptiklarinizdan tamamiyla haberdardir.

89- Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalirlar.

90- Her kim de kötülükle gelirse artik yüzleri ateste sürtülür. "Baska degil ancak yaptiginiz amellerin cezasini çekeceksiniz." (denir).

91- (De ki): "Ben ancak her seyin sahibi olan ve burayi kutlu kilan bu sehrin (Mekke'nin) Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Yine bana müslümanlardan olmam emredildi."

92- "Ve Kur'ân'i okumam emredildi." Artik kim dogru yola gelirse, yalniz kendisi için gelmis olur; kim de saparsa ona de ki: "Ben sadece uyaricilardanim."

93- Ve söyle de: Hamd, Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onlari görüp taniyacaksiniz. Rabbin, yaptiklarinizdan habersiz degildir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:06 pm

NİSA


Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan esini yaratip ikisinden bir çok erkekler ve kadinlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adina birbirinizden dilekte bulundugunuz Allah'dan ve akrabalik (baglarini kirmak)tan sakinin. Süphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

2- Öksüzlere mallarini verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle degistirmeyin. Onlarin mallarini, kendi mallariniza karistirip yemeyin. Zira bu, büyük bir günahtir.

3- Eger öksüz kizlarla evlendiginizde onlara karsi adaletli davranamamaktan korkarsaniz, hosunuza giden diger kadinlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eger adaleti gözetmemekten korkarsaniz, o zaman bir tane ile veya elinizin altindakiyle (sahip oldugunuz câriye ile) yetinin. Dogruluktan ayrilmamak için bu daha elverislidir.

4- Kadinlara mehirlerini gönül hosluguyla verin. Eger onlar gönül rizasiyla size bir sey bagislarlarsa onu afiyetle yiyin.

5- Allah'in, sizi basina diktigi mallarinizi akli ermezlere vermeyin; o mallarla onlari besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

6- Evlenme çagina gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onlarin akilca olgunlastiklarini görürseniz, mallarini kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler de mallarina sahip olacaklar" endisesiyle onlari israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onlarin malini yemekten çekinsin. Fakir olan ise, mesrû sûrette yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, bunu sahitler karsisinda yapin. Hesap görücü olarak Allah yeter.

7- Ana, baba ve akrabalarin miras olarak biraktiklarinda erkeklerin hissesi vardir. Kadinlarin da ana, baba ve akrabalarin biraktiklarinda hisseleri vardir. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kilinmis bir hissedir.

8- Paylasma sirasinda akrabalar, öksüzler, yoksullar hazir bulunurlarsa, onlara da bir sey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini alin.

9- Kendileri, geriye zayif çocuklar biraktiklari takdirde, onlarin geleceginden endise duyacak olanlar, (yetimler hakkinda da ayni) endiseyi duysunlar, Allah'dan sakinsinlar ve dogru söz söylesinler.

10- Yetimlerin mallarini haksiz yere yiyenler, muhakkak ki karinlarini atesle doldurmus olurlar ve cehennemi boylarlar.

11- Allah size evlatlarinizin miras taksimini söyle emrediyor: Çocuklarinizda, erkege iki kadin payi kadar, eger hepsi kadin olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasin üçte ikisi ve eger bir tek kadin ise o zaman ona malin yarisi vardir. Eger ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da birakmissa ana babanin her birine ölenin terekesinden altida bir; sâyet ölenin çocugu yok da, mirasçi olarak ana ve babasi kalmissa, ananin payi üçte birdir. Eger ölenin kardesleri varsa terekenin altida biri ananindir. Bu paylar, ölenin borçlari ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakimindan daha yakin oldugunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafindan farz kilinmistir. Süphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.

12- Eger hanimlarinizin çocuklari yoksa, biraktiklari mirasin yarisi sizindir. Sâyet bir çocuklari varsa o zaman mirasin dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eger siz çocuk birakmadan ölürseniz, geriye biraktiginiz mirasin dörtte biri hanimlarinizindir. Sâyet çocuklariniz varsa o zaman biraktiginiz mirasin sekizde biri hanimlarinizindir. Bu paylar, yaptiginiz vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eger ölen bir erkek veya kadinin çocugu ve babasi bulunmadigi halde kelâle olarak (yan koldan) mirasina konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kizkardesi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payi terekenin altida biridir. Eger mevcut olan kardesler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardesler mirasin üçte birini zarara ugratilmaksizin aralarinda esit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafindan bir emirdir. Allah her seyi bilen ve yarattiklarina çok yumusak davranandir.

13- Iste bütün bu hükümler, Allah'in koydugu hükümler ve çizdigi sinirlardir. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste büyük kurtulus budur.

14- Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'in koydugu sinirlari asarsa Allah onu da ebedî kalacagi cehennem atesine koyar. Onun için alçaltici bir azab vardir.

15- Kadinlarinizdan zina edenlere karsi, içinizden dört sahit getirin. Eger onlar, sahitlik yaparlarsa, bu kadinlari, ölüm alip götürünceye kadar veya Allah onlara bir çikis yolu açincaya kadar evlerde hapsedin.

16- Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eger onlar tevbe edip kendilerini islah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.

17- Ancak Allah'in kabul etmesini vaad buyurdugu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah isleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. Iste Allah bunlarin tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her seyi bilendir, hikmet sahibidir).

18- Yoksa günah isleyip de kendisine ölüm gelince: "Iste ben simdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. Iste bunlara ahirette can yakici bir azap hazirlamisizdir.

19- Ey iman edenler! Kadinlara zorla varis olmaniz size helal degildir. Verdiginiz mehrin bir kismini kurtaracaksiniz diye, onlari sikistirmaniz da helal degildir. Ancak açik bir hayasizlik yapmis olurlarsa baska. Onlarla iyi geçinin. Eger kendilerinden hoslanmadinizsa, olabilir ki, siz bir seyden hoslanmasaniz da Allah onda bir çok hayir takdir etmis bulunur.

20- Eger bir esi birakip da yerine diger bir es almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermis de bulunsaniz, ondan bir sey geri almayin. O mali bir iftira ve açik bir günah isnadi yaparak geri alir misiniz?

21- Birbirinizle kaynasip basbasa kalmisken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almisken verdiginizi nasil geri alabilirsiniz?

22- Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarinizin nikahladigi kadinlarla evlenmeyiniz. Süphe yok ki o, pek çirkindi, igrenç idi, o ne fena bir âdetti.

23- Size sunlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz, kiz kardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek ve kiz kardeslerinizin kizlari, sizi emziren süt anneleriniz, süt kizkardesleriniz ve karilarinizin anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiginiz kadinlarinizdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kizlariniz. Eger üvey kizlarinizin anneleri ile zifafa girmemisseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) ogullarinizin hanimlari ile evlenmeniz ve iki kiz kardesi birlikte nikahlamaniz da haramdir. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmistir. Süphesiz ki Allah gafur (çok bagislayici) ve çok merhamet edicidir.

24- Bir de harb esiri olarak sahibi bulundugunuz cariyeler müstesna, evli kadinlarla evlenmeniz de size haram kilindi. Bütün bunlar Allah'in üzerinize farz kildigi hükümlerdir. Bunlarin disinda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarinizla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kilindi. O halde onlardan nikah ile faydalanmaniza karsilik mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdir. O mehri takdir edip kesinlestirdikten sonra birbirinizi razi etmenizde bir mahzur yoktur. Süphesiz ki Allah her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

25- Sizden her kim hür mümin kadinlari nikah edecek bir zenginlige gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altindaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rizasi ile nikahlamak var. Allah sizin imaninizi daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhus yaparlarsa, o vakit hür kadinlar hakkinda gerekli bulunan cezanin yarisi kendilerine lazim gelir. Bu hükümler, içinizden günah islemekten korkanlaradir. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayirlidir. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir).

26- Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarini size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

27- Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki sehvetlerine uyanlar ise, sizin dogru yoldan büyük bir meyl ile sapmanizi istiyorlar.

28- Allah, din hususundaki agir teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabir ve tahammül bakimindan zayif yaratilmistir.

29- Ey iman edenler! Mallarinizi aranizda haksizlikla yemeyin. Ancak kendi rizanizla yaptiginiz ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canina kiymayin. Süphesiz Allah, size karsi çok merhametlidir.

30- Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasaklari islerse, yakinda onu cehennem atesine atacagiz. Onu atese atmak da Allah'a pek kolaydir.

31- Eger siz, yasaklandiginiz büyük günahlardan sakinirsaniz, diger kusurlarinizi örter, sizi güzel bir makama koyariz.

32- Bir de Allah'in baziniza, digerinden fazla verdigi seyleri temenni etmeyin. Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardir. Kadinlara da kendi kazandiklarindan bir pay vardir. Isteklerinizi Allah'in fazlindan ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her seyi hakkiyla bilendir.

33- Anne, baba ve akrabalarin biraktiklari her sey için bir mirasçi tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçi kildiklarinizin paylarini da verin. Süphesiz Allah, her seye sahittir.

34- Erkekler, kadin üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi islerde) digerinden üstün yaratmistir. Bir de erkekler mallarindan (aile fertlerine) harcamaktadirlar. Iyi kadinlar, itaatkar olanlar ve Allah'in korunmasini emrettigi seyleri kocalarinin bulunmadigi zamanlarda da koruyanlardir. Fenalik ve geçimsizliklerinden korktugunuz kadinlara gelince: Önce kendilerine ögüt verin, yataklarindan ayrilin. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eger size itaat ederlerse kendilerini incitmeye baska bir bahane aramayin. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

35- Eger kari-koca arasinin açilmasindan endiseye düserseniz bir hakem erkegin tarafindan, bir hakem de kadinin ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten baristirmak isterlerse, Allah kari-koca arasindaki darginlik yerine geçim verir. Süphesiz ki Allah hakkiyla bilendir, her seyin aslindan haberdardir.

36- Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir seyi ortak kosmayin. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komsulara, yakin komsulara, yaninda bulunan arkadasa, yolda kalanlara, sahip oldugunuz kölelere iyilik edin. Süphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.

37- Onlar ki hem kiskanir, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah'in kendilerine lütfundan verdigi nimeti gizlerler. Biz kâfirlere alçaltici bir azap hazirladik.

38- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarini, insanlara gösteris yapmak için harcarlar. Seytan kimin arkadasi olursa, o ne kötü arkadastir!

39- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'in verdigi riziktan gösterissiz harcasalardi kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onlarin söz ve islerini çok iyi bilendir.

40- Süphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eger yapilan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabini kat kat artirir. Ve kendi katindan büyük bir mükafat verir.

41- Her ümmetten bir sahit getirdigimiz ve seni de onlarin üzerine bir sahit yaptigimiz zaman bakalim kâfirlerin hali ne olacak!..

42- Allah'i, inkar edip peygambere isyan edenler, o kiyamet günü yerle bir olmayi isterler. Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler.

43- Ey iman edenler! Sarhos iken ne söylediginizi bilinceye kadar namaza yaklasmayin. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklasmayin. Eger hasta olur, veya yolculukta bulunursaniz veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsaniz o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Süphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bagislayicidir.

44- Kendilerine kitaptan bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun? Onlar, sapikligi satin aliyorlar ve sizin de yoldan sapmanizi istiyorlar.

45- Allah sizin düsmanlarinizi çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardimci olarak da Allah yeter.

46- Yahudilerden bir kismi, (Allah'in kitabindaki) kelimeleri esas mânâsindan kaydirip; dillerini egerek ve dine saldirarak, "Sözünü isittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olasi ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar, "Isittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha hayirli ve daha dogru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemistir. Artik onlar, pek azi müstesna, iman etmezler.

47- Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yaninizda bulunan (Tevrat)i tasdik etmek üzere indirdigimiz bu kitaba iman edin. Biz birtakim yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkini (yahudileri) lanetledigimiz gibi onlari lanetlemeden önce iman edin. Yoksa Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir.

48- Dogrusu Allah, kendisine ortak kosulmasini asla affetmez. Ondan baskasini (diger günahlari) ise, diledigi kimseler için bagislar ve magfiret buyurur. Her kim Allah'a sirk kosarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmis olur.

49- Kendi nefislerini temize çikaranlari görmüyor musun? Hayir! Ancak Allah, diledigini temize çikarir. Onlara kil kadar zulmedilmez.

50- Bak nasil da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçik bir günah olarak bu yeter.

51- "Su kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun! Onlar puta ve seytana inaniyorlar. Ve Allah'i tanimayanlara, "Bunlar, müminlerden daha dogru yoldadir." diyorlar.

52- Onlar, Allah'in lanet ettigi kimselerdir. Allah kime lanet ederse artik ona asla bir yardimci bulamazsin.

53- Yoksa onlarin mülkten bir payi mi vardir. Eger öyle olsaydi, insanlara bir çekirdegin zerresini bile vermezlerdi.

54- Yoksa onlar, Allah'in lütuf ve kereminden insanlara verdigi nimetleri kiskaniyorlar mi? Süphesiz biz, Ibrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermistik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.

55- Iste o yahudilerden bir kismi ona iman etti. Bir kismi da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:06 pm

56- Süphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarin bir atese atacagiz. Derileri pistikçe azabi duysunlar diye, kendilerine baska deriler verecegiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

57- Iman edip salih ameller isliyenleri ise, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz esler vardir. Onlari, koyu gölgeler altinda bulunduracagiz.

58- Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasinda hükmettiginiz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel ögüt veriyor. Süphesiz ki Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla görendir.

59- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eger herhangi bir seyde anlasmazliga düserseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inaniyorsaniz, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakimindan da daha güzeldir.

60- Sunlari görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandiklarini ileri sürüyorlar da taguta inanmamalari kendilerine emrolundugu halde, tagut önünde muhakemelesmek istiyorlar. Seytan da onlari bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapikliga düsürmek istiyor.

61- Onlara: "Allah'in indirdigine ve Peygambere gelin!" denince, münafiklarin senden büsbütün uzaklastiklarini görürsün.

62- Ya nasil, elleriyle yaptiklari yüzünden baslarina bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayi bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.

63- Onlar, Allah'in kalblerindekini bildigi kimselerdir; Onlara aldirma, onlara ögüt ver ve onlarin içlerine tesir edecek güzel söz söyle!

64- Biz hangi peygamberi gönderdikse, sirf Allah'in izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eger onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarinin bagislanmasini dileselerdi ve Resul de onlarin bagislanmasini dileseydi, elbette Allah'i affedici, merhametli bulurlardi.

65- Hayir! Rabbine andolsun ki is bildikleri gibi degil, onlar aralarinda çikan çekismeli islerde seni hakem yapip sonra da senin verdigin hükme karsi içlerinde hiçbir sikinti duymaksizin, tam bir teslimiyetle boyun egmedikçe iman etmis olamazlar.

66- Eger biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarinizdan çikin." diye yazmis olsaydik, içlerinden pek azi hariç, bunu yapamazlardi. Fakat kendilerine verilen ögütleri tutsalardi, elbette haklarinda hem daha hayirli, hem de daha saglam olurdu.

67- Ve o zaman elbette kendilerine katimizdan büyük mükafat verirdik.

68- Ve onlari elbette dogru yola iletirdik.

69- Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse iste onlar, Allah'in kendilerine nimet verdigi peygamberlerle, siddiklarla, sehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadastir!

70- Bu lütuf Allah'tandir. Bilen olarak Allah yeter.

71- Ey iman edenler! Düsmana karsi her türlü savunma tedbirinizi aliniz. Onlara karsi ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.

72- Süphesiz içinizden bir kismi vardir ki, pek agir davranir. Eger basiniza bir musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadim." der.

73- Ve eger Allah'tan size bir lütuf ve zafer erisecek olsa, sizinle kendisi arasinda hiç sevgi yokmus gibi, bu sefer de hiç süphesiz söyle diyecek: "Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydim da büyük murada ereydim."

74- O halde geçici dünya hayatini, ebedî ahiret hayati karsiliginda satacak olanlar, Allah yolunda savassinlar. Her kim Allah yolunda savasir da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarin pek büyük bir mükafat verecegiz.

75- Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halki zâlim olan memleketten çikar, tarafindan bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katindan bir kurtarici gönder" diye yalvarip duran zayif ve zavalli erkekler, kadinlar ve çocuklarin kurtarilmasi ugrunda savasa çikmiyorsunuz?

76- Iman edenler, Allah yolunda savasirlar. Inkâr edenler de tagut yolunda savasirlar. O halde siz seytanin taraftarlarina karsi savasin. Çünkü seytanin hilesi zayiftir.

77- Kendilerine, "Ellerinizi savastan çekin, namazi kilin, zekati verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savas yazilinca hemen içlerinden bir kismi insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savas yazdin? Ne olurdu bize azicik bir müddet daha tanimis olsaydin da biraz daha yasasaydik?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdir, ahiret, Allah'a karsi gelmekten sakinan için daha hayirlidir ve size kil kadar haksizlik edilmez."

78- Her nerede olursaniz olun ölüm size yetisir, son derece saglam kaleler içinde de bulunsaniz yine kurtulamazsiniz. Onlara bir iyilik erisirse "Bu, Allahtandir" derler, bir kötülüge ugrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandir." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanasmiyorlar?

79- (Ey insanoglu!) sana gelen her iyilik Allah'tandir, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna sahit olarak da Allah yeter.

80- Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmis olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.

81- Sana "Peki" derler, fakat senin yanindan çiktiklarinda, içlerinden birtakimi, geceleyin (gündüz) söylemis olduklarinin tersini kurarlar. Allah onlarin geceleyin tasarladiklarini yaziyor. Sen onlara aldirma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.

82- Onlar hâlâ Kur'ân'i geregi gibi düsünüp anlamaya çalismazlar mi? Eger o Allah'tan baskasi tarafindan indirilmis olsaydi mutlaka onda birçok çeliskiler bulurlardi.

83- Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiginde onu hemen yayiverirler. Halbuki onu peygambere ve aralarinda yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çikarmaya gücü yetenler, onu anlarlardi. Allah'in üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydi, pek aziniz hariç, seytana uyardiniz.

84- (Ey Muhammed) Allah yolunda savas! Sen ancak kendi yaptigindan sorumlusun. Müminleri de savasa tesvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kirar. Hiç süphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezasi daha çetindir.

85- Kim güzel bir iste aracilik ederse, ona o isin sevabindan bir pay vardir. Kim de kötü bir seyde aracilik yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardir. Allah her seyi gözetip karsiligini verir.

86- Siz bir selam ile selamlandiginiz zaman, siz de ondan daha güzeliyle karsilik verin veya verilen selami aynen iade edin. Süphesiz Allah, her seyin hesabini geregi gibi yapandir.

87- Kendinden baska ilâh olmayan Allah, sizi kiyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktir. Bunda asla süphe yoktur. Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir?

88- O halde, siz niçin münafiklar hakkinda iki gruba ayriliyorsunuz? Allah onlari kazandiklari günah yüzünden terslerine döndürdügü halde Allah'in saptirdigini yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptirirsa, sen onun için bir çikis yolu bulamazsin.

89- Onlar, küfür isledikleri gibi, sizin de küfür isleyip kendileriyle bir olmanizi arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eger bundan yüz çevirirlerse onlari yakalayin ve buldugunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardimci edinmeyin.

90- Ancak o kimselere dokunmayin ki, sizinle aralarinda anlasma olan bir kavme siginmis bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savasmayi gönüllerine sigdiramayip tarafsiz olarak size gelmislerdir. Eger Allah dileseydi, onlari size musallat kilardi, onlar da sizinle savasirlardi. Eger onlar sizden uzak dururlar, sizinle savasmayip size baris teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemistir.

91- Diger birtakim kimseleri de bulacaksiniz ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuslarinda onun içine basasagi dalarlar. Eger bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini buldugunuz yerde yakalayin ve öldürün. Iste bunlar aleyhinde size açik bir ferman verdik.

92- Hata disinda bir mümin, diger bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlislikla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bagislamasi müstesnadir. Eger öldürülen, mümin olmakla beraber size

düsman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eger öldürülen sizinle aralarinda antlasma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafindan tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutmasi gerekir. Allah, Alimdir (her seyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).

93- Kim bir mümini kasten öldürürse, cezasi, içinde ebedî olarak kalacagi cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmis ve onun için büyük bir azab hazirlamistir.

94- Ey Iman edenler! Allah yolunda cihada çiktiginiz zaman, mümini kâfirden ayirmak için iyice arastirin. Size selam veren kimseye, dünya hayatinin menfaatini gözeterek, "Sen mümin degilsin" demeyin. Allah katinda çok ganimetler var. Islâm'a ilk önce girdiginiz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice arastirin. Süphesiz ki Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

95- Müminlerden özür sahibi olmaksizin oturanlarla Allah yolunda mallariyla, canlariyla cihad edenler esit olamazlar. Allah, mallariyla, canlariyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kildi. Allah onlarin hepsine de cenneti vaad etmistir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanlarin üzerinde büyük bir ecir vermistir.

96- Kendi katindan derece derece rütbeler, bir magfiret ve rahmet vermistir. Öyle ya, O çok bagislayici, çok merhamet edicidir.

97- Melekler, kendilerine zulmeden kisilerin canlarini aldiklarinda, onlara, "Ne iste idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayif kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'in yeryüzü genis degil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. Iste bunlarin varacaklari yer cehennemdir. O ne kötü gidis yeridir.

98- Ancak gerçekten aciz ve zayif olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadinlar ve çocuklar hariç...

99- Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Allah çok affedici, çok bagislayicidir.

100- Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genislik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadiyla evinden çikar da sonra kendisine ölüm yetisirse, kuskusuz onun mükafati Allah'a düser. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.

101- Yeryüzünde sefere çiktiginizda kâfirlerin size bir kötülük yapacagindan korkarsaniz namazi kisaltmanizda size bir vebal yoktur. Kuskusuz kâfirler sizin apaçik düsmaninizdir.

102- Sen onlarin aralarinda bulunup da onlara namaz kildirdiginda içlerinden bir kismi seninle beraber namaza dursun. Silahlarini da yanlarina alsinlar. Bunlar secdeye vardiklarinda diger bir kismi arkanizda beklesin. Sonra o namaz kilmamis olan diger kisim gelsin seninle beraber kilsinlar ve ihtiyatli bulunsunlar, silahlarini yanlarina alsinlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarinizdan ve esyanizdan bir gafil olsaniz da size ani bir baskin yapsalar. Eger size yagmur gibi bir eziyet erisir veya hasta olursaniz silahlarinizi birakmanizda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyati elden birakmayin. Kuskusuz Allah kâfirlere alçaltici bir azap hazirlamistir.

103- O korkulu zamanda namazi kildiniz mi gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlariniz üzerinde hep Allah'i zikredin. Korkudan kurtuldugunuzda namazi tam erkani ile kilin. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazili bir farzdir.

104- Düsman toplulugunu takip etmede gevseklik göstermeyin. Eger siz aci duyuyorsaniz, kuskusuz onlar da sizin aci duydugunuz gibi aci çekiyorlar. Oysa siz Allah'tan onlarin ümit edemeyecekleri seyleri umuyorsunuz. Kuskusuz Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.

105- Biz sana Kitab (Kur'ân)i hak olarak indirdik ki, insanlar arasinda Allah'in sana gösterdigi sekilde hüküm veresin. Sakin hainlerin savunucusu olma!

106- Allah'tan bagislanmani dile. Süphesiz, Allah bagislayicidir, esirgeyicidir.

107- Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârlari sevmez.

108- Bunlar, insanlardan (hainliklerini) gizlerler de, Allah'tan gizlemezler. Oysa O, geceleyin istemedigi seyi kurarlarken onlarin yani baslarindadir. Allah, onlarin yaptiklarini (ilmiyle) kusatmistir.

109- Haydi siz dünya hayatinda onlari savunuverdiniz (diyelim). Peki kiyamet gününde Allah'in huzurunda onlari kim savunacaktir? Yahut onlara kim vekil olacaktir?

110- Kim bir kötülük isler, yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan bagislanmasini dilerse, Allah'i bagislayici ve esirgeyici bulur.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:06 pm

111- Kim bir kötülük islerse, kendi nefsine kötülük etmis olur. Allah her seyi hakkiyle bilendir, hikmet sahibidir.

112- Kim bir hata veya bir günah isler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmis ve apaçik bir günah yüklenmis olur.

113- Eger Allah'in sana lütuf ve merhameti olmasaydi, onlardan bir güruh seni sapitmaya çalisirdi. Halbuki onlar, ancak kendi nefislerini saptirirlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana Kitab (Kur'an)i ve hikmeti indirmis ve sana bilmedigin seyleri ögretmistir. Allah'in sana olan lütfu büyüktür.

114- Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi veyahut da insanlar arasini düzeltmeyi emreden(ler)inki hariç, onlarin aralarindaki gizli gizli konusmalarinin çogunda hiçbir hayir yoktur. Kim bunlari sirf Allah'in rizasini kazanmak için yaparsa, yakinda ona büyük bir mükafat verecegiz.

115- Kim kendisine dogru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karsi çikar, müminlerin yolundan baskasina uyup giderse onu döndügü yolda birakiriz ve cehenneme sokariz. Orasi ne kötü bir gidis yeridir.

116- Süphesiz Allah kendisine ortak kosulmasini bagislamaz. Bunun disinda diledigini bagislar. Allah'a ortak kosan, muhakkak ki, derin bir sapikliga düsmüstür.

117- Onlar, Allah'i birakirlar da, yalniz disilere taparlar. Böylece ancak inatçi seytana tapmis olurlar.

118, 119- Allah o seytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarindan belirli bir pay alacagim, onlari mutlaka saptiracagim, onlari bos kuruntulara sokacagim, ve onlara emredecegim de hayvanlarin kulaklarini yaracaklar, onlara emredecegim de Allah'in yaratisini degistirecekler" dedi. Kim Allah'i birakip da seytani dost edinirse, süphesiz o, apaçik bir ziyana ugramis olur.

120- Seytan onlara vaad eder ve onlari bos umutlarla oyalar. Oysa seytanin onlara vaadi, aldatmadan baska bir sey degildir.

121- Bunlarin varacaklari yer cehennemdir. Ondan kurtulmak için çare bulamazlar.

122- Iman edip iyi isler yapanlari da altlarindan irmaklar akan cennetlere sokacagiz, orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu, Allah'in gerçek vaadidir. Allah'dan daha dogru sözlü kim olabilir?

123- (Is), ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kötülük yapan, o yüzden cezalandirilir. O, kendisine Allah'tan baska ne bir dost, ne de bir yardimci bulabilir.

124- Erkek veya kadin, kim mümin olur da güzel amellerden islerse, iste onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksizliga ugratilmazlar.

125- Iyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve Ibrahim'in dinine dosdogru olarak tâbi olan kimseden, din bakimindan daha iyi kim olabilir? Allah, Ibrahim'i dost edinmisti.

126- Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah, her seyi kusaticidir.

127- Kadinlar hakkinda senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkindaki fetvayi size Allah veriyor: Yazilmis haklari olan mirasi kendilerine vermediginiz ve nikahlanmayi istemediginiz öksüz kizlar ve zavalli çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmaniz hakkinda Kitap'ta size okunan âyetler vardir. Sizin her yaptiginiz iyiligi, muhakkak Allah bilir.

128- Eger bir kadin kocasinin geçimsizliginden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endise ederse, aralarinda bir sulh yapmalarinda, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayirlidir. Zaten nefisler kiskançliga hazirdir. Eger iyi geçinir ve geçimsizlikten sakinirsaniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

129- Kadinlariniz arasinda her yönden adaletli davranmaya ne kadar ugrassaniz buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapilip da digerini askiya alinmis gibi birakmayin. Eger arayi düzeltir ve haksizliktan korunursaniz, süphesiz Allah çok bagislayici ve esirgeyicidir.

130- Eger kari-koca birbirlerinden ayrilacak olurlarsa, Allah, onlarin her birini genis lutfuyla muhtaç birakmaz. Allah'in lutfu genistir, hikmeti büyüktür.

131- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size Allah'tan korkmanizi emrettik. Eger inkâr ederseniz, biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Allah hiçbir seye muhtaç degildir, hamd ve senâ O'na yakisir.

132- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Vekil olarak Allah yeter.

133- Ey insanlar! Eger Allah dilerse sizi giderir de baskalarini getirir. Ve Allah, buna kadirdir.

134- Kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah katindadir. Allah her seyi çok iyi isiten ve çok iyi görendir.

135- Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babaniz ve yakin akrabaniz aleyhine de olsa, yalniz Allah için sahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakindir. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklasmayin. Eger (sahitlik ederken) dilinizi eger, bükerseniz veya çekinirseniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

136- Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdigi Kitab'a, ve daha önce indirdigi kitaba iman edin. Kim Allah'i, meleklerini, kitaplarini, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapikligin en koyusuna düsmüs olur.

137- Iman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarinda ileri gidenleri Allah ne bagislayacak, ne de dogru yola eristirecektir.

138- Münafiklara da haber ver ki, kendileri için çok aci bir azab vardir.

139- Onlar, müminleri birakip kâfirleri dost ediniyorlar. Onlarin yaninda izzet ve seref mi ariyorlar? Halbuki bütün izzet ve seref Allah'a aittir.

140- Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'in âyetlerinin inkâr edildigini ve onlarla alay edildigini isittiginiz zaman, baska bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayin. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafiklarin ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktir.

141- Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eger Allah tarafindan size bir zafer nasip olursa: "Biz sizinle beraber degil miydik?" derler. Sayet kâfirlerin zaferden bir payi olursa: (Bu defa da onlara): "Size üstünlük saglayarak sizi müminlerden korumadik mi?" derler. Allah, kiyamet gününde aranizda hükmünü verecektir. Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.

142- Münafiklar, Allah'i aldatmaya çalisirlar. Halbuki Allah, onlarin oyunlarini baslarina geçirecektir. Onlar, namaza kalktiklari zaman tembel tembel kalkarlar. Insanlara gösteris yaparlar. Allah'i pek az anarlar.

143- Münafiklar, küfür ile iman arasinda bocalamaktadirlar. Ne bu müminlere baglanirlar, ne de su kâfirlere. Allah kimi dogru yoldan saptirirsa, sen artik ona kurtulus yolu bulamazsin.

144- Ey iman edenler! Müminleri birakip da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçik bir delil mi vermek istiyorsunuz?

145- Süphesiz ki münafiklar, cehennem atesinin en asagi tabakasindadirlar. Onlara bir yardim edici de bulamazsin.

146- Ancak tevbe edenler, durumlarini düzeltenler, Allah'a sarilanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak baglananlar müstesna. Iste bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

147- Eger sükreder ve iman ederseniz Allah size azabi ne yapar? Allah, sükredenlerin mükafatini veren ve her seyi bilendir.

148- Allah, zulme ugrayanlarin disinda, çirkin sözün açikça söylenmesinden hoslanmaz. Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla bilendir.

149- Bir hayri açiklar yahut gizlerseniz, yahut da bir kötülügü bagislarsaniz, biliniz ki, Allah da çok bagislayicidir, her seye hakkiyla kadirdir.

150- Onlar, Allah'i ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasini ayirmak isterler. "Kimine inaniriz, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasinda bir yol tutmak isterler.

151- Iste onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltici bir azab hazirlamisizdir.

152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasinda ayirim yapmayanlara (Allah) pek yakinda mükafatlarini verecektir. Allah çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

153- Kitap ehli, senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Musa'dan bundan daha büyügünü istemisler ve: "Allah'i bize açikça göster" demislerdi. Haksizliklari sebebiyle onlari yildirim çarpti. Sonra kendilerine açik deliller geldigi halde buzagiyi (tanri) edinmislerdi. Onlari bundan dolayi da affettik. Ve Musa'ya açik bir delil (yetki) verdik.

154- Söz vermeleri için Tur dagini üzerlerine kaldirdik. Onlara: "O kapidan secde ederek girin" dedik. Yine onlara: "Cumartesi yasagini çignemeyin" dedik ve onlardan saglam bir söz aldik.

155- Verdikleri sözden dönmeleri, Allah'in âyetlerini inkâr etmeleri, haksiz yere peygamberlerini öldürmeleri ve "kalblerimiz kiliflidir" demelerinden dolayi (baslarina türlü belalar verdik). Dogrusu Allah, inkârlari sebebiyle onlarin kalplerini mühürlemistir. Pek azi hariç onlar inanmazlar.

156-(Kalblerinin mühürlenmesinin diger bir sebebi de Isa'yi) inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalaridir.

157- Bir de "Biz Allah'in peygamberi Meryem oglu Isa Mesih'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astilar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara Isa gibi gösterildi. Onun hakkinda anlasmazliga düsenler, ondan yana tam bir kusku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

158- Fakat Allah onu kendisine yükseltmistir. Allah, aziz (daima üstün)dir, hikmet sahibidir.

159- Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölmeden önce ona (Isa'ya) iman etmis olmasin. Kiyamet gününde o, onlara sahitlik edecektir.

160/161- Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alikoymalari, yasaklandiklari halde faiz almalari ve insanlarin mallarini haksiz yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kilinan temiz seyleri haram kildik. Onlardan kâfir olanlara can yakici bir azap hazirladik.

162- Fakat onlardan ilimde derinlesmis olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazi kilan, zekati veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. Iste onlara büyük bir mükafat verecegiz.

163- Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sana da vahyettik. Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, torunlarina, Isa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.

164- Daha önce sana anlattigimiz peygamberlerle, anlatmadigimiz baska peygamberlere de (vahyettik). Ve Allah Musa ile de konustu.

165- Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanlarin Allah'a karsi bir bahaneleri olmasin. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir.

166- Fakat Allah, sana indirdigini kendi ilmiyle indirmis olduguna sahitlik eder. Melekler de buna sahitlik ederler. Allah'in sahitligi de kafidir.

167- Süphesiz inkâr edip, insanlari Allah yolundan alikoyanlar, derin bir sapikliga düsmüslerdir.

168- Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bagislar, ne de dogru bir yola eristirir.

169- Onlari ancak cehennemin yoluna (iletecek ve) onlar orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu ise Allah'a çok kolaydir.

170 - Ey insanlar, Resul size, Rabbi'nizden hakki (gerçegi) getirdi. Kendi yarariniza olarak ona inanin. Eger inkâr ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

171- Ey kitab ehli! Dininizde taskinlik etmeyin ve Allah hakkinda ancak dogru olani söyleyin! Meryem oglu Isa Mesih, sadece Allah'in elçisi, Meryem'e atmis oldugu kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve peygamberlerine inanin (Allah) üçtür demeyin. Kendi yarariniz için buna son verin. Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtir. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

172 - Hiçbir zaman Mesih de Allah'in bir kulu olmaktan çekinmez, Allah'a yakin melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onlarin hepsini huzuruna toplayacaktir.

173- Inanip güzel isler yapanlara gelince, onlarin mükafatlarini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasini da verecektir. Allah'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da siddetli bir sekilde azab edecek ve onlar Allah'dan baska kendilerine ne bir dost, ne de bir yardimci bulamayacaklardir.

174 - Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçik bir nur indirdik.

175 - Allah'a inanip O'na simsiki sarilanlari (Allah), kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varan dosdogru yola iletecektir.

176- Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelâle (babasiz ve çocuksuz kimse) nin mirasi hakkinda hükmünü açikliyor: Çocugu olmayan, fakat kiz kardesi bulunan bir kisi ölürse, biraktigi malin yarisi o (kiz kardesi)nundur. Çocugu olmayan kiz kardes ölürse, erkek kardes ona varis olur. Eger (ölenin) iki kiz kardesi varsa, biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger kardesler erkek ve kiz olurlarsa, erkegin hissesi, iki kizin hissesi kadardir. Sasirmamaniz için Allah size (hükümlerini) açikliyor. Allah, her seyi hakkiyla bilendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:07 pm

NUH


Bismillahirrahmanirrahim

1- Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, "kavmine aci bir azap gelmezden önce onlari uyar" diye.

2- Dedi ki, "ey kavmim! Gerçekten ben size açik bir uyariciyim".

3- Söyle ki, "Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin."

4- "Günahlarinizi bagislasin ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuskusuz Allah'in takdir ettigi süre gelince ertelenmez. Eger bilseydiniz.." (inanirdiniz).

5- Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim."

6- "Fakat benim çagirmam, onlarin sadece kaçmalarini artirdi."

7- "Ben onlari senin bagislaman için her davet ettigimde, onlar parmaklarini kulaklarina tikadilar, elbiselerine büründüler, israr ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler. "

8- "Sonra ben onlari açik açik çagirdim."

9- "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. "

10- "Gelin, dedim, Rabbinizin sizi bagislamasini isteyin. Çünkü o çok bagislayicidir."

11- "Üzerinize gökten bol yagmur yagdirsin."

12- "Mallar ve ogullar vererek sizin imdadiniza kossun. Sizin için bahçeler yapsin, irmaklar yapsin."

13- "Niçin siz Allah'a bir vakar yakistiramiyorsunuz?"

14- "Oysa o sizi asama asama yaratmistir."

15- "Görmediniz mi Allah yedi gögü uygun tabakalar halinde nasil yaratmis?"

16- Ve Ay'i bunlarin içinde bir nur yapmis, günesi de bir lamba kilmis.

17- Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi.

18- Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çikaracaktir.

19- Allah sizin için yeri bir yaygi yapmistir.

20- Ki, ondan açilan genis genis yollarda gidesiniz.

21. Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; mali ve çocugu hüsrandan baska bir seyini artirmayan kimsenin ardina düstüler."

22. "Büyük büyük tuzaklar kurdular."

23. Dediler ki: "Sakin tanrilarinizi birakmayin, ne Vedd'i, ne Suva'i ve ne de Yegus'u, Yeûk'u ve Nesr'i."

24. Çok kisiyi yoldan saptirdilar. Sen de o zalimlerin sadece saskinliklarini artir.

25. Hatalarindan dolayi boguldular, atese sokuldular, kendilerine Allah'a karsi yardimcilar da bulamadilar.

26. Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kisi birakma."

27. "Zira sen onlari birakirsan kullarini yoldan çikarirlar ve sadece ahlâksiz ve kâfir çocuklar dogururlar."

28-"Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mümin olarak evime girene ve bütün inanmis erkek ve kadinlara magfiret buyur. Zalimlerin de sadece helakini artir."



NUR


Bismillahirrahmanirrahim

1- (Iste bu âyetler) bizim indirdigimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kildigimiz bir sûredir. Belki düsünüp ögüt alirsiniz diye onda açik açik âyetler indirdik.

2- Zina eden kadin ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inaniyorsaniz, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakin acima duygusu kaplamasin! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya sahit olsun.

3- Zina eden erkek, zina eden veya müsrik olan bir kadindan baskasi ile evlenemez; zina eden bir kadinla da ancak zina eden veya müsrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kilinmistir.

4- Namuslu kadinlara zina isnadinda bulunup, sonra (bunu ispat için) dört sahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artik onlarin sahitligini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardirlar.

5- Ancak bundan sonra tevbe edip islah olanlar müstesnadir. Çünkü Allah çok bagislayici ve merhametlidir.

6- Eslerine zina isnadinda bulunup da kendilerinden baska sahitleri olmayanlara gelince, onlarin her birinin sahitligi kendisinin dogru söyleyenlerden olduguna dair dört defa Allah adina yemin ederek sahitlik etmesidir.

7- Besinci defa da, eger yalan söyleyenlerden ise, Allah'in lanetinin kendi üzerine olmasini dilemesidir.

8- Kadinin, kocasinin yalan söyleyenlerden olduguna dair dört defa Allah adina yemin ve sahitlik etmesi,

9- Besinci defa da, eger (kocasi) dogru söyleyenlerden ise, Allah'in gazabinin kendi üzerine olmasini dilemesi kendisinden cezayi kaldirir.

10- Ya Allah'in size bol lütfu ve merhameti olmasaydi ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydi (haliniz nice olurdu.)?

11- Haberiniz olsun ki (Muhammed'in esine) bu agir ifki (iftirayi) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayin; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kisiye, günah olarak ne islemisse (onun karsiligi ceza) vardir. (Elebaslilik yapan, bu yüzden de) bu günahin büyügünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardir.

12- Erkek ve kadin müminlerin, bu iftirayi isittiklerinde kendi vicdanlari ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçik bir iftiradir" demeleri gerekmez miydi?

13- (Bu iddiayi ortaya atanlarin) da bu konuda dört sahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki sahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancilarin ta kendisidirler.

13- (Bu iddiayi ortaya atanlarin) da bu konuda dört sahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki sahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancilarin ta kendisidirler.

14- Eger dünyada ve ahirette Allah'in lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydi, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.

15- Çünkü siz bu iftirayi, gelisi güzel birbirinizin agzindan aliyor ve hakkinda bilgi sahibi olmadiginiz (bu uydurma haberi) agizlarinizda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz oldugunu saniyorsunuz. Halbuki bu, Allah katinda çok büyük bir suçtur.

16- Onu duydugunuzda "Bunu konusup yaymamiz bize yakismaz. Hasâ! Bu, çok büyük bir iftiradir..." demeli degil miydiniz?

17- Eger inanmis insanlarsaniz, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakindirip uyariyor.

18-Ve Allah âyetlerini size açikliyor. Allah, (isin iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.

19- Inananlar arasinda kötü söz ve davranisin yayilmasini arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de aci veren bir azab vardir. (Her seyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.

20- Ya sizin üstünüze Allah'in lütuf ve merhameti olmasaydi; Allah çok sefkatli ve merhametli olmasaydi (haliniz nice olurdu)?

21- Ey iman edenler! Seytanin adimlarini takip etmeyin. Kim seytanin adimlarini takip ederse, sunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülügü emreder. Eger üstünüzde Allah'in lütuf ve merhameti olmasaydi, içinizden hiçbir kimse temize çikmazdi. Fakat Allah, diledigini arindirir. Allah isitir ve bilir.

22- Içinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarindan) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bagislasinlar, feragat göstersinler. Allah'in sizi bagislamasini arzulamaz misiniz? Allah çok bagislayandir, çok merhametlidir.

23- Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadinlara zina isnadinda bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmislerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardir.

24- O gün dilleri, elleri ve ayaklari, yapmis olduklarindan dolayi aleyhlerinde sahitlik edecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:08 pm

25- O gün Allah onlara gerçek cezalarini tastamam verecek ve onlar Allah'in gerçek oldugunu anlayacaklar.

26- Kötü kadinlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadinlara; temiz kadinlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadinlara yarasir. Iste bu temiz olan, (iftiracilarin) söylediklerinden çok uzaktirlar. Kendileri için bagislanma ve güzel bir rizik vardir.

27- Ey iman edenler! Kendi evinizden baska evlere, geldiginizi farkettirip ev halkina selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. Herhalde (bunu) düsünüp anlarsiniz.

28- Orada kimse bulamazsaniz, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eger size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranistir. Allah, yaptiginizi bilir.

29- Içinde kendinize ait bir seylerin bulundugu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir sakinca yoktur. Allah, sizin açiga vurduklarinizi da, gizlediklerinizi de bilir.

30- (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, irzlarini da korumalarini söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranistir. Süphesiz Allah, onlarin yapmakta olduklarindan haberdardir.

31- Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kisimlari müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi ogullari, kocalarinin ogullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunan (köleleri), erkeklerden, kadina ihtiyaci kalmamis (cinsî güçten düsmüs) hizmetçiler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zinetleri anlasilsin diye, ayaklarini yere vurmasinlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtulusa eresiniz.

32- Aranizdaki bekarlari, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranista olanlari evlendirin. Eger bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onlari zenginlestirir. Allah, (lütfu) genis olan ve (her seyi) bilendir.

33- Evlenme imkanini bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlikli kilincaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altinda bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eger kendilerinde (hürriyete kavusmalarinda kendileri için) bir iyilik görüyorsaniz, hemen mükatebe yapin. Allah'in size vermis oldugu malindan siz de onlara verin. Dünya hayatinin geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhsa zorlamayin. Kim onlari zor altinda birakirsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarindan sonra Allah (onlar için) çok bagislayici ve merhametlidir.

34- Andolsun ki biz size açik açik bildiren âyetler, sizden önce yasayip gitmis olanlardan örnekler ve takvaya ulasmis kimseler için ögütler indirdik.

35- Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydinlaticisidir). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yildiz gibidir ki, doguya da batiya da nisbet edilemeyen mübarek bir agaçtan çikan yagdan tutusturulur. (Bu öyle bir agaç ki) yagi, nerdeyse, kendisine ates degmese bile isik verir. (Bu isik) nur

üstüne nurdur. Allah diledigi kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (iste böyle) misal verir; Allah her seyi bilir.

36- (Bu kandil) birtakim evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin okunmasina izin vermistir. Orada sabah aksam O'nu tesbih ederler.

37- Birtakim insanlar (Allahi tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alis veris onlari Allah'i anmaktan, namaz kilmaktan ve zekat vermekten alikoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak oldugu bir günden korkarlar.

38- Çünkü Allah, kendilerine isledikleri amellerin en güzeli ile ecir verecek, lütfundan fazlasini da bahsedecektir ve Allah, diledigine hesapsiz rizik verir.

39- Küfredenlere gelince, onlarin amelleri, issiz çöllerdeki serap gibidir ki, susayan onu su zanneder, nihayet ona vardiginda orada herhangi bir sey bulamamis, üstelik yanibasinda da (inanmadigi, kendisinden sakinmadigi) Allah'i bulmustur. Allah ise onun hesabini tastamam görmüstür. Allah hesabi çok çabuk görür.

40- Yahut (o kâfirlerin duygu, düsünce ve davranislari) engin bir denizdeki yogun karanliklar gibidir ki, onu dalga üstüne dalga kapliyor; üstünde de bulut. Bir biri üstüne karanliklar... Insan, elini çikarip uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah, nur vermemisse, artik o kimsenin isik ve aydinliktan nasibi yoktur.

41- Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çirpip uçan kuslarin Allah'i tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsini bilmistir. Allah, onlarin yapmakta olduklarini hakkiyla bilir.

42- Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir; dönüs de ancak O'nadir.

43- Görmez misin ki Allah bulutlari (diledigi yere) sürüklüyor; sonra onlari biraraya getirip üstüste yigiyor. Iste görüyorsun ki bunlar arasinda yagmur çikiyor. O, gökten, sanki oradaki daglardan da dolu indirir. Artik onu diledigine isabet ettirir; dilediginden de onu uzak tutar; bu bulutlardan çikan simsegin pariltisi nerdeyse gözleri alir!

44- Allah gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Süphesiz bunda (hakikati gören) gözlere sahip olanlar için mutlak bir ibret vardir.

45- Allah, her hayvani sudan yaratti. Iste bunlardan kimi karni üstünde sürünür, kimi iki yagi üstünde yürür, kimi dört ayagi üstünde yürür... Allah diledigini yapar; çünkü Allah her seye kâdirdir.

46- Andolsun biz (her seyi) apaçik bildiren âyetler indirdik. Allah diledigini dogru yola iletir.

47- Bir de "Allah'a ve Resulüne inandik ve itaat ettik" diyorlar da, sonra bunun arkasindan yan çiziyorlar; bunlar mümin degillerdir.

48- Aralarinda hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çagrildiklari zaman, bakarsin ki, içlerinden birkismi yüz çevirip dönerler.

49- Ama, eger (Allah ve Resulünün hükmettigi) hak kendi lehlerine ise, ona, gönülden bagli olarak saygi ile gelirler.

50- Kalplerinde bir hastalik mi var? Yoksa süphe ve tereddüd içinde midirler? Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksizlik edeceginden mi korkuyorlar? Hayir, asil zalimler kendileridir!

51- Aralarinda hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "isittik ve itaat ettik" demeleridir. Iste bunlar asil kurtulusa erenlerdir.

52- Her kim Allah'a ve Resulüne itaat eder, Allah'a saygi duyar ve O'ndan sakinirsa, iste asil bunlar bedbahtliktan kurtulanlardir.

53- Ötekiler (münafiklar), sen hakikaten kendilerine emrettigin takdirde mutlaka (savasa) çikacaklarina dair, en agir yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. Itaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

54- De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere de itaat edin. Eger yüz çevirirseniz sunu bilin ki, Peygamberin sorumlulugu kendine yüklenen, sizin sorumlugunuz da size yüklenendir. Eger ona itaat ederseniz, dogru yolu bulmus olursunuz. Peygambere düsen, sadece açik açik duyurmaktir.

55- Allah, sizlerden iman edip iyi davranislarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kildigi gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kilacagini, onlar için begenip seçtigi dini (Islâm'i) onlarin iyiligine yerlestirip koruyacagini ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven saglayacagni vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir seyi bana es tutmazlar. Artik bundan sonra kim inkâr ederse, iste bunlar asil büyük günahkarlardir.

56- Hem namazi kilin, zekati verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.

57- Inkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah'i) aciz birakacaklarini sanmayasin! Onlarin varacagi yer cehennemdir. Ne kötü varis yeridir orasi!

58- Ey iman edenler! Ellerinizin altinda bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çagina girmemis olanlar, sabah namazindan önce, ögleyin soyundugunuz vakit ve yatsi namazindan sonra (yaniniza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceginiz üç vakittir. Bu vakitlerin disinda ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanina girip çikabilirsiniz.) Iste Allah, âyetlerini size böyle açiklar. Allah her seyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

59- Sizden olan çocuklariniz erginlik çagina girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi, onlar da izin istesinler. Iste Allah, âyetlerini size böyle açiklar. Allah her seyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

60- Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmis yasli kadinlarin ise, zinetlerini (yabanci erkeklere) göstermeksizin dis elbiselerini çikarmalarinda kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmalari kendileri için daha hayirlidir. Allah isitendir, bilendir.

61- A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarinizin evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeslerinizin evlerinden, kiz kardeslerinizin evlerinden, amcalarinizin evlerinden halalarinizin evlerinden, dayilarinizin evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarina malik oldugunuz yerlerden, yahut dostlarinizin evlerinden yemenizde bir sakinca yoktur. Toplu halde veya ayri ayri yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiginiz zaman Allah tarafindan mübarek ve güzel bir yasama dilegi olarak kendinize (birbirinize) selam verin. Iste Allah düsünüp anlayasiniz diye size âyetlerini böyle açiklar.

62- Müminler ancak, Allah'a ve Resülüne gönülden inanmis kimselerdir. Onlar o Peygamber ile birlikte sosyal bir isle mesgul iken ondan izin istemedikçe birakip gitmezler. (Resulüm!) Su senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resulüne iman etmis kimselerdir. Öyle ise, bazi isleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan diledigine izin ver; onlar için Allah'tan bagis dile; çünkü Allah magfiret edicidir, merhametlidir.

63-(Ey müminler!) Peygamberin davetini, aranizdan bazinizin baziniza daveti gibi zannetmeyin. Içinizden, birini siper ederek sivisip gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykiri davrananlar, baslarina bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakinsinlar.

64- Bilmis olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'indir. O, sizin ne yolda, ne durumda oldugunuzu iyi bilir. Huzuruna döndürülecekleri günde ise, yapmis olduklarini hemen kendilerine haber verir. Allah, her seyi hakkiyla bilendir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:08 pm

RAD


Bismillahirrahmanirrahim

1. Elif, Lâm, Mîm, Ra. Iste bunlar sana o kitabin âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktir. Lâkin insanlarin çogu iman etmezler.

2. Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra ars üzerine istiva etti, günesi ve ayi emrine boyun egdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün isleri O yönetiyor. Âyetleri O açikliyor ki, Rabbinizin huzuruna çikacaginizi iyi bilesiniz.

3. Yeryüzünü enine boyuna yayip döseyen, onda oturakli daglar ve irmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadir. Düsünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardir.

4. Yeryüzünde birbirine komsu kitalar vardir. Üzüm baglari, ekinler, çatalli ve çatalsiz hurmaliklar vardir ki, hepsi bir tek su ile sulanir. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kiliyoruz. Akli eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardir.

5. Eger sasiyorsan, asil sasilacak sey onlarin su sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mi, yani biz gerçekten yeniden mi yaratilacagiz?" Iste bunlar Rablerini inkâr etmislerdir. Bunlar boyunlarinda demir halkalar bulunanlardir. Ve iste bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardir.

6. Ayrica senden iyilikten önce hemen kötülügü getirmeni isterler. Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmistir. Ve gerçekten Rabbin, zulümlerine karsilik insanlara magfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabi da cidden çok çetindir.

7. O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli degil miydi?" derler. Sen bir uyaricidan baska bir sey degilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardir.

8. Her disinin neye gebe oldugunu Allah bilir. Ve rahimler ne eksiltir, ne arttirir, onu da bilir. O'nun katinda her seyin bir ölçüsü vardir.

9. Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.

10. Sizden sözü gizleyenle açiga vuran, gece gizlenenle gündüz açiga çikan, O'nun açisindan esittir (hepsini görür ve bilir).

11. Her insan için önünden ve arkasindan takip edenler vardir. Allah'in emrinden dolayi onu gözetirler. Allah bir kavme verdigini, o kavim kendisini bozup degistirmedikçe degistirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artik onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan baska bir veli de bulunmaz.

12. Size korku ve ümit içinde simsegi gösteren ve o yagmur yüklü bulutlari meydana getiren O'dur.

13. Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayi O'nu tesbih ederler. O yildirimlar gönderir, onunla diledigini çarpar. Onlar Allah hakkinda mücadele edip duruyorlar. Oysa Allah'in çarpmasi pek çetindir.

14. Gerçek dua O'nadir. O'nun disinda yalvarip durduklari ise onlara hiçbir seyle cevap veremezler. Onlar olsa olsa agzina su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez. Kâfirlerin duasi hep bir sapiklik içindedir.

15. Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah aksam Allah'a secde ederler.

16. De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'dir". De ki: "Allah'dan baskalarini, o kendi kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebilenleri dostlar mi ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç karanliklarla aydinlik bir olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun gibi yaratan birtakim ortaklar buldular da, bu yaratis kendilerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "Allah, her seyi yaratandir. O, birdir. Her seye üstün ve kahredicidir."

17. Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarinca sel olup aktilar. Sel de suyun yüzüne çikan bir köpük yüklendi. Bir zinet esyasi veya bir degerli mal yapmak için, ateste üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. Iste Allah hak ile batili böyle çarpistirir. Fakat köpük atilir gider, insanlara faydasi olan ise yerde kalir. Iste Allah böyle misaller verir.

18. Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardir. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarini bütünüyle kurtulus fidyesi olarak verirlerdi. Iste onlar, hesabin kötüsü kendileri için olanlardir. Varacaklari yer de cehennemdir. Orasi da ne fena yataktir.

19. Simdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak oldugunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akilli ve temiz vicdanli kimseler idrak ederler.

20. Onlar ki, Allah'in ahdini yerine getirirler ve antlasmayi bozmazlar.

21. Ve onlar ki, Allah'in riayet edilmesini emrettigi seye riayet ederler ve Rablerine saygi gösterirler ve hesabin kötülügünden korkarlar.

22. Rablerinin rizasini kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazi dosdogru kilarlar ve kendilerine verdigimiz riziklardan gizli ve açikça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. Iste bunlar, bu hayatin akibeti kendilerinin olacak olanlardir.

23. Adn cennetlerine girecekler, atalarindan, eslerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapidan yanlarina girip söyle diyecekler:

24. "Sabrettiginiz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!"

25. Allah'in ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'in birlestirilmesini emrettigi baglantilari koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, iste lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradir.

26. Allah, diledigi kimseye rizki genisletir de, daraltir da. Onlar ise dünya hayati ile ferahlanmaktalar. Oysa düna hayati ahiret hayatinin yaninda bir yol azigindan ibarettir.

27. Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, diledigini sasirtir ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."

28. Onlar, iman etmis ve kalbleri Allah zikriyle yatismis olanlardir. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'in zikri ile yatisir.

29. Onlar ki, iman etmisler ve salih ameller islemislerdir, ne mutlu onlara, varacaklari yer de ne güzeldir!

30. Iste seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmis olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettigimiz kitabi okuyasin. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan baska tanri yoktur. Ben O'na dayandim, tevbem de O'nadir.

31. Bir Kur'ân ki, onunla daglar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konusturulsa (o yine bu Kur'an olurdu). Fakat emir bütünüyle Allah'indir. Iman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadilar mi ki, Allah dileseydi, elbette insanlarin hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin kendi sanatlariyla baslarina musibet inip duracak, ya da yurtlarinin yakinina konacak. Nihayet Allah'in vaadi gelecek. Muhakkak ki, Allah vaad ettigi zamani sasirmaz.

32. Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onlari cezalandirdim. O vakit azabim nasil imis (gördüler).

33. Bütün kazandiklariyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan baska kim vardir? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalim. Siz O'na yeryüzünde bilmedigi bir sey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlami olmayan kuru bir laf mi? Dogrusu küfre sapanlara kendi oyunlari güzel gösterildi de yoldan saptirildilar. Allah her kimi saptirirsa, artik onu yola getirecek kimse yoktur.

34. Onlara dünya hayatinda bir azap vardir. Ahiret azabi ise elbette daha çetindir. Onlari Allah'dan koruyacak da yoktur.

35. Müttakilere vaad olunan cennetin misali söyledir: Altindan irmaklar akar durur, yemisleri süreklidir, gölgeleri de. Iste bu, takva yolunu tutanlarin akibetidir. Kâfirlerin akibeti de atestir.

36. Bir de kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen (vahiy) le sevinç duyuyorlar. Bununla beraber hiziplesenlerden, âyetlerin bir kismini inkâr edenler de vardir. De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmekle ve O'na sirk kosmamakla emrolundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüsüm de O'nadir."

37. Ve iste biz o Kur'ân'i Arapça bir hüküm olarak indirdik. Yemin olsun ki, eger sen, sana vahiyle gelen bu bilgiden sonra onlarin keyiflerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost vardir, ne de bir koruyucu.

38. Andolsun ki, biz senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da esler ve çocuklar verdik. Allah'in izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi degildir. Her ecel için bir yazi vardir.

39. Allah diledigini imha eder, diledigini de yerinde birakir. Ana kitap O'nun katindadir.

40. Onlara vaad ettigimiz azabin bir kismini sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düsen sadece teblig etmek, bize düsen de hesaba çekmektir.

41. Görmüyorlar mi ki, biz yeri etrafindan eksiltip duruyoruz. Allah öyle hükmeder ki, O'nun hükmünü engelleyecek kimse yoktur. O çok hizli hesap görür.

42. Onlardan öncekiler de hileler yapmislardi. Fakat sonuçta bütün hileler(in cezasi) Allah'a aittir. Her nefsin ne kazandigini O bilir. Bu dünyanin akibetinin kime ait oldugunu kâfirler de yakinda bilecekler.

43. O kâfirler: "Sen Allah tarafindan gönderilmis bir peygamber degilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter, bir de yaninda kitap ilmi bulunan (yeter)."



RAHMAN



Bismillahirrahmanirrahim

1. Rahmân (çok merhametli olan Allah)

2. Kurân'i ögretti.

3. Insani yaratti.

4. Ona beyani ögretti.

5. Günes de ay da bir hesab iledir.

6. Bitkiler ve agaçlar secde etmektedirler.

7. Gögü yükseltti ve mizani koydu.

8. Sakin tartida taskinlik etmeyin.

9. Tartiyi adaletle yapin, terazide eksiklik yapmayin.

10. (Allah) yeri mahlukat için (asagiya) koydu.

11. Orada meyvalar ve salkimli hurma agaçlari vardir.

12. Yaprakli taneler ve hos kokulu bitkiler vardir.

13. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

14. Allah insani, pismis bir çamura benzeyen bir balçiktan yaratti.

15. Cinleri de hâlis atesten yaratti.

16. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

17. (O) iki dogunun ve iki batinin Rabbidir.

18. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

19. (Aci ve tatli) iki denizi saliverdi birbirine kavusuyorlar.

20. Fakat aralarinda bir engel vardir, birbirlerine geçip karismiyorlar.

21. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

22. Ikisinden de inci ve mercan çikar.

23. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

24. Denizde koca daglar gibi yükselen gemiler de onundur.

25. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

26. Yer üzerinde bulunan her sey fânidir.

27. Yalniz celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâti) baki kalacak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:08 pm

RUM



Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm, Mim.

2- Rumlar yenildi.

3- (Araplarin bulundugu bölgeye) en yakin bir yerde onlar, bu yenilgilerinin ardindan mutlaka galib geleceklerdir.

4- (Bu da) birkaç yil içinde (olacaktir). Onlarin bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'indir ve o gün müminler, sevineceklerdir.

5- (Bu da) Allah'in yardimiyla (olacaktir). Allah diledigine yardim eder, galip kilar. O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.

6- Allah'in vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

7- Onlar, sadece bu dünya hayatinin dis yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.

8- Kendi içlerinde hiç düsünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasinda bulunan her seyi ancak hak ile ve belirlenmis bir süre için yaratmistir? Gerçekten insanlarin çogu, Rablerine kavusmayi inkâr etmektedirler.

9- Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus baksinlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Topragi sürmüsler ve onu, bunlarin imar ettiklerinden daha çok imar etmislerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmislerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardi.

10- Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'in âyetlerini yalan saydilar ve onlarla alay ediyorlardi.

11- Allah yaratmayi ilkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.

12- Kiyamet saatinin gelip çattigi gün suçlular, her ümidi keserler.

13- Allah'a ortak kostuklarindan, kendilerine sefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a kostuklari ortaklari inkâr ederler.

14- Kiyamet saatinin gelip çattigi gün varya, o gün (inananlarla inanmayanlar) ayrilirlar.

15- Simdi iman edip salih ameller yapmis olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neselenirler.

16- Âyetlerimizi ve âhiret bulusmasini yalan sayip da küfredenlere gelince, iste onlar o zaman azab içinde hazir bulundurulurlar.

17- O halde aksama girdiginiz zaman da, sabaha girdiginiz zaman da tesbih Allah'indir. (daima O, tesbih edilir).

18- Göklerde ve yerde, ikindileyin de, ögleye erdiginiz zaman da hamd O'na mahsustur.

19- O, ölüden diri çikarir, diriden ölü çikarir ve topraga ölümünden sonra hayat verir. Sizler de iste öyle çikarilacaksiniz.

20- O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yaratti. Sonra da siz simdi yeryüzünde dagilip yayilan insanlar oluverdiniz.

21- Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine isinirsiniz diye esler yaratmis, araniza bir sevgi ve merhamet koymustur. Süphesiz ki bunda düsünecek bir kavim için nice ibretler vardir.

22- Yine göklerin ve yerin yaratilisi ile dillerinizin ve renklerinizin farkli olusu da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardir.

23- Yine gecede ve gündüzde uyumaniz ve lütfundan nasib aramaniz da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardir.

24- Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için simsegi gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Süphesiz ki bunda aklini kullanacak bir kavim için nice ibretler vardir.

25- Yine gögün ve yerin, emriyle durmasi da O'nun âyetlerindendir. Sonra sizi bir tek çagirisla çagirdigi zaman bir de bakarsiniz ki (yerden diriltilip çikariliyorsunuz).

26- Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler.

27- Hem yaratmayi ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydir. Göklerde ve yerde en

yüksek san ve seref O'nundur. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

28- Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rizik olarak verdigimiz seylerde elleriniz altindaki kölelerinizden ortaklariniz bulunur da onlarla siz esit olur, aranizda birbirinizi saydiginiz gibi, onlari da sayar misiniz? Iste biz, düsünecek bir kavim için âyetleri böyle açikliyoruz.

29- Fakat zulmedenler, bilgisizce hevalarina uydular. Artik Allah'in sasirdigini kim yola getirebilir? Onlarin yardimcilari da yoktur.

30- O halde yüzünü, Allah'i bir taniyarak dine, Allah'in insanlari üzerine yaratmis oldugu fitratina dogrult. Allah'in yaratisinda degisiklik bulunmaz. Dosdogru din budur. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

31- Baskasindan geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakinin. Namaza devam edin ve müsrilerden olmayin.

32- O müsriklerden (olmayin ki) onlar, dinlerini ayirip öbek öbek olmuslardir. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.

33- Bununla beraber insanlara bir keder dokundugu zaman her seyden geçerek Rablerine yalvarir, dua ederler; sonra tarafindan bir rahmet tattiriverdigi zaman da bakarsin onlardan bir kismi tutar, O Rablerine ortak kosarlar.

34- Bunu da kendilerine verdigimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalim, yakinda bileceksiniz.

35- Yoksa biz onlara bir delil indirmisiz de O'na ortak kosmalarini o mu söylüyor?

36- Bir de biz insanlara bir rahmet tattirdigimiz zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptigi seyler sebebiyle baslarina bir fenalik gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.

37- Onlar görmediler mi ki, Allah diledigi kimseye rizki serer ve daraltir. Süphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardir.

38- O halde akrabaya da hakkini ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'in rizasini dileyenler için daha hayirlidir. Kurtulusa erecek olanlar da iste onlardir.

39- Insanlarin mallari içinde artsin diye verdiginiz faiz, Allah yaninda artmaz. Allah'in rizasini dileyerek verdiginiz zekata gelince, iste onlar, mallari kat kat artmis olanlardir.

40- Allah, O'dur ki, sizi yaratti, sonra da size rizik verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak kostuklarinizdan, bunlardan birini yapacak olan var mi? Allah, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve yücedir.

41- Yaptiklarinin bir kismini tatsinlar diye insanlarin kendi ellerinin kazandigi seyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çikti. Umulur ki onlar hakka dönerler.

42- De ki, yeryüzünde bir gezin de bakin, bundan öncekilerin sonu nasil olmus! Onlarin pek çogu müsrik idiler.

42- De ki, yeryüzünde bir gezin de bakin, bundan öncekilerin sonu nasil olmus! Onlarin pek çogu müsrik idiler.

43- Allah'tan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdogru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanlar birbirlerinden ayrilirlar.

44- Her kim inkâr ederse, inkâri kendi aleyhinedir. Kim de salih amel islerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazirlamis olurlar.

45- Çünkü O, iman edip salih amel isleyenlere lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirleri sevmez.

46- Rüzgarlari müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetinden tattirmasi, emriyle gemilerin akip gitmesi ve lütfundan rizik isteyip kazanmaniz O'nun âyetlerindendir. Hem gerek ki sükredesiniz.

47- Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçik delillerle vardilar. Onun üzerine günah isleyenlerden intikam aldik. Müminlere yardim ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.

48- Allah O'dur ki, rüzgarlari gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasil dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken yagmuru görürsün, aralarindan çikar. Derken onu kullarindan kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri güler.

49- Halbuki onlar, daha önce üzerlerine yagmur indirilmeden evvel ümidi kesmislerdi.

50- Simdi bak Allah'in rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasil diriltiyor? Süphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her seye kâdirdir.

51- Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmis görseler, mutlaka onun arkasindan nankörlüge baslarlar.

52- Çünkü sen ölülere isittiremezsin. O daveti, arkalarini dönmüs giderlerken sagirlara da duyuramazsin.

53- Körleri de sapikliklarindan hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.

54- Allah O'dur ki, sizi güçsüz olarak yaratir, sonra güçsüzlügün arkasindan kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasindan yine güçsüzlüge ve ihtiyarliga getirir. O diledigini yaratir. Ve O, her seyi bilir, her seye gücü yeter.

55- Kiyamet kopacagi gün günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadiklarina yemin ederler. Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardi.

56- Kendilerine ilim ve iman verilenler de söyle diyecekler: "Andolsun ki, Allah'in kitabinda takdir edilmis olan tekrar dirilme gününe kadar kaldiniz. Iste bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.

57- Artik o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onlarin dertlerinin çaresine de bakilmayacaktir.

58- Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara baska bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancilardan (uydurdugunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) baskasi degilsiniz." diyeceklerdir.

59- Iste bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler.

60- Simdi sen sabret. Çünkü Allah'in vaadi mutlaka haktir. Sakin imani saglam olmayanlar seni hafiflige sevketmesinler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:09 pm

YASİN



Bismillahirrahmanirrahim

1- Yâsîn.

2- 3- Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi

4- Dosdogru bir yol üzerindesin.

5- 6- Babalari korkutulmamis ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'in indirdigi (Kur'ân) ile korkutasin.

7- Andolsun ki onlarin çogunun üzerine azab sözü hak olmustur. Onlar imana gelmezler.

8- Çünkü biz onlarin boyunlarina kelepçeler geçirmisiz. O kelepçeler çenelerine dayanmistir da burunlari yukari, gözleri asagi somurtmaktadirlar.

9- Hem önlerinden bir sed, arkalarindan bir sed çekmisiz, kendilerini sarmisizdir. Baksalar da görmezler.

10- Onlari korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.

11- Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmedigi halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakindirirsin. Iste onu bir bagislanma ve çok serefli bir mükafatla müjdele.

12- Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onlarin önceden yapip gönderdiklerini ve biraktiklari eserlerini yazariz. Zaten biz her seyi açik bir kütükte, bir "imam-i mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayip tesbit etmisizdir.

13- Sen onlara, o sehir halkini örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmisti.

14- Hani biz onlara iki peygamber göndermistik, fakat onlar ikisini de yalanlamislardi. Biz de (onlari) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Süphesiz ki biz size gönderilmis elçileriz." dediler.

15- Onlar da: "Siz bizim gibi insandan baska birsey degilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir sey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.

16- Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmis elçileriz."

17- "Bize düsen de sadece apaçik tebligdir."

18- Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden ugursuzluga ugradik. Eger bu isten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tinmadan taslariz ve mutlaka bizden size pek acikli bir azab dokunur."

19- Peygamberler de söyle cevap verdiler: "Sizin ugursuzlugunuz beraberinizdedir. Size ögüt verildi diye mi (ugursuzluga ugradiniz)? Dogrusu siz israfi âdet etmis bir kavimsiniz."

20- O sirada sehrin ta ucundan bir adam kosarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!"

21- "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermislerdir."

22- "Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmisim beni yaratana? Hep

döndürülüp O'na götürüleceksiniz."

23- "Hiç ben O'ndan baska ilâhlar edinir miyim? Eger O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onlarin sefaati benden yana hiçbir seye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."

24- "Süphesiz ki ben, o zaman apaçik bir sapiklik içinde olurum."

25- "Süphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni."

26- (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"

27- "Rabbimin beni bagisladigini ve beni kendilerine ikram edilen kullarindan kildigini."

28- Biz arkasindan kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de degildik.

29- Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.

30- Yaziklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardi.

31- Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kusaklari helak etmisiz. Onlar artik kendilerine dönüp gelmiyorlar.

32- Onlarin hepsi toplanip, sadece bizim huzurumuza getirilmislerdir.

33- Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çikardik da ondan yiyip duruyorlar.

34- Biz orada hurmaliklardan, üzüm baglarindan bahçeler yaptik. Içlerinde pinarlardan sular fiskirttik.

35- (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptiklarindan yesinler diye (yaptik). Hâlâ sükretmeyecekler mi?

36- Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri seylerden bütün çiftleri yaratan Allah'in sani ne yücedir.

37- Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çikaririz, bir de bakarlar ki karanliga dalmislar.

38- Günes de bir delildir ki kendi yolunda akip gidiyor. Iste bu çok güçlü ve her seyi bilen Allah'in takdiridir.

39- Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkiminin çöpü gibi (yay haline) dönmüstür.

40- Ne günesin aya çatmasi yarasir, ne de gece gündüzü geçebilir; onlarin her biri kendi yörüngesinde yüzerler.

41- Onlar için bir delil de bizim, onlarin neslini dolu bir gemide tasimamizdir.

42- Yine kendileri için onun gibi binecek seyler yaratmamizdir.

43- Eger dilesek onlari bogariz da o zaman ne onlarin feryadina yetisen bulunur, ne de onlar kurtarilir.

44- Ancak tarafimizdan bir rahmet ve bir zamana kadar yasatmak baska.

45- Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanizdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildigi zaman,

46- Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldigi zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.

47- Onlara: "Allah'in size rizik olarak verdigi seylerden hayra harcayin" dendigi zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'in dileyince doyurabilecegi kimseyi biz mi doyuracagiz? Siz apaçik bir sapiklik içinde degil de nesiniz?" dediler.

48- Yine onlar: "Eger dogru söylüyorsaniz bu (kiyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.

49- Onlar sadece bir tek çigliga bakiyorlar, bir çiglik ki, onlar çekisip dururken kendilerini yakalayiverir.

50- O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.

51- Sûr'a üfürülmüstür, bir de ne baksinlar kabirlerinden Rablerine dogru akin ediyorlar.

52- Onlar: "Eyvah basimiza gelenlere! Mezarimizdan bizi kim kaldirdi? O Rahmân'in vaad buyurdugu iste bu imis. Gönderilen peygamberler de dogru söylemisler" derler.

53- Baska degil, sadece bir tek çiglik olmus, derhal hepsi toplanmis huzurumuza getirilmislerdir.

54- Artik bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez.

Ancak yaptiklarinizin cezasini çekeceksiniz.

55- Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir mesguliyet içinde zevk etmektedirler.

56- Kendileri ve esleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuslardir.

57- Onlara orada bir meyve vardir. Isteyecekleri her sey onlarindir.

58- (Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardir.

59- Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa ayrilin.

60, 61- "Ey Âdemogullari! Seytana tapmayin, o size apaçik bir düsmandir ve bana kulluk edin, dogru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak)

62- Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çikardi. Ya o zaman düsünmüyor muydunuz?

63- Iste bu size vaad edilen cehennemdir.

64- Bugün yaslanin ona bakalim inkâr ettiginiz için.

65- Bugün biz onlarin agizlarini mühürleriz de neler kazandiklarini bize elleri söyler, ayaklari da sahitlik eder.

66- Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?

67- Yine dileseydik olduklari yerde kiliklarini degistirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi.

68- Bununla beraber kimin ömrünü uzatiyorsak, yaratilista onu (güç

ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akillanmayacaklar mi?

69- Biz ona siir ögretmedik. Bu ona yarasmaz da... O sadece bir ögüt ve apaçik bir Kur'ân'dir.

70- (Bu), diri olanlari uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olmasi içindir.

71- Sunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakim hayvanlar yaratmisiz da onlara sahip bulunuyorlar.

72- Onlari, kendilerinin hizmetine vermisiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.

73- Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ sükretmeyecekler mi?

74- Onlar, Allah'tan baska birtakim ilâhlar edindiler. Güya yardim olunacaklar.

75- Onlarin, onlara yardima güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazi askerlerdir.

76- O halde onlarin sözleri seni üzmesin. Biz onlarin içlerini de biliriz, dislarini da.

77- Insan, kendisini bir damla sudan yarattigimizi görmedi mi de, simdi apaçik bir hasim kesildi?

78- Yaratilisini unutarak bize bir de mesel firlatti: "Kim diriltecekmis o çürümüs kemikleri?" dedi.

79- De ki: "Onlari ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayi bilir."

80- Size o yesil agaçtan bir ates yapan O'dur. Simdi siz ondan tutusturmaktasiniz.

81- Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir degil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her seyi yaratandir, her seyi bilendir.

82- O'nun emri, bir seyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

83- O halde her seyin mülkü ve tasarrufu (hükümranligi) elinde bulunan Allah'in sani ne yücedir. Siz de yalniz O'na döndürüleceksiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:09 pm

YUNUS



Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm, Râ. Iste bunlar o hikmetli kitabin âyetleridir.

2- Insanlari (egri yolun sonundan) korkut, inananlara Rableri nezdindeki yüksek makamlari müjdele, diye içlerinden bir adama vahyimizi göndermemiz onlara tuhaf mi geldi? Kâfirler: "Hiç süphesiz bu besbelli bir sihirbaz." dediler.

3- Rabbiniz o Allah'dir ki, gökleri ve yeri alti günde yaratti, sonra ars üzerine istiva etti (onu hükmü altina aldi), isi tedbir eyliyor. O'nun izni olmaksizin hiç kimse sefaatçi olamaz. Iste Rabbiniz olan Allah budur. O'na ibadet ediniz! Hâlâ düsünüp ibret almayacak misiniz?

4- Dönüsünüz hep O'nadir. Allah'in vaadi haktir. Herseyi ilk bastan yaratan O'dur. Sonra iman edip salih amel isleyenleri hak ettikleri ölçüde mükâfatlandirmak için geri döndürecek olan yine O'dur. Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acikli bir azap vardir.

5- O Allah'dir ki, senelerin sayisini ve hesabini bilesiniz diye günesi bir isik, ayi da bir nur yapti. Ve aya menziller tayin etti. Allah bunu hak olarak yaratti. O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrintili olarak açiklar.

6- Elbette gece ile gündüzün birbiri ardinca degisip durmasinda ve Allah'in göklerde ve yerde yarattiklarinda sakinan bir kavim için bir çok delil vardir.

7- Bize kavusmayi ummayanlar, dünya hayatina razi olup onunla tatmin bulanlar ve bizim âyetlerimizden gafil olanlar da vardir muhakkak.

8- Iste bunlarin kendi elleriyle ettikleri yüzünden varacaklari yer cehennemdir.

9. Hiç süphesiz iman edip salih ameller isleyenleri, imanlarindan dolayi Rableri hidayete erdirir. Naîm cennetlerinde altlarindan irmaklar akar durur.

10. Onlarin oradaki dualari: "Allahim, sen yücelerden yücesin"; saglik dilekleri "selâm", dualarinin sonu da "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun." diye sükretmek olacaktir.

11- Eger Allah, insanlara, hayri çarçabuk istedikleri gibi, serri de alel-acele verseydi, onlarin hemen ecellerini getiriverirdi. Fakat bize kavusmayi ummayanlari kendi hallerine birakiriz da azginliklari içinde bocalayip giderler.

12- Insana bir sikinti dokundugu zaman, gerek yan yatarken, gerek otururken, gerek dikilirken bize dua eder. Kendisinden sikintisini gideriverdik

mi sanki kendisine dokunan o sikinti için bize hiç yalvarmamis gibi aldirmadan geçer gider. Iste o asiri gidenlere yaptiklari seyler böyle güzel gelir.

13- Andolsun ki, sizden önceki devirlerin bir çok kavmini, peygamberleri kendilerine bir çok belge ile geldikleri halde zulmettikleri ve imana gelmedikleri için helak ettik. Iste günahkârlar toplulugunu biz böyle cezalandiririz.

14- Sonra onlarin ardindan sizi yeryüzüne halifeler yaptik ki, bakalim nasil ameller isleyeceksiniz.

15- Böyle iken, âyetlerimiz, kesin birer belge olarak kendilerine okundugu zaman, o bizimle karsilasmayi ummayanlar, "Bundan baska bir Kur'ân getir veya bunu degistir." dediler. De ki, "Onu kendiligimden degistiremem, benim açimdan bu olacak bir sey degildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarim. Rabbime isyan edersem, süphesiz büyük bir günün azabindan korkarim."

16- De ki, "Eger Allah dileseydi ben onu size okumazdim. O da onu hiçbir sekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yillarca bulundum. Siz hâlâ aklinizi basiniza toplamayacak misiniz?"

17- Artik bir yalani Allah'a iftira eden veya O'nun âyetlerini inkar edenden daha zalim kim olabilir? Hiç süphesiz o mücrimler iflah olmayacaklar.

18- Allah'i birakiyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan seylere tapiyorlar ve "Bunlar bizim Allah katinda sefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmedigi bir seyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onlarin ortak kostuklari seylerin hepsinden münezzehtir.

19- Insanlar, aslinda bir tek ümmet idiler, sonra ihtilafa düsüp ayri ayri oldular. Eger Rabbinden bir karar çikmamis olsa idi, ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda simdiye kadar aralarinda çoktan hüküm verilmis olurdu.

20- Bir de "Ona Rabbinden daha baska bir âyet indirilse ya!" diyorlar. De ki: "Gaybi bilmek ancak Allah'a mahsustur, bekleyiniz bakalim, ben de sizinle beraber bekleyecegim süphesiz."

21- Insanlara dokunan bir sikintidan sonra kendilerine bir rahmet tattirdigimiz zaman, âyetlerimiz hakkinda derhal bir takim hilekârliklara

girisirler. De ki: "Allah'in hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptiginiz hileleri yazip duruyorlar".

22- Sizi karada ve denizde gezdirip dolastiran O'dur. Hatta gemilerde bulundugunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hos bir esinti ile akip gittikleri ve tam keyiflendikleri sirada o gemilere siddetli bir firtina gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye baslar. Bütünüyle kusatilip artik bittiklerini sanirlar. Iste o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarir ve dindar olurlar: "Eger bizi buradan kurtarirsan, andolsun ki, sükredenlerden olacagiz." derler.

23- Sonra Allah onlari oradan kurtarir, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çesitli taskinliklara baslarlar. Ey insanlar taskinliginiz sirf kendi zararinizadir. Su degersiz dünya hayatinin bir süre tadini çikariniz, sonra nasil olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptiklarinizi tek tek size haber verecegiz.

23- Sonra Allah onlari oradan kurtarir, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çesitli taskinliklara baslarlar. Ey insanlar taskinliginiz sirf kendi zararinizadir. Su degersiz dünya hayatinin bir süre tadini çikariniz, sonra nasil olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptiklarinizi tek tek size haber verecegiz.

24- Dünya hayatinin misali söyledir: Gökten indirdigimiz su ile, insanlarin ve hayvanlarin yedigi bitkiler birbirine karismistir. Nihayet yeryüzü süslerini takinip süslendigi ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandiklari bir sirada, geceleyin veya gündüzün, ona emrimiz gelivermistir, ansizin ona öyle bir tirpan ativermisiz de sanki bir gün önce orada hiçbir senlik yokmus gibi oluvermistir. Düsünen bir kavim için âyetlerimizi iste böyle açiklariz.

25- Allah, selamet yurduna çagiriyor ve diledigini de dogru yola hidayet ediyor.

26- Iyi is, güzel amel yapanlara daha güzeli ve daha fazlasiyla karsilik vardir. Yüzlerine ne kara bulasir, ne de asagilanirlar. Cennet ehli iste bunlardir. Orada ebedî kalacaklardir.

27- Kötülük kazanmis olanlara gelince, kötülügün cezasi, misli kadardir. Ve onlari bir asagilik ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'dan baska hiçbir kurtarici yoktur. Yüzleri karanlik gecelerden bir parçaya bürünmüs gibidir. Iste onlar cehennem ehlidir. Orada ebedî kalacaklardir.

28- O gün ki, hepsini mahsere toplayacagiz, sonra da o sirk kosanlara "Haydi yerlerinize! Siz de, ortak kostuklariniz da!" diyecegiz. Artik aralarini iyice açmisiz. O ortak kostuklari seyler, "Siz bize tapmiyordunuz ki." diyecekler.

29- "Simdi sizinle bizim aramizda sahit olarak Allah yeter. Sizin bize ibadet ettiginizden bizim haberimiz yoktur" (diyecekler).

30- Iste burada herkes geçmiste yaptigini bulacak. Ve gerçek mevlalari olan Allah'a döndürülecekler. Iftira edip uydurduklari seyler de kendilerinden büsbütün uzaklasip gidecek.

31- De ki, "size gökten ve yerden kim rizik veriyor? O, kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çikaran kim? Isleri idare eden kim?" Hemen "Allah'dir" diyecekler. De ki, "O halde Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz?"

32- Iste o Allah sizin gerçek Rabbinizdir. Gerçegin disinda sapikliktan baska ne vardir? O halde haktan nasil çevriliyorsunuz?

33. Hak dinden çikmis fasiklara Rabbinin kelimesi söyle gerçeklesti: Onlar artik imana gelmezler.

34- De ki: "Allah'a es tuttugunuz ortaklarinizdan, önce yaratip, sonra da onu çevirip yeniden diriltecek var mi?" De ki, "Önce yaratip, sonra da onu yeniden yaratacak olan Allah'dir. O halde nasil yoldan saptiriliyor, döndürülüyorsunuz?"

35- De ki, "Ortak kostuklarinizdan dogru yolu gösterecek olan var midir?" Deki, "Allah, hak olan dogru yola hidayet eder. O halde dogru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layiktir, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mi daha layiktir. O halde ne oluyorsunuz? Nasil hükmediyorsunuz?"

36- Onlarin birçogu zandan baska bir seye uymaz. Zan ise haktan hiç bir seyin yerini tutmaz. Süphesiz ki, Allah onlarin ne yaptiklarini bilir.

37- Bu Kur'ân, Allah'dan baskasi tarafindan uydurulamaz, lâkin kendinden önceki kitaplari tasdik eder ve o kitabi (levh-i mahfuzu) ayrintili olarak açiklar. Onda süphe edilecek hiç bir sey yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafindan indirilmistir.

38- "Onu o (peygamber) uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Haydi siz de onun gibi bir sûre getirin ve Allah'dan baska, çagirabileceginiz kim varsa onu da yardima çagirin. Eger sözünüzde sadik iseniz (bunu yapin).

39- Hayir. Onlar bilgileriyle kavrayamadiklari, te'vili de kendilerine hiç gelmemis olan bir seyi yalan saydilar. Bunlardan önce gelip geçenler de yine böyle inkâr etmislerdi, amma bak zalimlerin akibeti nasil oldu.

40- Onlardan ona (Kur'ân'a) inanacaklar da var, inanmayacaklar da var. Rabbin fesatçilari en iyi bilendir.

41- Eger seni inkâr etmeyi sürdürürlerse, de ki; "Benim amelim bana, sizin ameliniz de size aittir. Benim yapacagim sizi ilgilendirmez, sizin yapacaginiz da beni ilgilendirmez."

42- Içlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sagirlara, üstelik akilsiz da olanlara dinletebilir misin?

43- Içlerinden sana bakanlar da var. Fakat sen, körlere, üstelik basiretleri de yoksa hidayet edip yol gösterebilecek misin?

44- Surasi kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar.

45- Allah'in onlari hasredip toplayacagi günde, sanki onlar dünyada gündüz bir parça kalmislar da aralarinda tanismislar gibi olacak. Allah'in huzuruna çikacaklarina inanmamis ve dogru yolu tutmamis olanlar hiç süphesiz en büyük ziyana ugramis olacaklar.

46- Onlara vaad ettigimizin bir kismini sana göstersek de, göstermeden seni vefat ettirsek de, sonunda onlarin dönüsü bize olacak. Sonra onlarin ne yapacaklarina Allah sahit olacaktir.

47- Her ümmetin bir peygamberi vardir. O peygamberleri gelince aralarinda adaletle hüküm verilir. Onlar hiç zulüm görmezler.

48- Onlar, "Eger dogru söylüyorsaniz bu vaad ne zaman yerine gelecek?" diyorlar.

49- De ki, "Ben, Allah'in dilediginin disinda kendi kendime ne bir zarar ne bir fayda verebilirim". Her ümmetin bir eceli vardir. Ecelleri gelince artik ne bir an geri, ne bir an ileri gidebilirler.

50- De ki: "O'nun azabi size geceleyin uykuda veya güpe gündüz gelecek olsa, ne dersiniz? Günahkârlarin onu alelacele istemeleri için ne sebep vardir?"

51- Bu azap meydana geldikten sonra mi iman edeceksiniz, yoksa simdi mi? Halbuki onun çarçabuk gelmesini istiyordunuz.

52- Sonra o zulüm yapanlara "Tadin bakalim su ebedi azabi!" denilecek. Vaktiyle kazandiginizdan baskasi ile mi cezalandirilacaksiniz?"

53- "O azap gerçek mi?" diye sana soruyorlar. De ki; "Evet. Rabbim hakki için o kesin bir gerçektir. Ve siz bundan yakayi kurtaramazsiniz."

54- Zulüm yapmis olan herkes, azabi görünce yeryüzündeki her seyin sahibi olsa da, (o azaptan kurtulmak için) hepsini feda ederdi. Ve içten içe pismanlik duyardi. Fakat aralarinda adaletle hüküm verilir ve hiçbirine zulüm yapilmaz.

55- Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'indir. Açin gözünüzü, Allah'in vaadi muhakkak ki, haktir, gerçektir. Lâkin onlarin çogu bunu bilmezler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:09 pm

56- O, hem can veren, hem can alandir. Ve hepiniz O'na döndürülüp götürüleceksiniz.

57- Ey insanlar! Size Rabbinizden bir ögüt, gönüller derdine bir sifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi.

58- De ki, "Allah'in ihsaniyla ve rahmetiyle, yalnizca bunlarla sevinç duysunlar. Bu, onlarin biriktirip durduklarindan daha hayirlidir."

59- De ki, "Baksaniza, Allah sizin için nice riziklar indirdi, siz onlardan bir kismini haram, bir kismini helâl yaptiniz". De ki, "Size Allah mi izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mi ediyorsunuz?"

60- Allah'a yalani iftira edenler kiyamet gününü ne saniyorlar? Allah, insanlara çok ihsanda bulunmustur, lâkin insanlarin çogu sükretmezler.

61- Hangi isi yaparsan yap, Kur'ân'dan ne okursan oku, ne iste çalisirsan çalis, unutmayin ki, siz ona dalip gitmisken, biz sizin üzerinizde sahidiz.

Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiç bir sey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan daha büyük! Ancak bunlarin hepsi apaçik bir kitaptadir.

62- Açin gözünüzü! Allah'in dostlari üzerine ne korku vardir, ne de onlar mahzun olurlar.

63- Onlar ki, iman etmisler ve Allah'a karsi gelmekten sakinmislardir.

64- Onlara dünya hayatinda da, ahiret hayatinda da müjdeler vardir. Allah'in sözlerinde degisiklik yoktur. Iste bu en büyük kurtulustur.

65- Habibim, onlarin laflari seni üzmesin. Çünkü san ve seref bütünüyle Allah'indir. O her seyi isitiyor, hepsini görüyor.

66. Açin gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah'indir. Allah'dan baskasina tapanlar dahi, Allah'a ortak kostuklarina uymus olmuyorlar, ancak zanna uymus oluyorlar. Ve yalandan baska bir sey söylemiyorlar.

67- O, öyle bir Allah'dir ki, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi, göresiniz diye de gündüzü yapti. Elbette bunda söz dinleyecek olan bir kavim için âyetler (ibretler) vardir.

68- Dediler ki: "Allah, kendine çocuk edindi". O, böyle seylerden münezzehtir. O, müstagnidir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Bu hususta elinizde hiç bir delil yoktur. Allah'a karsi bilmediginiz bir seyi neden söylüyorsunuz?

69- De ki: Allah'a iftira edenler elbette felah bulmazlar.

70- Dünyadaki zevkler çabuk biter. Sonra dönüsleri bize olacaktir. Daha sonra da inkâr ettiklerinden dolayi o çetin azabi biz onlara tattiracagiz.

71- Bir de onlara Nuh'un kissasini oku: Hani o bir zamanlar kavmine demisti ki: "Ey kavmim, eger benim aranizda durusum ve Allah'in âyetleriyle ögüt verisim size agir geliyorsa, sunu bilin ki, ben yalnizca Allah'a dayanmisimdir, artik siz ve ortaklariniz her ne yapacaksaniz toplanip bütün gücünüzle karar veriniz. Sonra bu isiniz size dert olmasin. Sonra bana ne yapacaksaniz yapin, bana mühlet de vermeyin".

72- Eger yüz çevirirseniz çevirin, ben de sizden bir ücret istemedim ya! Benim mükafatimi ancak Allah verir. Ve ben O'nun emrine boyun egen müslümanlardan olmakla emrolundum.

73- Buna ragmen yine de onu inkâr ettiler. Biz de onu ve gemide kendisiyle beraber olanlari kurtardik. Ve onlari yeryüzüne halifeler yaptik. Âyetlerimizi inkâr edenleri ise suda bogduk. Bak iste uyarilanlarin akibeti nasil oldu.

74- Sonra onun arkasindan birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara açik mucizelerle geldiler. Fakat onlar bir defa yalan dediklerine sonuna kadar bir türlü inanmadilar. Iste biz, haddi asanlarin kalblerini böyle mühürleriz.

75- Sonra bunlarin arkasindan Musa ile Harun'u âyetlerimizle Firavun'a ve cemaatine gönderdik. Iman etmeyi kibirlerine yediremediler ve günahkâr bir kavim oldular.

76- Kendilerine tarafimizdan hak gelince, "Muhakkak ki bu, apaçik bir sihirdir." dediler.

77. Musa dedi ki, "Size hak gelince, ona böyle mi diyorsunuz? Bu sihir midir?" Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar.

78- Dediler ki: "Sen bizi, atalarimizdan kalan yoldan çeviresin de yeryüzünde saltanat ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmayiz".

79- Firavun da: "Bana bütün bilgili sihirbazlari toplayip getirin!" dedi.

80- Sihirbazlar gelince, Musa onlara: "Ortaya ne atacaksaniz atin!" dedi.

81- Onlar ortaya atinca Musa dedi ki, "Sizin yaptiginiz sey sihirdir. Muhakkak ki, Allah onu iptal edecektir. Süphe yok ki, Allah fesatçilarin islerini düze çikarmaz."

82-Allah, hakkin hak ve gerçek oldugunu kelimeleriyle ispat eder, günahkârlarin hosuna gitmese de

83- Firavun ve adamlarinin kendilerini belaya ugratacagi korkusundan dolayi Musa'ya kendi kavminin bir oymagindan baska kimse iman etmedi. Çünkü orada Firavun çok üstün idi ve o kesinlikle asiri giden taskinlardandi.

84- Musa dedi ki: "Ey kavmim! Siz gerçekten Allah'a iman ettinizse, O'na samimiyetle teslim olan müslümanlardan oldunuzsa artik O'na güvenin!"

85- Onlar da: "Biz Allah'a güvendik. Ey Rabbimiz, bizi o zalim kavmin fitnesine ugratma!" dediler.

86- "Bizi rahmetinle o kâfir kavmin elinden kurtar!"

87- Biz Musa ile kardesine söyle vahyettik: "Kavminiz için Misir'da birtakim evler hazirlayin ve evlerinizi kibleye karsi yapin ve namazi kilin ve müminlere müjde verin."

88- Musa dedi: "Ey Rabbimiz! Sen Firavun'a ve adamlarina su dünya hayatinda göz kamastirici zenginlik ve bol bol servet verdin. Ey Rabbimiz! Senin yolundan saptirsinlar diye mi? Ey Rabbimiz! Onlarin mallarini sil süpür ve kalblerine sikinti düsür. Çünkü onlar o acikli azabi görmedikçe iman etmeyecekler."

89- Allah buyurdu: "Her ikinizin de duasi kesinlikle kabul olundu. Siz yine dogru ve dürüst olmaya devam edin. Kendini bilmeyenlerin yoluna sakin uymayin."

90- Ve sonra Israilogullari'ni denizden asirdik. Firavun, düsmanca saldirmak için derhal adamlarini ve askerlerini arkalarina düsürdü. Ta ki, suda bogulmaya baslayinca "Inandim, gerçekten de Israilogullari'nin iman ettiginden baska tanri yoktur. Ben de ona teslim olanlardanim." dedi.

91- Simdi mi? Oysa bundan önce hep isyan etmistin ve fesatçilardan idin.

92- Biz de bugün senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracagiz. Bununla beraber, insanlarin birçogu âyetlerimizden yine de gafildirler.

93- Gerçekten Israilogullari'ni çok güzel bir yurda yerlestirdik ve onlara hos nimetlerden riziklar verdik. Anlasmazliga düsmeleri de kendilerine ilim geldikten sonra oldu. Süphe yok ki, Rabbin, o anlasmazliga düstükleri konularda kiyamet günü aralarinda hüküm verecektir.

94- Sana indirdiklerimizde herhangi bir süpheye düsersen, senden önce kitap okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmistir. Sakin süphe edenlerden olma!

95- Ve sakin Allah'in âyetlerini inkar edenlerden olma, sonra hüsrana ugrayanlardan olursun.

96- Dogrusu, aleyhlerinde Rabbinin hükmü kesinlesmis olanlar imana gelmezler.

97- Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acikli azabi görünceye kadar inanmazlar.

98- Fakat o vakit iman edip de imanlari kendilerine fayda vermis bir kasaba olsaydi? Ancak Yunus'un kavmi iman ettikleri vakit, dünya hayatinda o rezillik azabini üzerlerinden kaldirmis ve bir süre onlari rahata kavusturmustuk.

99- Eger Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanlari hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksin?

100- Allah'in izni olmadikça hiçbir kisinin iman etmesi mümkün degildir. Akillarini kullanmayanlar üzerine Allah bir ugursuzluk yükler.

101- De ki: "Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakin!" Fakat o uyarmalar ve o âyetler, iman etmeyen bir kavme fayda vermez ki!

102- Onlar, kendilerinden önce gelmis geçmis olanlarin ugradiklari felaket günleri gibisinden baskasini mi bekliyorlar? De ki, "Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerden olacagim."

103- Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtaririz. Iste biz böyleyiz. Müminleri kurtarmak üzerimize düsen bir görevdir.

104- De ki: "Ey insanlar! Eger benim dinimde bir süpheniz varsa, sunu bilin ki, Allah'i birakip da sizin taptiklariniza tapmam. Lâkin sizin de caninizi alacak olan Allah'a taparim. Bana müminlerden olmam emredilmistir".

105- "Ayrica yüzünü tevhid dininden ayirma ve sakin müsriklerden olma!" (diye emrolundum).

106- "Ve Allah'dan baska, sana faydasi da, zarari da dokunmayacak olan seylere yalvarma! Eger yalvarirsan, o zaman hiç süphesiz sen zalimlerden olursun.

107. Ve eger Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan baska giderecek yoktur. Ve eger sana bir hayir dilerse, o zaman da O'nun hayrini engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu diledigi kuluna nasip eder. Allah çok yarligayici, çok esirgeyicidir.

108. De ki: "Ey insanlar! Iste size Rabbinizden hak geldi. Artik kim hidayeti kabul ederse kendi cani için kabul etmis olur. Kim sapiklik ederse kendi zararina sapiklik etmis olur. Ve ben sizin üzerinize vekil degilim."

109- Sana vahyolunana uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayirlisidir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:10 pm

YUSUF



Bismillahirrahmanirrahim

1. Elif, Lâm, Râ. Iste bunlar sana o açik seçik kitabin âyetleridir.

2. Muhakkak ki, biz onu anlayasiniz diye Arapça bir kitap olarak indirdik.

3. Sana bu Kur'ân'i vahyetmekle biz, sana kissalarin en güzelini anlatiyoruz. Gerçek su ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.

4. Hani bir vakitler Yusuf, babasina demisti ki: "Babacigim, ben rüyada onbir yildizla günesi ve ayi bana secde ederken gördüm."

5. (Babasi) "Yavrucugum! "dedi, "rüyani kardeslerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü seytan insanin açikça düsmanidir."

6. "Ve iste böyle, Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler ögretecek. Bundan önce atalarin Ibrahim'e ve Ishak'a tamamladigi gibi, nimetini hem sana, hem de Yakup soyuna tamamlayacaktir. Muhakkak ki, Rabbin alîmdir, hakîmdir."

7. Andolsun ki, Yusuf ve kardesleri kissasinda soranlara ibret alacak âyetler vardir.

8. Hani demislerdi ki: "Yusuf ve kardesi (Bünyamin) babamiza bizden daha sevgili, biz ise güçlü ve tutkun bir grubuz. Dogrusu, babamiz belli ki, çok açik bir yanilgi içindedir."

9. "Yusuf'u öldürün, ya da bir yere atin ki, babanizin yüzü (sevgisi) size kalsin, sonra yine salih bir kavim olursunuz."

10. Içlerinden bir söz sahibi söyle dedi: "Yusuf'u öldürmeyin, bir kuyunun dibine birakin da ordan geçen kafilenin biri onu bulup alsin. Eger yapacaksaniz böyle yapin."

11. Dediler ki: "Ey babamiz! Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiligini istiyoruz."

12. "Yarin onu bizimle beraber gönder de gezsin, oynasin. Kesinlikle biz onu koruruz."

13. Babalari dedi ki: "Onu götürmeniz beni üzer, korkarim ki onu kurt yer de sizin haberiniz bile olmaz."

14. Dediler ki: "Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna ragmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana ugrayanlardan olmus oluruz."

15. Nihayet kardesleri, Yusuf'u alip götürdüler ve kuyunun dibine birakmaya topluca karar verdiler. Biz de ona söyle vahyettik: "Andolsun ki, sen onlara ilerde hiç beklemedikleri bir sirada bu yaptiklarini haber vereceksin".

16. Ve yatsi vakti, aglayarak babalarina geldiler.

17. Dediler ki: "Ey babamiz! Biz gittik, aramizda yaris yapiyorduk. Yusuf'u da esyamizin yanina birakmistik. Bir de baktik ki, onu kurt yemis. su anda biz dogru da söylesek, yine de sen bize inanacak degilsin."

18. Bir de gömleginin üzerinde yalandan bir kan getirmislerdi. Babalari dedi ki: "Hayir, nefisleriniz aldatmis da size bir is yaptirtmis. Artik bana güzel bir sabir gerekiyor. Bu anlattiklariniza karsilik yardimina siginilacak olan ancak Allah'dir."

19. Daha sonra bir kafile gelmis, sucularini da göndermislerdi. Vardi, kovasini kuyuya saldi, "Müjde hey, müjde! Iste bir çocuk!" dedi. Ve onu satilik bir mal olarak gizleyip korudular. Allah ise onlarin ne yapacaklarini biliyordu.

20. Ve onu düsük bir degerle birkaç dirheme sattilar. Ona fazla önem vermemislerdi.

21. Onu satin alan Misirli, esine dedi ki: "Buna güzel bak. Bize faydali olabilir, ya da evlat ediniriz." Yusuf'u böylece oraya yerlestirdik. Ona rüyalarin tabirini de ögrettik. Allah emrinde galiptir. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler.

22. O, tam erginlik çagina gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. Iste biz, güzel is yapanlari böyle mükafatlandiririz.

23. Derken, evinde bulundugu hanim, onun nefsinden murad alip yararlanmak istedi. Kapilari kilitledi ve "Haydi beri gel!" dedi. Yusuf: "Allah'a siginirim! Muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel bakti. Dogrusu zalimler hiç iflah olmazlar" dedi.

24. O hanim, ona gerçekten niyeti bozmustu. Eger Rabbinin burhanini görmese idi. Yusuf da ona özenip gitmisti. Aslinda ondan fuhsu ve fenaligi uzak tutalim diye böyle olmustu. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmis kullarimizdan biriydi.

25. Ikisi de kapiya kostular. Hanim, onun gömlegini arkadan yirtti. Ve kapinin yaninda hanimin efendisiyle karsi karsiya geldiler. Hanim hemen dedi ki: "Senin esine fenalik yapmak isteyenin cezasi, zindana atilmaktan veya aci bir azaba ugratilmaktan baska ne olabilir?"

26. Yusuf: "kendisi benden yararlanmak istedi" dedi. Hanimin akrabasindan biri de söyle sahitlik etti: "Eger gömlegi önden yirtilmis ise hanim dogru söylemistir, o zaman bu, yalancilardandir."

27. "Yok eger gömlegi arkadan yirtilmis ise hanim yalan söylemistir, o zaman bu dogru söyleyenlerdendir."

28. Ne zaman ki, gömlegin arkadan yirtilmis oldugunu gördü, o zaman dedi ki: "Bu is, siz kadinlarin tuzagindandir. Gerçekten de sizin tuzaginiz çok büyüktür".

29. "Yusuf! Sakin sen bundan bahsetme! Kadin! Sen de günahindan dolayi istigfar et. Sen gerçekten günahkarlardan oldun".

30. Sehirde bazi kadinlar da "Azizin karisi, delikanlisindan murad almaya kalkmis, sevgi yüregini yakip kavuruyormus, görüyoruz ki, kadin çildirmis besbelli..." dediler.

31. Azizin karisi, onlarin gizliden gizliye dedikodu yaydiklarini isitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazirladi. Her birine bir biçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a "çik karsilarina" dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (saskinlikla) ellerini kestiler. Dediler ki: "Hâsâ! Allah için, bu bir insan degil, olsa olsa yüce bir melektir."

32. "Iste" dedi, "bu gördügünüz, beni hakkinda kinadiginiz (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandi. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atilacak ve kesinlikle zelillerden olacaktir".

33. Yusuf dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan bana, bunlarin beni davet ettikleri seyden daha sevimlidir. Eger sen, bu kadinlarin tuzaklarini benden uzak tutmazsan, ben onlarin tuzagina düserim ve cahillik edenlerden olurum".

34. Bunun üzerine Rabbi, onun duasini kabul buyurdu da ondan onlarin tuzaklarini bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle isiten, hakkiyle bilendir.

35. Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf'u bir süre için zindana atma düsüncesi agir basti.

36. Zindana onunla birlikte iki delikanli daha girdi. Birisi dedi ki: "Rüyada kendimi sarap sikarken gördüm". Öteki de dedi ki: "Ben de basimin üstünde ekmek tasidigimi, kuslarin da ondan yedigini gördüm.

Bize bunun yorumunu haber ver. Çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

37. Yusuf dedi ki: "Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce onun tabirini size bildiririm. Bu, Rabbimin bana ögrettigi ilimlerdendir. Çünkü ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim."

38. "Atalarim Ibrahim, Ishak ve Yakub'un dinine uydum. Bizim, Allah'a hiçbir seyi ortak tutmamiz olmaz. Bu, bize ve insanlara Allah'in bir lutfudur. Fakat insanlarin çogu sükretmezler."

39. "Ey benim zindan arkadaslarim! Ayri ayri birçok tanrilar mi daha hayirli, yoksa herseye hakim ve galip olan bir tek Allah mi?"

40. "Sizin Allah'i birakip da o taptiklariniz, sizin ve atalarinizin uydurdugu birtakim isimlerden baska bir sey degildir. Bunlara tapmaniz için Allah hiçbir delil indirmis degildir. Hüküm ancak Allah'a aittir: O, size, kendisinden baskasina tapmamanizi emretti. Iste dosdogru din budur. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler."

41. "Ey benim zindan arkadaslarim! Biriniz efendisine yine sarap sunacak. Digeri de asilacak, kuslar basindan yiyecekler. Iste ögrenmek istediginiz is böylece halloldu."

42. Yusuf, hapisten kurtulacagina inandigi o ikiden birine dedi ki: "Beni efendinin yaninda an". (Benden söz et ki, beni kurtarsin). Fakat Seytan, ona, efendisinin yaninda anmayi unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yillarca zindanda kaldi.

43. Bir gün melik (hükümdar) dedi ki: "Ben rüyamda yedi ciliz inegin yedi semiz inegi yedigini ve yedi yesil basakla yedi kuru basak görüyorum. Ey ileri gelenler! Siz rüya tabir edebiliyorsaniz benim bu rüyamin tabirini bana bildirin."

44. Dediler ki: "Rüya dedigin sey karmakarisik hayallerdir. Biz ise böyle karisik hayallerin yorumunu bilemeyiz."

45. O ikiden kurtulmus olani nice zamandan sonra hatirladi da dedi ki: "Ben size o rüyanin tabirini haber veririm, hemen beni gönderin."

46. "Ey Yusuf, ey dogru sözlü! Bize sunu hallet: Yedi semiz inegi, yedi ciliz inek yiyor. Ve yedi yesil basakla diger yedi kuru basak. Umarim ki, o insanlara dogru cevap ile dönerim, onlar da (senin kadrini) bilirler."

47. Dedi ki: "Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi basaginda birakiniz, biraz yiyeceginizden baska. "

48. "Sonra onun arkasindan yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacaginizdan baskasini yiyip bitirecek."

49. "Sonra da onun arkasindan yagisli bir sene gelecek ki, halk onda sikintidan kurtulacak, (üzüm, zeytin gibi mahsülleri) sikip faydalanacak."

50. O hükümdar "Onu bana getirin" dedi. Emir üzerine Yusuf'a gönderilen adam yanina gelince, Yusuf ona dedi ki: "Haydi efendine geri dön de, ona sor bakalim, o ellerini kesen kadinlarin maksatlari ne imis? Hiç süphe yok ki, Rabbim, onlarin oyunlarini çok iyi bilir."

51. Hükümdar, o kadinlara "Derdiniz neydi ki, o vakit Yusuf'un nefsinden murad almaya kalktiniz?" dedi. Onlar "Hâsâ, Allah için, biz onun aleyhinde hiçbir fenalik bilmiyoruz" dediler. Aziz'in, karisi da: "Simdi hak ve hakikat oldugu gibi ortaya çikti. Aslinda onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise seksiz süphesiz dogrulardandir" dedi.

52. (Yusuf dedi ki): Iste bu sunun içindir: Bilsin ki, ben ona arkasindan hainlik etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini basariya ulastirmaz.

53. Ben yine de nefsimi temize çikarmiyorum. Çünkü nefis siddetle kötülügü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle yarligadigi müstesna. Muhakkak ki, Rabbim bagislayici ve merhametlidir.

54. Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, kendime tahsis edeyim." Sonra onunla konusunca da: "Sen bugün yanimizda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, güvenilir birisin" dedi.

55. O da, ona dedi ki: "Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim."

56. Ve iste biz böylece Yusuf'u o yerde temkin ettik (yerlestirdik). Neresinde isterse orada makam tutuyordu. Biz rahmetimizi diledigimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin mükafatini zayi etmeyiz.

57. Iman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafati daha hayirlidir.

58. (Bir gün) Yusuf'un kardesleri çikageldiler ve onun yanina girdiler. O, onlari görür görmez tanidi, oysa onlar onu taniyamamislardi.

59. Ne zaman ki onlarin bütün hazirliklarini tamamladi, o zaman dedi ki: "Babanizdan olan öbür kardesinizi de bana getirin. Görüyorsunuz ya, ben ölçegi tam ölçüyorum ve ben konukseverlerin en hayirlisiyim."

60. "Siz eger onu bana getirmezseniz, bir daha size hiç kile yok, (bir ölçek bile zahire alamazsiniz) yanima da yaklasmayin".

61. Dediler ki: "Onun için babasindan izin almaya çalisacagiz. Her hâlü kârda bunu yapacagz."

62. Yusuf bir taraftan da adamlarina tenbih etti: "Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerinin yanina dönünce farkina varirlar ve belki yine gelirler" dedi.

63. Böylece dönüp babalarina geldikleri vakit, dediler ki: "Ey babamiz! Bizden ölçek menedildi (bize zahire verilmeyecek). Bu kere kardesimizi de bizimle gönder ki, ölçek alabilelim. Biz onu kesinlikle koruyacagiz."

64. Babalari dedi ki: "Ben onu size nasil emanet ederim? Ya bundan

önce kardesini emanet ettigimde olan gibi olursa! En hayirli koruyucu Allah'dir ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir."

65. Derken yüklerini açtilar ve sermayelerini kendilerine geri verilmis olarak buldular. Dediler ki: "Ey babamiz! Daha ne isteriz? Iste sermayelerimiz de bize iade edilmis. Bununla yine ailemize zahire alir getiririz, kardesimizi de koruruz, üstelik bir yük daha fazla zahire aliriz. Zaten bu aldigimiz pek az bir zahiredir."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SkaNdaL
Admin
Admin
SkaNdaL


Kadın
Mesaj Sayısı : 277
Yaş : 39
Nerden : Balıkesir
Lakap : ♥ღ!.PiSkOpaT.!ღ♥
Kayıt tarihi : 13/09/08

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )   Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle ) - Sayfa 3 Icon_minitime1Salı Eyl. 16, 2008 3:10 pm

66. Babalari dedi ki: "Hepiniz çaresiz kalmadikça onu bana mutlaka getireceginize dair Allah'dan bir yemin vermedikçe, onu, kesinlikle sizinle göndermem". Onlar da Allah'a and içerek babalarina söz verince, babalari dedi ki: "Bu söylediklerinize Allah vekildir".

67. Ve dedi ki: "Ey yavrularim! (sehre) hepiniz bir kapidan girmeyin de ayri ayri kapilardan girin. Gerçi ben ne yapsam, Allah'in takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnizca Allah'indir. Onun için bütün tevekkül edenler O'na tevekkül etmelidirler."

68. Ne zaman ki, sehre vardilar, o zaman babalarinin kendilerine emrettigi sekilde girdiler. (Gerçi bu sekilde girmeleri) onlar hakinda Allah'in takdir ettigi hiçbir seyi önleyemezdi, bu sadece Yakub'un içinden geçirdigi bir istegin yerine getirilmesi oldu. Süphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz ögretmistik. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler.

69. Yusuf'un yanina girdikleri vakit, o, kardesini (Bünyamin'i) yaninda alikoydu. Dedi ki: "Bilesin, ben, senin kardesinim! Iste bundan dolayi onlarin yapacaklarina sakin üzülme!"

70. Sonra onlarin bütün hazirliklarini görünce, su kabini kardesinin yükünün içine koydu. Sonra bir tellal söyle bagirdi: "Hey kervan! Siz hirsizsiniz, hirsiz!"

71. Bunlara döndüler de dediler ki: "Ne ariyorsunuz?

72. Onlar da dediler ki: "Hükümdarin su kabini ariyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir".

73. "Allah'a yemin ederiz ki," dediler, "Muhakkak siz de anlamissinizdir ya, biz buraya fesat çikarmak için gelmedik. Biz hirsiz da degiliz."

74. "Peki yalanci çikarsaniz onun (hirsizlik edenin) cezasi nedir?" dediler.

75. "Kimin yükünde çikarsa, o kendisi onun cezasidir. Biz zalimlere iste böyle ceza veririz."

76. Bunun üzerine Yusuf, kardesinin esyalarindan önce onlarin esyalarini aramaya basladi. Sonra su kabini kardesinin yükünün içinden çikardi. Iste Yusuf'a biz böyle bir oyun ögrettik. Melikin kanunlarina göre, kardesini alikoymasina imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o baska. Biz diledigimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir baska bilen vardir.

77. Dediler ki: "Eger o çalmissa, daha önce bunun kardesi de çalmisti". O vakit Yusuf bunu içine atti, onlara hiç belli etmeden: "Siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sifat verdiginizi Allah çok iyi biliyor" dedi.

78. Dediler ki: "Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yasli bir babasi var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

79. O dedi ki: "Esyamizi yaninda buldugumuzdan baskasini tutuklamaktan Allah korusun. Çünkü öyle yaparsak zalimlerden oluruz."

80. Ne zaman ki, onlar, onu kurtarmaktan ümit kestiler, o zaman fisildasarak oradan uzaklastilar. Büyükleri dedi ki: "Babanizin sizden Allah adina ahit aldigini ve daha önce Yusuf konusunda ettiginiz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkimda bir hüküm verinceye kadar ben artik burdan ayrilmam. Allah, hüküm verenlerin en hayirlisidir."

81. "Siz dönün de babaniza deyin ki: Ey babamiz! Inan ki, oglun hirsizlik yapti. Biz ancak bildigimize sahitlik ediyoruz. Yoksa gaybin bekçileri degiliz."

82. "Hem orada bulundugumuz sehir halkina, hem içinde bulundugumuz kervana sor. Ve emin ol ki, biz kesinlikle dogru söylüyoruz."

83. Babalari dedi ki: "Hayir, sizi nefisleriniz altadip bir ise sürüklemis. Artik bana güzel güzel sabretmek düsüyor. Belki Allah hepsini birden bana geri getirir. Çünkü O, her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

84. Ve onlardan yüz çevirdi de: "Ey Yusuf'un atesi, yetti artik, yetti!" dedi. Ve üzüntüden gözlerine ak düstü. Artik yutkunuyor da yutkunuyordu.

85. Dediler ki: "Hâlâ Yusuf'u sayiklayip duruyorsun. Allah'a yemin

ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksin. Hayret dogrusu!"

86. Dedi ki: "Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a sikayet ederim ve Allah tarafindan sizin bilmediginiz seyleri de bilirim."

87. "Ey ogullarim, gidin, Yusuf'u ve kardesini arastirin. Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden baskasi Allah'in rahmetinden ümit kesmez."

88. Sonra (Misir'a gidip) onun huzuruna girince, dediler ki: "Ey sanli vezir! Biz ve çoluk çocugumuz sikinti içindeyiz. Pek az bir sermaye ile geldik. Sen bize yine ölçek (zahire) ver, ayrica sadaka da ihsan eyle. Çünkü Allah sadaka verenleri muhakkak mükafatlandirir."

89. O dedi ki: "Siz cahilliginizde Yusuf'a ve kardesine ne yaptiginizi biliyor musunuz?"

90. Onlar "Yoksa sen, sahiden Yusuf musun?" dediler. O da "Ben Yusuf'um, bu da kardesim" dedi, "Dogrusu Allah, bizi, lutfuyla nimetlendirdi. Gerçekten de kim Allah'dan korkar ve sabrederse, Allah, muhakkak ki, güzel isler yapanlarin mükafatini zayi etmez."

91. Dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni bize üstün kildi. Biz gerçekten de büyük hata islemistik".

92. Yusuf dedi: "Bugün size bir ayiplama ve azarlama yoktur. Allah, sizi, magfiretiyle bagislasin. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir."

93. Alin su gömlegimi götürün de babamin yüzüne sürün, gözü açilir. Ve bütün ailenizle toplanip bana gelin."

94. Ne zaman ki, kafile (Misir'dan) ayrildi, öteden babalari dedi ki: "Eger bana bunak demezseniz, dogrusu ben Yusuf'un kokusunu aliyorum."

95. Dediler ki: "Vallahi sen hâlâ o eski saskinligindasin."

96. Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömlegi Yakub'un yüzüne koydu, hemen gözü açildi. "Ben size demedim mi, ben Allah'dan sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.

97. Dediler ki: "Ey babamiz, bizim için Allah'a istigfar eyle. Biz gerçekten büyük günah islemistik."

98. Dedi ki: "Sizin için Rabbimden ilerde bagislanma dileyecegim. Süphesiz o çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.

99. Ne zaman ki, onlar Yusuf'un yanina vardilar, iste o zaman Yusuf anasini ve babasini kucakladi, yanina aldi ve "Buyurun Allah'in dilemesiyle güven içinde Misir'a girin" dedi.

100. Anasiyla babasini yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandilar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki: "Iste bu durum, o rüyamin çikmasidir. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kildi. Seytan benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni zindandan çikarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Dogrusu Rabbim diledigine lutfunu ihsan eder. Süphesiz O, her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

101. "Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyalarin tabirinden bir ilim ögrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canimi müslüman olarak al ve beni salih kullarin arasina kat!"

{*} Hasili, ne zaman ki, Yusuf'a vardilar, yani Yusuf'un daha önce kardeslerine tenbih edip istedigi gibi, basta babalari olmak üzere bütün aile bireyleri topluca Misir'a gelip Yusuf'un yanina vardilar. Rivayet olunur ki, Yusuf ve Melik, yanlarinda dört bin asker, birtakim devlet adamlari ve Misir halkindan çok sayida insan, gelen kafileyi karsilamaya çikmislardi. Yakub Aleyhisselam, oglu Yahuda'ya dayanarak yürüyordu, karsidan gelen kafileye ve atlilara bakip, "Ey Yahuda, su karsidaki adam Misir'in Firavun'u mu?" diye sordu. O da "Hayir, Firavun degil, oglun" dedi. Yaklastiklari zaman Yusuf'dan önce Yakup selam verdi ve "Selam sana ey hüzünleri gideren" dedi{*}ilh.

102. Iste bu, sana vahiyle bildirdigimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarina karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarinda degildin.

103. Sen ne kadar siddetle arzulasan da, insanlarin çogu iman edecek degildir.

104. Buna karsilik onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun. O Kur'ân, âlemlere ancak bir ögüttür.

105. Bununla beraber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki, onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler.

106. Onlarin çogu sirk kosmadan Allah'a iman etmezler (imanlarina az çok bir sirk karistirirlar).

107. Yoksa bunlar Allah'in azabindan hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkinda degillerken ansizin baslarina kiyametin kopuvermesinden güven içinde midirler?

108. De ki: Iste benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (iste böyleyiz). Ben Allah'i tesbih ederim ve ben müsriklerden degilim.

109. Senden önce gönderdigimiz peygamberler de o memleketlerin halkindandi, onlar da kendilerine vahiy verdigimiz birtakim erkeklerden baskasi degillerdi. Simdi o yerlerde söyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akibetlerinin nasil olduguna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayirlidir. Hâlâ aklinizi basiniza toplamayacak misiniz?

110. Nihayet peygamberleri (onlarin iman etmelerinden) ümit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalanci durumuna düstüklerini saninca, onlara yardimimiz geldi, yetisti; dilediklerimiz kurtarildi. Suçlular toplulugundan bizim azabimiz geri çevrilemez.

111. Gerçekten de onlarin kissalarinda üstün akillilar için bir ibret vardir. Bu Kur'ân uydurulmus herhangi bir söz degildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitaplarin tasdiki her seyin ayrintilariyla açiklayicisi ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali ( Alfabetik Sıra İle )
Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 4 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
 Similar topics
-
» Kuran-i Kerim Full Mp3

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Seker.fforum.biz :: MaNeVi DiYaRıMıZ :: ALLAH (c.c) :: AyeT Ve HaDiSLeR-
Buraya geçin: